Olay Gazetesi Bursa

Otomobil fiyatları neden uçuyor?

Bilmem son 1 yılda aracınızı yenilediniz mi? Elimde hayli ilginç bir liste var. Renault Clio Symbol’un  ÖTV indirimi öncesi fiyatı 9 bin 589 dolar. Renault Clio Symbol’un ÖTV indirimi sonrası fiyatı 11 bin 320 dolar. Renault Megan’ın ÖTV indirimi öncesi fiyatı 15 bin 353 dolar. Renault Megan’ın ÖTV indirimi sonrası fiyatı 17 bin 655 dolar. […]

Bilmem son 1 yılda aracınızı yenilediniz mi?

Elimde hayli ilginç bir liste var.

Renault Clio Symbol’un  ÖTV indirimi öncesi fiyatı 9 bin 589 dolar.

Renault Clio Symbol’un ÖTV indirimi sonrası fiyatı 11 bin 320 dolar.

Renault Megan’ın ÖTV indirimi öncesi fiyatı 15 bin 353 dolar.

Renault Megan’ın ÖTV indirimi sonrası fiyatı 17 bin 655 dolar.

Renault’un iki modelinden örnek verdim ama diğer markalarda da tablo benzer.

Yani devlet, vatandaş daha az maliyetle araç alsın, ekonomi canlansın diye ÖTV indirimi yapıyor ama araçların çıplak fiyatlarına zam yapılıyor.

Kim yapıyor bunları?

Fırsattan istifade eden sıfır kilometre araç bayileri.

Bu durumda, devlet ÖTV indirimiyle vergi kaybından oluyor ve zararlı çıkıyor.

Vergi açığı vatandaşa yansıyor, yani vatandaş da bu işten zararlı çıkıyor.

Tek kazançlı çıkan, fırsatçılar yani piyasayı elinde tutan büyük otomotiv şirketleri.

İkinci el araçlarda da son 1 yılda müthiş bir fiyat farkı oluştu.

Piyasada kimsenin yüzüne bakmadığı Şahin marka araçlar bile 20 bin liradan alıcı buluyor artık.

Hele kredi faizlerinin düşmesiyle birlikte araç fiyatları biraz daha yükseldi.

Ve böylece memlekette otomobil bir ihtiyaç değil, yatırım aracına dönüştü.

Tıpkı altın, konut ve arsa gibi…

Eskiden ikinci el aracını yenileyenler zarar etmediği için neredeyse zil takıp oynarken, bugün aracın markasına göre birkaç ayda yüzde 30, 40 karla alıcı buluyor.

Peki bu nasıl oldu?

Bakın şöyle oldu:

2019’da Türkiye’de 7 milyon araç satıldı.

Bunun 1,5 milyonunu vatandaş alıp, sattı.

Yaklaşık 120 binini galerici esnafı alıp, sattı.

Geriye kalan yaklaşık 5 milyon 380 bin aracı, ikinci el araç işine giren büyük otomotiv firmaları sattı.

Önce piyasadan milyonlarca araç satın alıp, talebi kendileri yarattılar.

Ardından zamlı olarak piyasaya sürdüler.

Yani ister kartel deyin, isterseniz de balina, araç fiyatlarını işte bu dev firmalar yükselttiler.

Olan da biraz eli yüzü düzgün olan araçlara bir servet ödemek zorunda kalan vatandaşa ve sıfır kilometre araç satışından vergi kaybına uğrayan devlete oldu.

Olay bu kadar basit.

 

Sıfır kilometre araçlara talep yoksa millet neden sıra bekliyor

 

Devlet neden sıfır kilometre araçlarda ÖTV ve KDV indirimi yapar?

Bir, sıfır kilometre araçlara talep artsın diye.

İki, vatandaş sıfır kilometre araç sahibi olsun diye.

Üç, ekonomi canlansın diye.

Tüm bunlar, sıfır kilometre araç satılmadığı için yapılır değil mi?

Zaten ÖTV indirimi yapılması için lobi yapanlar, araç satamadıklarını savunuyorlar.

Ancak binlerce yurttaş, 0 kilometre araç almak için aylarca sıra bekliyor.

O halde soru şu:

Sıfır kilometre araç talebi yoksa, neden vatandaş sıra bekliyor yeni araç almak için?

 


Korona sanki bize hiç uğramamış

 

Dün bir siyasetçi konuğumu ağırladım.

Anlattıklarına şaşırdım kaldım.

Malum siyasetçiler işleri gereği sürekli sahadalar.

Yani vatandaşla iç içeler.

Sözünü ettiğim siyasetçi de vatandaşı ziyaret ediyor, dertlerini dinliyor, taleplerini alıyor.

Ancak karşılaştığı manzarayı anlatınca, salgın sanki memlekete hiç uğramamış sanılır.

El sıkışmalar, sarılmalar gırla gidiyormuş.

Sosyal mesafe ise hak getire.

Bu durumda Türkiye’de vaka sayısı artmasın da hangi ülkede artsın?

Uzmanlar, salgından sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, artık insanların temastan mümkün olduğunca  sakınacağını söylüyordu.

Yanılmışlar.

Çünkü bırakın salgın sonrasını, salgın devam ederken bile alışkanlıklarımızı değiştirmedik!