Dün, elektronik posta kutuma, ‘kızlarsoruyor.com’ isimli internet sitesinin yaptığı anket düştü.
Anketin konusu da sonucu da bir hayli sarsıcı…
Kızlar sormuş ama anketin denekleri hem kızlar hem erkekler…
Efendim soru şu:
“Hesabı kim ödemeli? Hesap geldiğinde kadın ve erkekler nasıl davranmalı?“
Kadınların çoğu, “İkisi de elini cebine atmalı, hesap paylaşılarak ödenmeli” derken, erkeklerin çoğu ise “Hesabı erkek ödemeli” demiş.
2 yanıt farklı da olsa, realite erkeğin verdiği cevap gibi.
Yani centilmen bir erkek, kadına hesap ödettirmez.
Aslında bu, ilişkilerin yazısız ancak en temel kurallarından biridir.
Bu nedenle, kadınların yanıtını ‘resmi görüş’ olarak görmek lazım
Ancak her centilmen erkeğin geleneğinde, kadınlara hesap ödettirmemek olsa da, her erkek, nezaketen de olsa kadından, bir hamle bekler.
Zaten zeki bir kadın da bu hamleyi yapar.
***
Girizgahı, kadın erkek ilişkilerinden yaptık madem, meslektaşım Adnan Abi’nin (Baştopçu) bir anısını paylaşayım.
Adnan Abi‘nin üniversite yıllarında, iktisat hocası tahtaya buzdolabi çizmiş ve öğrencilerine, “Sizce buzdolabı, yatırım malı mı, yoksa tüketim malı mıdır?” diye sormuş.
Ezberi bozulan öğrencilerden çıt çıkmayınca, hoca yanıt vermiş:
“Buzdolabı lokantada kullanılıyorsa yatırım malı, evde kullanılıyorsa tüketim malıdır“.
Hoca, öğrencilerinin konuyu kavradığını test etmek için, bir örnek vermelerini istemiş.
Sınıfın en bıçkın öğrencilerinden biri söz almış ve şu örneği vermiş:
Hocam, çayı kendimiz içersek bir tüketim malıdır. Yok eğer kantinde kızlara ısmarlarsak, yatırım malıdır!
***
“Hesabı kim ödemeli?” sorusunu, bizim katın emektarı, güler yüzlü çaycımız Mustafa Abi‘ye (Çınar) de sordum.
O da, “Centilmen bir erkek, hesap ödettirmez” diyenlerdenmiş..
“Bizim zamanımızda, yokluk vardı. Yoksul olmamıza rağmen, kızlara hesap ödettirmezdik” diye de ekledi.
Ancak Mustafa Abi, şimdiki gençleri ayıplıyor.
Çünkü, zengin gençlerin bile, kızlara hesap ödettirdiğine şahit oluyormuş.
Sonuç: Mühim olan, gönlün zengin olması…
***
Malum, hem ülkemiz, hem de Ortadoğu yangın yeri adeta.
Gün geçmiyor ki yeni bir saldırı haberi almayalım.
Terör ve şiddet kol gezerken, korku dağları sarmış.
İşte bu kaotik ortamda, Bursa‘da bir bilim etkinliği gerçekleştirilecek:
Zirvede Gözlem Festivali…
Rıfat Bakan’ın başında olduğu Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş‘nin organize ettiği ve bu yıl 3’üncüsü yapılacak festivale katılanlar, dev teleskoplarla gökyüzünü gözlemleyecek.
Ay, gezegenler, takım yıldızları, gök cisimleri, uzansanız dokunacakmışçasına yakınınızda olacak.
Bilimle uğraşan toplumların silahı kalem olur.
Ortadoğu‘nun kan gölüne dönmesi, bilime önem vermemelerinden kaynaklanmıyor mu?
Keşke, Arap baharı yerine Ortadoğu’da bilim baharı yaşansaydı…
***
Geçen haftanın, en sarsırıcı haberlerinden biri, Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa’nın isyanıydı.
Neydi gelişme?
Zeytin cenneti Türkiye‘de, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği, zeytin ithalatı yapılmasını talep etmiş.
Asa‘nın iddiasına göre, zeytin ithalatı yapılması için hazırlık yapılıyor.
Teşvik politikaları nedeniyle, gözünüzün gördüğü her yer zeytin ağacı oldu adeta.
Bu nedenle Türkiye‘de, arz fazlası var.
Yani, zeytin ya üreticinin elinde kalıyor ya da istediği fiyata satamıyorlar.
Ayrıca Türkiye, zeytin üretimi ve ihracatında İspanya ile yarışıyor.
Tüm bunlar ortadayken, zeytin ithalatının, sektörü baltalamaktan başka etkisi olabilir mi?
Bir zeytini ithal etmediğimiz kalmıştı…
***
Önceki gün, mekanı cennet olsun, bir arkadaşımızın erkek kardeşi genç yaşta kalp krizine yenik düştü.
Önceki gün de İl Genel Meclisi eski Başkanı Nedir Akdemir’in kalp krizi haberi geldi.
Hayati tehlikeyi atlatan Akdemir, sevenlerini korkuttu.
Ağırlaşan yaşam koşulları, kalp krizi vakalarını arttırdı.
Hekimler, kalp krizini stresin tetiklediğini söylüyorlar.
Zor da olsa, stressiz günler, huzurlu ve keyifli pazarlar…