Black Friday.
Ya da ‘Kara Cuma.’
İsmiyle müsemma olmayan o günü, aslında bir alışveriş çılgınlığı olarak tanımlayabiliriz.
Mağazalar erken açılır, indirim nedeniyle AVM’lerin önünde uzun kuyruklar, elektronik mağazaların içinde izdiham oluşur.
Belki de ihtiyacınız olmasa bile, yüzlerce yıl önce genetik kodlarınıza işlenmiş tüketim içgüdüsü nedeniyle etiketinde indirim yazan her ürüne saldırırsınız.
Gün sonunda, birkaç parça ürünü almayı başarmışsanız, sizden mutlusu yoktur.
Ancak bu yıl pandemi kasıp kavuruyor dünyayı.
Uzmanlar, gün aşırı ‘kalabalıklara girmeyin’ uyarısı yapıyorlar.
Ne ki pandemi bile, ‘Kara Cuma’yı frenleyemedi.
O gün, dakikada 8 bin işlem yapılmış.
Ben bu tablodan şu sonucu çıkardım:
Kara Cumacılar için mal, canın yongası bile değil; mal, candan öncedir.
***
Bülent Ersoy, kürklerini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlayacağını açıkladı.
Ersoy, kullanılmış kürklerini, özellikle Anadolu’da eğitim imkanından yoksun 10 binlerce kız çocuğunu okutan saygın bir sivil toplum örgütüne bağışlayarak PR yapmaya çalışıyor belli ki.
Kürk, hayvanların katledilmesi yoluyla üretiliyor biliyorsunuz.
Ve dünyada halen 50 milyon hayvan, kürk endüstrisinin zalim çarklarının döndürülmesi uğruna kurban ediliyor.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden henüz bir açıklama gelmedi.
Ancak ÇYDD yetkililerinin, üzerinde hayvanların kanı olan kürkleri kabul edeceğini sanmıyorum.
Ederse Ersoy, ÇYDD üzerinden PR’ını yapar, ÇYDD de 3 kuruşluk bağış yüzünden imajını yerle bir eder.
***
Dünkü yazımın ardından TMMOB Genel Sekreteri Feridun Tetik, ileti yollamış.
Önce, o iletiyi okuyalım:
“Bugünkü yazınızı okudum. Çevre Düzeni Planı hakkında ilave yapmak isterim. Bursa ‘nın bir deprem gerçeği var. Yeni yapılacak planda fay hatlarının mutlaka işlenmesi gerekir. Bu kentin trafik ve hava kirliliği sorunları var. Ayrıca ovalara kurulmuş sanayi tesisleri ve boyahaneler var. Büyükşehir Belediyesi’nin 3 akademik oda ile görüşerek sağlıklı bir plan yapması yeterli olacak mıdır? Çevre Düzeni Planı kentlerin anayasası sayılır. Üniversiteler, BTSO ve akademik odaları sürecin dışında tutarak, toplumsal bir uzlaşı sağlanabilir mi? Taslak planda sadece akademik odaların dava açacağı sanayi bölgeleri plana işlenmiş. Gerisi dilek ve temennilerden oluşmuştur. Örneğin Makine Mühendisleri Odası olarak ulaşım ve kirletici sanayi tesisleri ile ilgili bir görüş bildirdik. Birçok odamızın da görüş bildirdiğini biliyorum. Umarım bu görüşleri dikkate alırlar.”
Tetik’in uyarıları kuşkusuz çok değerli.
Ancak öyle sanıyorum ki Bursa Kent Konseyi tarafından organize edilen görüşmenin arkası, diğer akademik odaların da katılımıyla gelecektir.
***
Evet, vaka sayıları her geçen gün artıyor, ölüm sayıları her geçen gün yükseliyor.
Evet, hastaneler doldu, yoğun bakım yatakları yetersiz gelmeye başladı.
Evet, sağlık çalışanları çok yoruldu, çok yıprandı.
Evet, ekonomi ağır darbe aldı, neredeyse tüm sektörlerde bıçak kemiğe dayandı.
Ancak, tünelin ucundaki ışık göründü, aşı bulundu.
Ya, o ışık olmasaydı?
***
Pazartesi Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu bir eğitimci.
Kaplan Okulları Genel Müdürü Ramazan Sakal.
Konumuz, pandemi gölgesinde eğitim.
Özel eğitim kurumları, pandemi sürecini nasıl atlatıyor?
Uzaktan eğitim; öğrenci, öğretmen ve velileri nasıl etkiledi?
Uzaktan eğitim, eğitim kalitesini düşürdü mü?
Cevapları, bu söyleşide.
***
Uzun zaman oldu izne çıkmayalı.
15 gün yokum.
Gelince görüşmek üzere, iyi pazarlar efendim.