Önceki gün Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde hizmet veren Çocuk Onkoloji Kliniği’nin kapatılması gündeme geldi.
Ne var ki Rektör Prof. Dr. Saim Kılavuz, kapanma haberleri karşısında jet hızıyla açıklama yaparak, Onkoloji Çocuk Kliniği’nin kapatılmayacağını duyurdu.
***
Klinik kapanmayacak olsa da ciddi bir hekim açığı olduğunu biliyoruz.
Nitekim Kılavuz da, bir hekimin istifa etmesi, diğerinin kalp ameliyatı olması nedeniyle hastanede hekim açığının doğduğunu söyledi.
***
Sorun şimdilik geçici tedbirlerle çözülse de ciddi bir hekim açığı var hem Tıp Fakültesi’nde hem de kamu hastanelerinde.
Nerden mi biliyorum?
Tıp Fakültesi’nden randevu almak isteyen çevremdeki insanlardan.
Hekim açığı nedeniyle bazı polikliniklerde aylar sonrasına randevu veriliyor.
Bursa’daki devlet hastanelerindeki tablo da farklı değil.
***
Geçen yıl 10 Aralık’ta ‘Hekimler kamudan kaçıyor, olan vatandaşa oluyor’ başlıklı yazımda, hekim açığına değinmişim.
O yazıdan bir bölüm:
“Kamu hastanelerinde döner sermaye geliri azaldığı için, özellikle alanında isim yapmış hekimler, son yıllarda pıtrak misali çoğalan özel hastanelere transfer olmaya başladı. Böylece iyi hekimleri kaybeden devlet hastanelerinin döner sermaye gelirleri, iyice düştü. Kamu hastanelerinin döner sermaye gelirleri düştükçe, özel hastaneler hekim yönünden güçlendi, devlet hastanelerinin kan kaybı devam etti. Çünkü iyi hekimler, aslında hastalarıyla birlikte özel hastanelere transfer oluyorlar.Yani bir kısır döngü yaşanıyor özel ve kamu hastaneleri arasında ve ne yazık ki bu kısır döngünün faturası vatandaşa çıkıyor. ”
***
Evet iyi hekimler, özel hastanelere gidiyor diye yazmışım.
Rektör Kılavuz da Onkoloji Çocuk Kliniği’ndeki bir hekimin vakıf hastanesine gittiğini söylemiş.
***
Yazının üzerinden 6 ay geçmesine rağmen kamu hastanelerindeki hekim sorunu çözülmedi, aksine derinleşti.
İşte, bu kentin en önemli çocuk kliniklerinden biri, sadece bir hekimin istifası ve birinin de rahatsızlığı nedeniyle kapanma tehlikesi yaşıyor.
Demek ki, hekimlere gidin demekle sorun çözülmüyor.
Enerji fiyatları ve enflasyon arasındaki derin çelişki
Enerji fiyatlarında çok ciddi artış oldu son 1 yılda.
Sanayide kullanılan doğalgaz 1 yılda yüzde 680 (Nisan 2021-Nisan 2022 arası), 10 ayda (Temmuz 2021-Nisan 2022 arası) yüzde 541,
son 4 ayda (Ocak 2022-Nisan 2022 arası) yüzde 50 arttı.
Elektrikte de tablo aynı.
Sanayide kullanılan elektrik son 1 yılda (Mart 2021-Mart 2022 arası) yüzde 249, son 6 ayda (Ağustos 2021-Mart 2022) yüzde 150, son 2 ayda (Ocak 2022-Mart 2022) yüzde 30 arttı.
Bu tablo karşısında yıllık enflasyonun yüzde 73 çıkması bile mucize değil mi?
Pandemiyi bırak sigaraya bak
Tüm dünyada 2 yılda Covid-19’dan 6 milyon kişi ölmüş.
8 milyon!
Yani bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntıların kaynağı olan, milyonlarca insanı işsizliğe sürükleyen ve aylarca insanları eve kapatan pandemiden çok daha fazla can alıyor sigara denilen illet.
Ne var ki pandemi nedeniyle dünya ülkeleri seferber olmuşken, salgından daha fazla ölümlere yol açan sigarayla yeteri kadar mücadele edilmiyor.
Üstelik yüksek vergiden dolayı, tütün ve tütün ürünleri, aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkelerin en büyük gelir kaynağı oldu.
O ilaç neden yazılmıyor?
31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü nedeniyle sigarayla mücadele gündemde.
Kapalı alanda sigara yasağı mücadeledeki kararlılığı gösterirken, sigara bırakma polikinliklere 100 binlerce insanı sağlıklı yaşama kavuşturdu.
Ancak sigarayı bırakma sürecindeki en etkin ilaç, artık yazılmıyor.
Bu ilaç, sigara bırakma polikinliklerine giden bağımlıların reçetesine yazılıyordu.
Kutusu hayli pahalı olan ilaç, ücretsiz veriliyordu.
Acaba fiyatından dolayı mı artık bu ilaç yazılmıyor?