Yaşanmış gerçek bir hikayedir…
Bursa’da bir siyasetçi, geleneksel sigaradan, elektronik sigaraya dönmüştür.
Gitttiği lokantada yemekten sonra elektronik sigarasını içmeye başlar.
Bunu gören garson, siyasetçinin yanında biter:
“Beyefendi kapalı alanda sigara içmek yasaktır, derhal söndürün sigaranızı.”
Siyasetçi istifinizi bozmaz ve “Bak bakalım sigaraya benziyor mu bu? Ben şeker hastasıyım, düzenli olarak insülin almak zorundayım. Bu da insülin aletimdir.”
Garson inanır ve siyasetçiden özür dileyerek, olay yerinden uzaklaşır…
***
Yaşanmış gerçek bir hikayedir…
Bir ilçe belediye başkanı, nikah kıymaktadır.
Gelin ve damada, o meşhur soruyu yöneltmeden önce, nasihatlarda bulunur ve iyi niyet temennilerini paylaşır.
Konuşmasının sonunda, genç çifte: “Yolunuz açık olsun” der.
Damat, başkanın sözünü yanlış anlar ve ayağa kalkıp gider, misafirlerin şaşkın bakışları arasında.
Başkan hemen müdahale eder:
“Dur kardeşim. Ben evlilik yolunuz açık olsun dedim. Otur lüften!”
Heyecandan ne yaptığını bilmeyen damat, kalktığı nikah masasına döner ve az sonra medeni halini değiştirecek imzayı atar.
***
Yaşanmış gerçek bir hikayedir…
Yine aynı ilçe belediye başkanı, nikah kıymaktadır.
Karşında heyecandan dili tutulmuş, tir, tir titreyen damat vardır.
Başkan damada annesinin adını sorar:
Niyazi.
Başkan, şaşırsa da bazen erkek isimlerinin kadınlara da verildiği gerçeğinden hareketle, sorularına devam eder.
Baba adı:
Niyazi!
Anne ve baba adını, heyecandan Niyazi olarak yanıtlayan damadı daha fazla zor durumda bırakmak istemeyen belediye başkanı, damada kaynanasının ismini sormaktan vazgeçer ve bir an önce genç çiftin nikahını kıyar.
***
Yaşanmış gerçek bir hikayedir…
Bursa’nın bir belediye başkanı, ilk nikahını kıyacaktır.
Ama nasıl heyecanlıdır, anlatılmaz.
Heyecanını yenmek için nikah memurlarıyla prova bile yapar, o derece!
Nikah başlar ve Başkan geline sorar:
“İyi günde, kötü günde ….. eş olarak kabul ediyor musunuz?”
Gelinin cevabı:
Hayır!
Salonda buz gibi bir hava eser.
Ve elbette ilk nikahında ‘hayır‘ yanıtıyla sarsılan belediye başkanı da ne yapacağını bilemez.
“Peki neden?” diye sorar Başkan.
Gelin, son derece soğukkanlı bir şekilde “ Çünkü söylediğiniz isim, yanımdaki adam değil” yanıtını verir.
Sakınan göze çöp batar misali, bir aksilik çıkmasın diye dakikalarca prova yapan hikayemizin Belediye Başkanı, bir sonraki nikahtaki damadın ismini söylemiştir yanlışlıkla.
Yani, nikah memurları yanlış sayfa açmışlardır.
Ancak Belediye Başkanı, heyecanına rağmen durumu lehine çevirmesini bilir:
“Evet değerli misafirler, yanlış ismi bilerek sordum ki gelin hanımı sınava tabi tuttum. Sınavı geçti, tebrikler. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim.”
***
Yaşanmış gerçek bir hikayedir…
10 yıl sonra belediye başkanı seçilecek hikayemizin kahramanı, o dönem belediye başkan aday adayıdır.
Daha önce hiç canlı yayın deneyimi olmayan aday adayı, heyecandan adeta kalbi duracaktır.
Televizyon binasının önüne gelince arkadaşlarina “Arkadaşlar ben canlı yayına çıkamayacağım galiba, kalbim duracak sanki” der.
Arkadaşları kendisini cesaretlendirdiği sırada ne olur dersiniz?
Bir ambulans televizyon binasının önüne yanaşmaktadır.
Çünkü az önce bir siyasetçi canlı yayına çıkmadan önce heyecandan bayılmıştır.
Hikayemizin kahramanı, hastaneye kaldırılan siyasetçiyi görünce daha çok heyecanlanmıştır.
Sonuç: Aday adayı, canlı yayına çıkmış, 3 dakika konuşabilmiş ve ne dediğini bugün bile hatırlamıyordur!
***
Efendim, senfoni sezonu başladı.
Hem de muhteşem bir konserle.
Alkışlamaktan ellerimiz kızardı.
Önümüzdeki günlerde geniş bir şekilde yazacağım açılış konserini.
Ancak bugün, Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nin en büyük salonunun neredeyse tamamının dolduğunu belirteyim.
Klasik müzikseverlerin ilgisi her geçen gün artıyor konserlere.
Harika bir sezon olması temennisiyle, iyi pazarlar.