Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili kaynaklar ne yazık ki sınırlı.
Birçok kitapta da zaten kısıtlı olan benzer bilgiler yer alıyor.
Benim en çok Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Fethi Okyar gibi Atatürk’ün Milli Mücadele arkadaşlarının hatıraları ilgimi çekiyor.
Mustafa Kemal’in en yakınındaki isimlerden biri de bilindiği gibi Mazhar Müfit Kansu’dur.
Milli Mücadele yıllarında ve Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün yanında olan Kansu da anılarını ölümsüzleştirmiş isimlerden biri.
Atatürk’ün Kansu’ya yazdırdığı notlar arasında, Milli Mücadele yıllarında Cumhuriyet’i kuracağını söylemesidir ki, bunu çok az kimseyle paylaşmış Ulu Önder.
Milli Mücadele kahramanlarının hatıralarının yanı sıra, henüz tümünün kamuoyuyla paylaşılmadığı Genelkurmay arşivlerini de merak ederim.
Atatürk, 8 No’lu defterine henüz Cumhuriyet’in ilan edilmediği 1922’de şöyle yazmış:
“Türkiye devletinin temelleri bugün kurulacak değildir. O sarsılmaz temeller, binlerce sene evvel kurulmuştur. Bugün o temeller üzerine inşa edilecek binayı 4 taşıyıcı sütun yükseltecektir. 1-Maarif 2-İktisat 3-İmar 4-Sanat.”
İlker Başbuğ bu bilgiyi paylaştıktan sonra, “Atatürk Osmanlı’yı reddetmemiş, Cumhuriyet’i Osmanlı’nın attığı temeller üzerine kuracağını söylemiştir. Bugün ya Cumhuriyetçi ya da Osmanlıcısınız. Oysa Atatürk bile Cumhuriyet’i Osmanlı’nın attığı temeller üzerine kuracağını söylemiş” dedi.
Gerçekten de öyle.
Evet Atatürk, Osmanlı’dan kalan birçok kurumu çağın koşullarına uymadığı gerekçesiyle tasfiye edip yepyeni bir rejim kurdu.
Ancak 1922 yılında söylediği gibi yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri binlerce yıl öncesinden atılmıştı.
O halde ‘Osmanlı da bizim Cumhuriyet de‘ diyebiliriz hiç tereddüt etmeden.
Altepe ödül gecesinde
AK Partilisinden CHP’lisine varıncaya kadar…
Protokol masasında ise tanıdık bir siyasetçi dikkat çekiyordu:
Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Recep Altepe.
Mustafa Öztürk yeni partinin il başkanı mı oluyor?
Daha sonra da arayarak davet etti.
Öztürk’e telefonda ‘AK Parti’den istifa edip yeni partiye mi geçiyorsunuz?” diye sorsam da yanıt vermedi ve bu tür sorulara basın toplantısında yanıt vereceğini söyledi.
Ancak birkaç telefon görüşmesiyle Öztürk’ün bugün istifasını duyuracağını öğrendim.
Hatta yakın çevresi başka bir iddiayı daha ortaya attı.
Mustafa Öztürk, Davutoğlu’nun kuracağı partide Bursa İl Başkanı olacak.
Erdem’den yanıt var
Dün sabah Erdem aradı.
Dedikleri özetle şunlar:
“Öncelikle ben müzmin aday değilim. İlk kez aday olarak çıkıyorum. Evet ben Başaran Ulusoy’la geçmişte mücadele ettim ve 18 yıl sonra devirmeyi başardım. Ancak bugün kendisiyle ittifak yapmıyorum. İstanbul’daki toplantıma çok sayıda acente sahibini davet etmişken Başaran Ulusoy’u dışlayamazdım. Ulusoy ile sadece aynı karede fotoğraf verdik. Kendisinin bir oyu vardır, kime atacağını bilmem.”
Erdem’in söylediklerini yazmakla birlikte, ben de düşüncelerimi paylaşayım.
Hasan Erdem’in yıllardır TÜRSAB’a başkan olmak istediğini bilmeyen yok ve aslında bunda kötü bir şey de yok.
Mesela daha geçen dönem Firuz Bağlıkaya ile ittifak yapmasaydı adaydı.
Başaran Ulusoy meselesine gelince.
Turizm camiasından konuştuğum birçok kişi Ulusoy ile Erdem’in ittifak yaptığını söylüyorlar.
Ayrıca Ulusoy’un adaylık açıklamasına gelip fotoğraf vermesi Erdem’e destek verdiği anlamını taşımıyor mu?
Mesela Ulusoy, neden Firuz Bağlıkaya ile fotoğraf vermiyor?