Feci bir kaza yaşandı Ankara Dikmen‘de.
Şoförünün iddiasına göre, freni boşalan otobüs, durağa daldı ve 12 kişi can verdi oracıkta.
Durakta araç beklerken insanların ölmesi, bize özgü.
Başka ülkelerde, trafik kazaları olmuyor mu?
Oluyor elbette…
Ancak, araç sürücüsü ya sarhoştur, ya aşırı hız yapıyordur, ya da çok acemidir veya dikkatsizdir.
Bizdeyse, ihmalden ve denetimsizlikten ölümcül kazalar oluyor, çoğu kez.
Dikmen katliamında da dört başı mamur bir ihmal var.
Eğer otobüsün freni boşalmışsa, bakım yapılmamıştır.
Ancak, kazanın sebebi ne olursa olsun, eğer o durak korunaklı olsaydı, böyle bir katliam olur muydu?
Durak, demir bariyerle korunmuş olsaydı, can pazarına döner miydi kaza yeri?
Nerede o otobüs durağının demir bariyerleri?
Bursa, katil sürücülerin daldığı korunaksız duraklarda meydana gelen cinayetlere tanık bir kent.
Çünkü Bursa‘da ana arterlere paralel, korumasız onlarca durak var.
Defalarca yazmamıza rağmen, tek bir bariyer yapılmadı.
Ve biz yazdıkça ölümcül kazalar kervanına bir yenisi daha eklendi.
Eylem yapıldı, yürüyüş düzenlendi, basın açıklamaları okundu, yetkililer yine umursamadı.
Soruyorum, 2 demir bariyerin maliyeti nedir?
***
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin revize edilmiş seçim bildirgesini tanıttığı basın toplantısında, bakın neler söylemiş:
“Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız ve alkışlar önüne kansız elle çıkınız.(Gandhi) Bugüne kadar halkların yararına her kim olumlu ne iş yaptıysa, taş üstüne taş koymayı başardıysa onlara ancak teşekkür edebiliriz. Ama yola bundan sonra HDP ile devam edeceğiz.“
Demirtaş’ın son cümlesine dikkat.
“Yola bundan sonra HDP ile devam edeceğiz” diyor.
Lafın tamamı deliye söylenirmiş.
Demirtaş da isim vermemiş ama yaklaşık 40 yıldır, ülkeyi kan gölüne çeviren PKK terör örgütüne resti çekmiş ve artık HDP var demiş.
Demirtaş, birkaç hafta önce de, PKK‘lıların sağlık emekçilerine yönelik katliamlarını, en ahlaksız savaşta bile yapılmayacak saldırılar olarak nitelemişti.
HDP lideri, PKK eylemlerini ahlaksızlık ötesi olarak adlandırıyor, PKK‘lılara miadınız doldu, misyonunuz bitti diyor.
Eyy PKK’lılar, size tek yakın parti bile, resti çekti.
Anlayın artık!
***
Yüksek Seçim Kurulu son noktayı koydu, Doğu ve Güneydoğu‘daki bazı mahallelerde, güvenlik nedeniyle sandık taşınması kararı alan ilçe seçim kurullarından gelen talepleri reddetti.
Reddetti ama, bu konuda AK Parti‘de farklı görüşler olduğu da gün yüzüne çıktı bu hadiseyle.
Önce Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, yasal düzenleme olmadan ne YSK‘nın ne de ilçe seçim kurullarının sandık taşıma yetkisi olmadığını söyledi.
Ardından bir diğer Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, tam tersini savundu ve yasal düzenlemeye gerek olmadığını öne sürdü.
YSK kararının ardından ise AKP YSK Temsilcisi Şeref Malkoç, ”YSK’nın aldığı bu karar hukuka da gerçekliğe de aykırıdır” dedi.
Üç farklı görüş, üçü de aynı partiden…
Kim yetkili, kim değil, yetkisi olan kurumun kararı hukuka aykırı mı, değil mi, AK Parti sandık taşınmasını istiyor mu, istiyorsa Mehmet Ali Şahin ne demek istiyor?
***
MHP lideri Devlet Bahçeli de, seçim bildirgesini açıkladı.
4 ilkelerinin kabul edilmesi şartıyla, HDP dışındaki tüm partilerle koalisyona hazırız demiş Bahçeli.
Biraz geç kalmadı mı?
Hadi AK Parti koalisyona yanaşmadı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, başbakanlık bile teklif etmesine rağmen, CHP-MHP koalisyonuna baştan kapıyı kapatan Bahçeli’nin, bugün ‘koalisyona hazırız’ sözlerine ihtiyatla yaklaşmakta fayda var.
***
Malum, Devlet Tiyatroları 1 Ekim’de yeni sezonu açtı.
Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu, geçen sezonu muhteşem geçirmiş.
Yüzde yüz doluluk oranıyla…
Hatta, bilet bulmak sorun olmuş geçen yıl.
Darısı, bu sezonun başına.
***
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan‘a yapılan saldırı, basının bölünmüşlüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Ama’lı kınamalar havada uçuştu, saldırıyı yarım ağızla kınamalar gırla gitti.
Oysa, insana yapılan her türlü saldırı, kimden gelirse gelsin, tavır alınması gereken bir hadisedir.
Ahmet Hakan‘a yapılan saldırı milat olsun ve bundan böyle, siyasi görüşü ve çalıştığı yayın organı, ne olursa olsun, tek bir gazetecinin kılına dokunulduğunda, ortak bir tavır alınsın.
Alınsın ki, ne tetikçiler, ne de taşeronlar cirit atsın.