ABD, kısacık tarihine sığdırdığı Vietnam gibi, Irak gibi kanlı işgallerinden bile yüzlerce kahramanlık hikâyesi çıkarmasını başarmıştır.
Aynı zamanda kültür emperyalisti olan ABD’nin en büyük propaganda aygıtı neydi?
Hollywood değil mi?
ABD, özellikle soğuk savaş döneminde işlediği insanlık suçlarının üzerini Hollywood yapımı filmlerle örttü.
Peki mazlum Anadolu halkının destansı mücadelesine sahne olan Kurtuluş Savaşı’nı anlatan kaç Türk filmi hatırlıyorsunuz?
Veya Türkler için değil, mesela Çarlık rejimini yıkıp Bolşevik ihtilalinin önünü açtığı için Ruslar adına da büyük öneme sahip, Atatürk’ü tarih sahnesine çıkaran Çanakkale Savaşı ile ilgili hafızanızda yer edinen kaç film var?
Ya, nice dramların yaşandığı, sayısız insan hikâyesinin biriktiği ve binlerce şehit verdiğimiz Güneydoğu ile ilgili kaç film, kaç belgesel yapıldı?
***
İyi ki Varsın Eren’de kaba milliyetçilik yoktu, ajitasyon yoktu, zorlama bir kahramanlık hikâyesi yoktu, çarpıtma yoktu.
Ya ne vardı?
Terörün yoksulların hayatını karattığı gerçeği vardı.
Yoksulluğun sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil, Karadeniz’in yaylalarında da diz boyu olduğu mesajı vardı.
Terör ile sadece askerlerin değil, asker eşlerinin de mücadele ettiğinin dramatik hikâyesi vardı.
***
Filmin samimiyeti sadece gerçek bir hikâyeyi anlatmasından kaynaklanmıyor.
Astsubay Ferhat Gedik ve Maçkalı Eren Bülbül’ün yaşadığı yerlerde çekildiği için de belgesel kıvamında bir film olmuş.
Yani Hakkâri Çukurca’nın dar sokaklarında eşyanın dahi girmediği bakımsız evleri de, Trabzon Maçka’nın yemyeşil yaylarını da, Başkent’in girişindeki gökdelenleri de bu filmde izleyeceksiniz.
***
Filmin oyuncu tercihleri ‘cuk’ oturmuş.
Eren Bülbül’ü canlandıran Rahmen Beşel mert bir laz uşağı, Eren’in annesi rolündeki Mutlunur Çınar, dört dörtlük bir Karadeniz kadını ve usta oyuncu İsmail Hacıoğlu da idealist Türk askeri için biçilmiş kaftanlar.
Ve yapımcı Mustafa Uslu ile yönetmen Özer Feyzioğlu… Gerçekliği beyazperdeye muazzam şekilde taşıdıkları için ayrı bir parantez açalım onlara da.
***
İyi ki Varsın Eren’de sadece 17 yaşında şehit olan bir gencin dramı ve yaşamını terörle mücadeleye adayan genç bir astsubayın acı hikâyesi yok.
Yoksulluğun yarattığı çaresizlik de işleniyor filmde.
O çaresizlik ki genç âşıkları birbirinden ayıracak kadar zalim!
***
Önceki gün İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erozan’ı ve kendisine eşlik eden Selçuk Türkoğlu, İbrahim Erdoğan, Birgül Yıldız Günay ve Yurdanur Oktay’ı ağırladık.
Erozan’ın ziyarette söylediklerini dün gazetede okudunuz.
Ben Ahmet Erozan ile ilgili belki de bilmediğiniz bir bilgi paylaşayım.
Ahmet Erozan’ın babası Agah Erozan, Demokrat Parti’de uzun yıllar Bursa milletvekilliği yapmış önemli bir siyasetçi.
Agah Erozan, Yassıada’da ‘Anayasayı ihlal davasında’ yargılandı.
Yargılama sonucunda önce idam cezasına çarptırıldı, ardından cezası müebbet hapse çevrildi.
Ve son tahlilde Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından affedilerek özgürlüğüne kavuştu.
Agah Erozan’ın yeni neslin pek bilmediği yönü ise spor adamlığı.
Öyle ki Erozan, yargılanmadan önce 2 yıl Fenerbahçe başkanlığı yaptı.
Ahmet Erozan babasının Yassıada günlerini anlatırken ilginç bir anıyı paylaştı.
Demokrat Partili Agah Erozan, Yassıada günlerinde siyasetçi yönü nedeniyle hiç şiddete ve kötü muameleye maruz kalmamış.
Ancak sadece bir kez Fenerbahçeli olması nedeniyle, fanatik bir gardiyanın hışmına uğramış.
Fanatik gardiyanın hangi takımı tuttuğunu Ahmet Erozan da bilmiyor.
***
Pazartesi Söyleşileri’nde bu hafta tarım ve hayvancılığı konuştuk.
Konuğum Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nuri Karaca.
Efendim, iyi pazarlar.