Kamuoyunda yeterince ses getirmedi ancak önceki gün Diyarbakır‘da son derece vahim bir terör eylemi yapıldı.
Her terör eylemi zaten vahim değil mi diye sorabilirsiniz.
Ancak sözünü ettiğim, terör örgütünün korkunç yüzünü gösteren, hala PKK‘nın savaş şartlarında mücadele ettiğini iddia edenler için, ibretlik bir eylem.
Eylem şuydu:
Terör örgütü militanları, yüzlerce öğrencinin öğrenim gördüğü Diyarbakır‘ın Bağlar semtindeki Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi’nin bahçesine, el yapımı bomba atıyor.
Bomba patlıyor ancak şans eseri ölen ya da yaralanan olmuyor, maddi hasar meydana geliyor.
Öyle anlaşılıyor ki PKK, gemi azıya almış.
Nitekim, gözlerini kırpmadan 13-14 yaşlarındaki çocukların canına kastedecek eylemler yapmaktan geri durmuyorlar.
O çocuklar kim?
Kürt çocukları…
PKK, kimin için savaştığını iddia ediyor?
Sözde Kürt çocuklarının geleceği için, güya Kürt çocuklarının özgürlüğü için.
Peki bu eylem nasıl izah edilebilir ve o çocukların, bu ‘savaş‘la ne ilgisi var?
Hani PKK, sadece güvenlik güçlerini hedef alıyordu?
PKK, Kürt emekçileri için savaşıyor ancak çorbacıyı tarıyor, emekçi bir Kürt garsonu kurşunluyor.
PKK, Kürt çocuklarının geleceği için savaşıyor fakat, okul bombalıyor, Kürt öğrencilerin canlarına kastediyor.
PKK, halk için savaşıyor ama hekimleri öldürüyor, ambulans şoförlerini tarıyor, sağlık emekçilerini katlediyor.
Hadi canım, siz de…
Madımak’a kınama
Bu köşenin sıkı takipçileri, hafta başında ‘Carina’nın Günlüğü Madımak‘ filmiyle ilgili eleştirilerimi hatırlayacaktır.
Filmin aslına uygun olmadığını ve gerçekleri saptırdığını düşünen tek ben değilmişim.
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, Madımak Oteli‘nde ölenlerin yakınları ve Pir Sultan Abdal Derneği yöneticileriyle birlikte basın toplantısı düzenlediler.
Sarıhan, “İçerik, kurgu ve sinema sanatı açısından eksiklik ve çarpıtmalar içeren filmin, başta senarist yönetmeni olmak üzere, yapımcısı ve dağıtımcısı olan sorumluları kınıyoruz” demiş ve şöyle devam etmiş:
“Güncel gerçekliği ve tarihsel belleği yanıltmaya, sanat üzerinden sorumluları ve oluş tarzı açıkça ortada olan bir insanlık suçu fiilini toplum vicdanında aklamaya yönelik bu tür girişimlere izin vermeyeceğiz ve gerekirse hukuki, cezai ve idari her türlü önlemi alacağız”
Bu arada, Madımak‘tan sağ kurtulan Serdar Doğan da, olayın bir katliam olduğunu ancak filmde katliam gerçeğinin yok sayıldığını savunmuş.
Filmin senaristleri, bu açıklamalara ne der bilmem ama bu filmden sonra Sivas kurbanlarının kemikleri sızlıyordur, buna kuşku yok.
Kılıçdaroğlu iyi niyetli ama…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun, son Bursa programında, işadamlarına sitem ettiğine değinmiştim.
Kılıçdaroğlu, Bursa‘nın hak ettiği yerde olmadığını, CHP‘nin de yeteri kadar oy almadığını söylemiş, işadamlarına da bu konularda sitem ettiğini açıklamıştı.
Dün Otosansit Yönetim Kurulu Üyesi Hidayet Hüroğlu aradı ve önce işadamlarına temas ettiği için Kılıçdaroğlu‘na teşekkür etti…
Ancak Hüroğlu, CHP’nin bugüne kadar iş çevrelerine hep mesafeli olduğunu da hatırlattı.
İki örnek verdi:
Biri Çataltepe Esnaf Sanayi Sitesi’ne CHP muhalefeti…
Diğeri de Otosansit yapılırken CHP’lilerin karşı çıkışı…