Meslektaşım Namık Göz, sosyal medya hesabından paylaşmış bu fotoğrafı.
Yıl 1989…
Diyarbakır’ın Sosyal Demokrasi Partili Belediye Başkanı Turgut Atalay (O dönem henüz büyükşehir statüsünde değil Diyarbakır), Diyarbakır Ali Paşa Düşkünler Evi’ni gazetecilere gezdiriyor.
Turgut Atalay, PKK’lı teröristlerin saldırısından yaralı kurtulurken, koruması şehit olmuştu.
Fotoğrafta gördüğünüz iki eli açık gözlüklü kişi Turgut Atalay, karşısında bıyıklı, esmer genç de Anadolu Ajansı muhabiri Namık Göz.
Gazeteci, belediye başkanını iki eli arkasında ve ceketinin önünü iliklemeye gerek duymadan dinliyor.
Belediye başkanı da gazetecinin ne giydiğine, nasıl durduğuna hiç dikkat etmeden sadece meramını anlatmaya çalışıyor.
Diğer fotoğraf ise 2019 yılından.
Konya Valisi Orhan Toprak, oturuşunu beğenmediği gazeteciyi herkesin içinde fırçalıyor.
Gazetecinin ne yazdığına odaklanan belediye başkanlarının görev yaptığı dönem ile gazetecileri fırçalayan valilerin görev yaptığı dönem arasında 30 yıl var.
Nerden nereye…
Zamanın ruhu dedikleri bu olsa gerek.
***
Emlak vergisi için belediyenin ilgili birimindeyim.
Son ödeme günü yaklaştığı için, içerinin tıklım tıklım olması gerekir değil mi?
Evet içerisi tenha sayılmazdı ama büyük bir kalabalık da yoktu.
Daha sonra görevlilerle konuştum, “Geçen yıl 28 Kasım’da burası ana baba günüydü” dediler.
Tanık olduğum tablo, emlak vergisi ödemelerindeki düşüşü, emlak vergisi ödemelerindeki düşüş de ekonomideki tabloyu gösteriyor.
***
Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir‘in basın toplantısına, önceki yazımda değinmiş, üniversitenin kampus alanıyla ilgili gelişmeyi yorumlamıştım.
Karademir, başka konulara da değindi, öğrenci sayısından, doktora programlarına, fakülte ve bölümlerin işlerliliğinden, etkinliklere varıncaya kadar birçok veri sundu.
Benim en çok ilgimi çeken, yüksek lisans yapan öğrenci sayısının lisans öğrencilerinden fazla olması ve YÖK’ün yabancı dil konusunda Boğaziçi Üniversitesi ile Bursa Teknik Üniversitesi’ni örnek göstermiş olması.
Bu iki veri de, BTÜ’nin akademik ve yabancı dil eğitimindeki yerini göstermesi bakımından fevkalede olumlu.
***
Karademir’in söylediği bir başka dikkat çekici cümle de, Bursa nüfusunun yarısı kadar bile olmayan kentlerde 5-6 üniversitenin olması.
Yani Karademir, Bursa’nın üniversite fakiri bir kent olduğunu söylüyor ki son derece haklı.
Üniversitelerin sayısından çok nitelikleri önemli olsa da nüfusu 3 milyonu aşmış Bursa gibi büyük bir kentin 2 üniversiteye sahip olması da kabul edilebilir bir şey değil.
Üyelerine turistik gezi düzenlemek dışında akılda kalan başka bir icraatı olmayan BTSO Başkanı İbrahim Burkay‘ın seçim vaatlerinden biri de üniversiteydi.
Aradan ‘bin’ yıl geçti ancak Burkay, diğer vaatlerinde olduğu gibi üniversite sözünü de yerine getiremedi.
***
Malum CHP’de delege seçimleri sürüyor.
Ekipler güçlerini delege seçimleri üzerinden sınıyor.
Bir bakıma kongrenin provasını yapıyorlar.
Diğer yanda deve dişi gibi adamlar delege seçilemedi.
Ve iş öyle bir noktaya vardı ki, aday olmasan bile ‘delege bile seçilemedi’ yaftasından kurtulamıyorsun.
Yani galiba her CHP’li birgün delege seçilememe acısını yaşayacak.