Yarın 17 Ağustos.
Yani büyük Marmara depreminin 21. yıldönümü.
Yarın deprem gerçeğini bir kez daha hatırlayacağız.
Dahası, gün geçtikçe yaklaştığımız büyük depreme hazır olmadığımız gerçeğiyle bir kez daha yüzleşeceğiz.
Maalesef…
***
Bursa, 1855’te 2 büyük depremle sarsılıyor.
0 gün Bursa’nı nüfusu 30 bin.
Can kaybı 3 binlerle telafuz ediliyor.
Yani 100 kişiden biri ölüyor.
Ancak o günlerde yapılaşma yamaçlarda.
Yani Bursa Ovası’nda, binaların değil şeftali tarlalarının olduğu yıllar.
Evler ise birkaç katlı.
Bugün Bursa’nın nüfusu 3 milyon.
Uzmanlar beklenen Bursa merkezli depremin 7 büyüklüğünde olacağını öngörüyor.
Varın depremin yaratacağı tahribatı siz hesaplayın.
***
17 Ağustos’un yıldönümünde bir kez daha hatırlatalım.
Bursa, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın 3 kolunun da tehditi altında.
Kuzey kolu Marmara Denizi’nden geçiyor ama bu bölgede oluşacak 7 büyüklüğündeki bir depremin Bursa’ya vereceği tahribat da büyük olacak.
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın orta ve güney kolunun kırılmasının ise çok daha vahim sonuçları olacak Bursa’ya.
Çünkü bu 2 fay segmenti yerleşim birimlerinin içinden geçiyor.
Yani tehlike büyük, hem de çok büyük.
***
Yaşanmış gerçek bir olaydır.
Yine dövizin fırladığı günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk lirası kampanyası başlatıyor.
Kampanya sonuç vermese de ilginç olayların yaşanmasına sebep oluyor.
Trabzon’da Tayyip Erdoğan’ı seven vatandaşın biri, Cumhurbaşkanı’nın çağrısı üzerine döviz bürosunun yolunu tutuyor.
Döviz bürosunda kendisini karşılayan görevliye, “Uşağum al şu parayu, bana bin dolar yap da” der.
Dövizci şaşırır.
Herkes Türk lirasına dönerken, bu adam dolara dönüyordur.
Müşterisinin isteği üzerine bin doları uzatır.
“Aha şimdi de çevur bakalum şu dolarları Türk lirasuna” der.
Durum anlaşılmıştır.
Erdoğan hayranı vatandaşın doları yoktur ama kampanyaya destek olmak için, böyle bir yola başvurmuştur.
Döviz bürosunda yaptığı işlemin belgesini de parti teşkilatına fakslar!
***
CHP’li Muharrem İnce, basının karşısına geçiyor.
Konuşuyor da konuşuyor.
Gazeteciler soru sormayı beklerken, “Arkadaşlar soru yok. Açıklamamla yetinin” diyor.
Yani tek taraflı propaganda yapıyor.
Parti içi demokrasi olmadığını söyleyerek yeni parti hazırlıkları yapan bir siyasetçi, daha yolun başında antidemokratik bir basın açıklamasının altına imza atıyor.
Tıpkı, ‘tek adam yönetiminden’ şikayet edip, bir paşanın apoletlerini sökeceğini söylemesi gibi.
***
Davutoğlu ve Babacan’ı bağrına basıp, Muharrem İnce’nin parti kuracak olmasını ‘hainlik’ olarak görmek, ne kadar büyük çelişkiyse…
Davutoğlu ve Babacan’ın parti kurmasını davayı satmakla eş değer görüp, Muharrem İnce’nin başlattığı girişimi ‘demokratik hak’ olarak görmek de o kadar büyük bir çelişkidir.
Türk siyasetenin güvenirliliği, bu çelişkilerden kurtulmaktan geçiyor.
***
T2 hattı ikmal ihalesinin ilk etabı 5 Ağustos’ta yapıldı. İhaleyi kazanan firma ile sözleşme imzalanıp, yer teslimi yapılmasının ardından T2 hattında inşaat tamamlama işlerine hemen başlanacak.
Bu iş uzadıkça uzamıştı.
İhalenin yapılıp, inşaatın kalan kısmının hızla tamamlanacak olması, haftanın en güzel haberiydi.
Efendim iyi pazarlar.