Veriler Bursa için bir onur tablosu.
Ve son yıllarda Bursa’nın organ bağışındaki parlak durumunu, taçlandıracak cinsten.
Paylaşacağım veriler, 2016 yılının ik 6 ayında, Bursa, Yalova, Çanakkale ve Balıkesir’deki organ bağışının ortalamasını içeriyor.
Ancak önce bir hatırlatma yapalım…
Bir milyon nüfus başına düşen kadavra verici sayısı 2012 yılında Avrupa ülkelerinde ortalama 15-25 arasındayken, Türkiye’de sadece 4.9’du.
2013 yılında da bu rakam ancak 5.4’e, 2014 yılında da 5,7’ye , 2015 yılında da 6.5’a çıkarılmıştı.
Bursa bölgesine gelirsek…
2011 yılında 4,6 ile Antalya, İzmir ve Ankara’nın ardından 4. sırada bulunan Bursa bölgesi, 2012 yılında Bursa Organ Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi’nin yaptığı çalışmalarla milyon nüfus başına düşen kadavra verici sayısında 8,8’e yükselerek birinci sıraya yerleşmişti.
2013 yılındaysa milyon nüfus başına düşen kadavra verici sayısı 9’a yükselmiş ve Antalya’nın ardından Bursa bölgesi, 2. sırada yer almıştı.
2014 yılında ise Bursa bölgesi yine kadavradan organ bağışında birinci sıraya yükselmiş ve
10,35 PMP (milyon kişi başında düşen bağış sayısı) oranı ile bugüne kadar Türkiye’de ulaşılan en yüksek orana çıkmıştı.
2015 yılında da 15 PMP ile Avrupa ortalamasına yaklaşmıştı.
Ve gelelim haberin asıl kısmına…
Yani 2016 ilk 6 ayına…
Bursa bölgesi 2016 ilk 6 ayında organ bağışı konusunda tarihi bir rekora imza attı.
Nitekim ilk 6 ayda milyon başına düşen organ bağışı oranı 13,2 oldu.
Yani yıl sonunda 20 PMP hedefine rahatlıkla ulaşılıyor.
Tekrar hatırlatalım, 2015 yılında bu oran 15 PMP idi.
Donör sayısında da çok ciddi bir artış var.
Nitekim geçen yılın ilk 6 ayında 29 donör varken, 2016 ilk 6 ayında bu sayı yüzde yüzden fazla artarak 69’a ulaştı!
Bu veriler, Bursa bölgesinin gelişmiş birçok Avrupa ülkesinden daha fazla organ bağışı yaptığını gösteriyor.
Nitekim Norveç ve Almanya gibi ülkelerin ortalamalarının üzerindeyiz.
Konuyla ilgili İl Sağlık Müdürü ve Halk Sağlığı Müdürü Dr. Özcan Akan’la konuştum.
Mutluluğu sesine yansıyordu.
Akan, “Bu bir ekip işidir. Ekibimizin eseridir.” dedi.
MHP’de kurultay çantada keklik mi?
“Meral Akşener’in kurultayı açık ara alacağı bir algı operasyonudur. Göreceksiniz, seçimi Bahçeli alacak. Sinan Oğan’ın 200, Akşener’in yaklaşık 400 delegesi var. Koray Aydın ve Ümit Özdağ, 30-40 oy alamaz. Geriye kalan delegeler Bahçeli’den yana” diyordu konuştuğum etkin bir MHP‘li.
Peki, muhalifler birleşirse?
Yani, Akşener lehine ittifak yaparsalar?
“Böyle bir durumu Sinan Oğan destekçileri kabul etmez. Hatta önemli bir bölümü Bahçeli’ye oyunu verir. İsterseniz, Bursa delegasyonunu bir yoklayın” yanıtını veriyor MHP‘li haber kaynağım.
Hay hay diyorum ve telefona sarılıp üst kurul delegesi, aynı zamanda Sinan Oğan destekçisi bir MHP‘liyi arıyorum ve o isimden Oğan’a oy verecek delegelerin isimlerini alıyorum.
İşte o delegeler:
Mehmet Yumak, Zekeriya Day, Erhan Şahin, Atilla Batır, Erkin Behlül, Metin Yıldıran, Hasan İnce, Mehmet Bilgiç, Zekeriya Zaralı, Celal Kosova, Recep Yüksel, Hüseyin Erol, Mehmet Kaplan, Recep Sarıbaş, Levent Burmalı, Yüksel Kesen, Yüksel Albayrak, Suat Ermiş ve Hayri Tezcan.
Toplamda 19 delege…
Ancak Oğan destekçisi üst kurul delegelerinin 22 kişi olduğunu, bazı delegelerin deşifre olmak istemediğini kaydetti haber kaynağım.
Bu tablo hayli sarsıcı.
Nitekim eğer tablo buysa, Bursa delegasyonu çoğunlukla Sinan Oğan’dan yana.
Değişimden yana olan 42 Bursa delegesi var.
Bunlardan 22’si Sinan Oğan, biri Ümit Özdağ geriye kalan 19 delege de Akşener‘e oy verecek.
Bahçeli yanlıları da, doğal delegelerle birlikte 9 isimden oluşuyor.
Yani bu hesapla Bursa‘daki sıralama şöyle:
-Sinan Oğan
-Meral Akşener
-Devlet Bahçeli
-Ümit Özdağ
Ve yine Bursa’daki tablo, Türkiye genelini yansıtıyorsa, işte o zaman ne Akşener‘in ne de Bahçeli’nin genel başkanlığı çantada keklik değil.
O vakit, kıran kırana bir seçim MHP‘yi bekliyordur.
Olmuyorsa zorlamayacaksın
Dile kolay, tam 53 yıldır kapılarında bekletiyorlarsa…
Her fırsatta barbarlar deyip aşağılıyor, Asyalı diye akıllarınca küçük düşürüyorlarsa…
Siyasi parti liderleri, “iktidara gelirsek, zinhar Türkiye’yi sokmayacağız” sözünü verip, seçimlerine malzeme yapıyorlarsa.
Son tahlilde başbakanları, dalga geçer gibi, “30 yıl daha giremezler” diyorlarsa.
Hasılı onlar bile çıkmayı, ciddi ciddi düşünüyorlarsa…
Biz neden girmek için bu kadar kafa yoruyoruz?
Boşverelim gitsin.