Olay Gazetesi Bursa

Pazar çeşnisi

Her türlü teknolojik gelişmeyi, zamparalığa dönüştürmekte üstümüze yok. Mesela, şu facebook alemi… Önce gerçek hayatta 2 kelam bile sohbetinin olmadığı kıza arkadaşık isteği yolla. Arkadaş listesine girmeyi başardın mı, özelden çak selamı. Bir de selamını aldı mı kız, kim tutar seni! Oysa eskiden, bir kadına yaklaşmak bu kadar ucuz muydu? Önce ortak arkadaşlar aracılığıyla tanışmaya […]

Her türlü teknolojik gelişmeyi, zamparalığa dönüştürmekte üstümüze yok.

Mesela, şu facebook alemi…

Önce gerçek hayatta 2 kelam bile sohbetinin olmadığı kıza arkadaşık isteği yolla.

Arkadaş listesine girmeyi başardın mı, özelden çak selamı.

Bir de selamını aldı mı kız, kim tutar seni!

Oysa eskiden, bir kadına yaklaşmak bu kadar ucuz muydu?

Önce ortak arkadaşlar aracılığıyla tanışmaya çalışırdın.

Ortak arkadaş yoksa, bir baş selamı verebilmek, 3 saniyelik bir bakışmayı sağlamak için kızın geçtiği yolları günlerce etüt ederdin.

Kızın gittiği mekanları araştırır, gerekirse o mekanları mesken tutardın.

Bir demet çiçekle karşısına dikilmek de vardı.

Daha da olmadı, el yazınla, kanlı, canlı, nazik bir mektup gönderip, duygularını açardın.

Tüm bunlarda başarılı olup kızla tanıştın mı, ikinci aşamaya geçerdin.

Tabii o ilişkilerin bir değeri vardı.

Seyirlik değil, ömürlüktü…

 

***

 

Bursa Devlet Senfoni Orkestrası, belki de son yılların en görkemli konserine imza attı.

2014, ancak böyle muhteşem bir konserle uğurlanabilirdi.

Şef Oğuzhan Balcı yönetiminde, Çiğdem Önol, Funda Saltaş, Esin Tanılı, Ayhan Uştuk, Aykut Çınar, Şenol Talınlı, Tevfik Rodos, Zafer Erdaş ve Tuncay Kurtoğlu’ndan oluşan solistler ve orkestrada hünerli eller…

Çağdaş Batı müziğinin unutulmaz eserleriyle, Anadolu coğrafyasının geleneksel türkülerinin harmanlandığı, 2 saati aşkın süren, gerçek anlamda bir final yaptılar.

Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nin en büyük salonununda, balkonlar da dahil tek bir sandalye boş değildi.

Seyircilerin avuçlarının içi kızarıncaya kadar ayakta alkışladığı orkestra için ne desek az.

Yürekten tebrikler…

 

***

 

2014’ü uğurlamaya hazırlandığımız şu günlerde, artık şu tespiti net bir şekilde yapabiliriz:

Bursa’daki muhalefet partileri, görevlerini, fiilen akademik odalara ve çevre derneklerine devretmiş durumdalar.

Bir, iki duyarlı sesi saymazsak, herhalde Bursa, son yılların en etkisiz muhalefetine tanık oluyor.

Kent, son 30 yılın en büyük hava kirliliğiyle karşı karşıya kalmış durumda…

Türkiye‘nin hatta Avrupa‘nın en kirli havasına sahip olduğumuz ortaya çıkmış…

Akademik odalar, dernek temsilcileri, yüzü maskeli bir şekilde kameraların karşına geçmiş ve bas bas bağırmış, zehir soluyoruz diye…

Ancak tüm bunlar olurken, muhalefet partilerinden tık yok.

Tabii ceylan derisi koltuklardan birinde oturmak için mesai harcamak daha önemliyse, söylenecek birşey de yok.

 

***

 

 

CHP, son yılların en dişe dokunur işini yaptı ve Genel Merkez‘de kim varsa, sendikalı yaptı.

Böylece, taşeron sistemini, en azından kendi içinde tarih yaptı.

Bu uygulama, CHP’nin 2011 seçim propagandasını anımsattı bana.

O dönemde Kılıçdaroğlu, AKP’nin yarattığı gündeme takılıp kalmıyor, aile sigortasından, zorunlu askerliğin indirilmesine, 800 bin kişiye istihdam sağlanmasından, çiftçiye 1,5 liraya mazot verilmesine varıncaya kadar, elle tutulur, gözle görülür, halka dokunan, geniş kitleleri ilgilendiren vaatler sunuyordu seçmene.

Bu vaatler, belki CHP‘yi iktidara taşıyacak kadar oy sağlamadı.

Ancak yine de bir miktar oy artışı getirdi.

Bu politika sürseydi, yani halka, CHP‘yi iktidara taşımak için somut gerekçeler sunulmaya devam edilebilseydi, siyasi tablo böyle olur muydu?

 

***

 

Demirtaş‘ta kurulmak istenen ölüm santralına karşı, destansı bir mücadele yürüten çok sayıda yiğit var bu kentte.

Kuşkusuz bu mücadelelerinden dolayı, bu kent, onlara minnet borçlu.

Termikçilerle iş tutanlara karşı, koltuğunu kaybetmeyi göze alan Bursa Halk Sağlığı eski Müdürü Resül Özbek’in ise heykeli dikilmesi lazım.

Özbek, nicedir unuttuğumuz değerlerii hatırlattı bize.

Mevzubahis halkın sağlığı ve çevre olunca, koltuğun bile teferruat olduğunu, zihinlerimize kazıdı Özbek…