Yer, Şırnak…
Terörün kol gezdiği, en fazla şehit verdiğimiz kentlerden biri…
Şırnak Jandarma Özel Harekat Komutanlığı’nda görev yapan jandarma uzman çavuşun eşi rahatsızlanıyor.
Uzman çavuş, kelle koltukta özel aracıyla eşini hastaneye yetiştiriyor, yanında 2 çocuğunu da alarak.
Dönüşte, PKK’lı teröristler yolunu kesiyorlar ve uzman çavuşu araçtan indiriyorlar.
Belli ki, oracıkta, çocuklarının gözü önünde, eşinin çırpınışlarına, evlatlarının gözyaşlarına aldırmadan şehit edecekler askeri.
Eşi direniyor, ”Öleceksek beraber,ölelim” deyip, teröristlerin önüne atlıyor.
Olayı gören Şırnaklılar, teröristlere tepki gösterip, askere siper oluyorlar!
Arbede çıkıyor ve karışıklığı fırsat bilen halk, asker ve ailesini başka bir araca bindirerek, olay yerinden uzaklaştrıyor.
Ve asker, mucizevi bir şekilde, bölge halkının el vermesiyle hayata yeniden dönüyor.
Çocukları öksüz, karısı dul kalmıyor.
***
Yer Hakkari’nin Şemdinli ilçesi…
Terör örgütünün en büyük eylemlerini yaptığı, katliamlarının en kanlısını gerçekleştirdiği bölgelerden biri…
Kürtler adına savaştığını söyleyen PKK’lılar, Kürtlerin ulaşımlarını sağlayan Mehendi-1 köprüsünü yıkıp, halkın iletişimini sağlayan baz istasyonlarını da yerle bir ediyor.
PKK’lılar ayrıca köylülerin bölgeye hayvanlarını geçirmesine izin vermiyor, arazi ve meralarını kullanmalarına geçit vermiyorlar.
Yani, yaşamlarını sürdürecek en temel haklardan mahrum bırakılmışlardır köylüler.
Ve bugüne kadar, devlete, askere ve polise karşı yürüyen Şemdinli köylüleri, bu kez kendilerini açlığa mahkum etmek isteyen terör örgütünün insafsız eylemlerini protesto için yürüyor.
Bölgeye gelen askerleri de bağrına basıp “En büyük asker bizim asker” diyerek, saflarını belli ediyorlar.
***
Bu iki olay, şehit haberleriyle sarsıldığımız haftanın tek tesellisiydi.
Şırnak’ta askere siper olan halk, terör örgütüne karşı daha cesur olunabileceğini, teröristlerin olmayan vicdanının bölge halkında olduğunu gösterdi.
Hakkari’deyse, Kürtler adına mücadele ettiğini iddia eden terör örgütünün,aslında Kürtleri açlığa,yoksulluğa mahkum ettiklerini, yaşam alanlarını yok ettiklerini ortaya koydu.
Şimdi Şırnak ve Şemdinli’de olanları hiç akıllardan çıkarmayarak, toptancı görüşleri ve önyargıları terk etme zamanı…
***
Seçim göründü, hemşericiler yine ortaya çıktı.
Bu işin iki tarafı var.
Biri, Bursa doğumlu olmayan ancak bu kentte çok sayıda hemşerisi olduğunu söyleyip, iyi bir sıraya yazılmak isteyen uyanık siyasetçiler.
Diğeri, aslında Bursa’da doydukları için Bursalı olduklarını hatırlatan ancak memleketlerinin kültürünü de yaşatmak istediklerini belirtip, seçim öncesi adaylardan yüklü miktarda bağış kotarmaya çalışan kimi hemşeri dernekleri…
Çağdaş toplumlarda, kimin nerede doğduğu merak bile edilmez.
Bizdeyse, güçlü bir milletvekili adaylık kriteridir nereli olduğun!
Özellikle AK Parti’nin karar vericilerine sesleniyorum:
Seçmen, kimin aday olduğunu dahi bilmezken, hangi adayın nereli olduğunu hiç bilmez..
Bilse de ilgilenmez.
Mesele, kimin nereli olduğu değil, kimin Bursa’ya, memlekete ve millete daha yararlı olacağıdır.
***
AK Parti listeleri için iddialar muhtelif.
Bilinen tek gerçek varsa, listenin değişeceği gerçeğidir.
Çünkü bir milletvekili aday olmadı, bir aday ise başvuru yapmadı.
Ancak tabloyu net bir şekilde görmek için 12 Eylül’ü beklemekte fayda var.
12 Eylül kongresinden sonra oluşacak MKYK ve MYK listesi, aday listeleri için de belirleyici olabilir.
***
Sinan Oğar’ın ardından bir Bahçeli muhalifi daha MHP’den atıldı.
Böylece dikensiz gül bahçesi yolunda büyük bir adım daha atıldı.
Sırada Meral Akşener var diyeceğim ama Akşener de ihraç edilecek bir şey yapmıyor.
Bu arada Tuğrul Türkeş’in ihracı, Oğar’inkine pek benzemeyecek galiba.
Nitekim Türkeş, bu işin peşini bırkakmayacağı izlenimini veren açıklamalar yaptı.