Pandemi nedeniyle binlerce işletme 1 yılı aşkın zamandır ya kapalı ya da kısıtlı şekilde faaliyet gösteriyor.
Bu durum işletme sahiplerinin büyük çoğunluğunun ya hiç kira ödeyememesine ya da kiralarını aksatmasına yol açtı.
İşletmelerin bir kısmı mülk sahipleriyle anlaştı ancak büyük bölümünün ihtilaflı olduğunu duyuyoruz.
Pandeminin yarattığı tahribat, kasırga sona erince ortaya çıkacak.
İşletmeciler ile mülk sahipleri arasındaki ihtilafların ne anlama geldiğini pandemi bitince göreceğiz.
Eğer bir şey yapılmazsa, iş mahkemeleri binlerce, on binlerce ihtilaflı dosya yüzünden kilitlenebilir.
Üstüne, işçilerin iş davaları ekleneceği için yargı sisteminin ne hale geleceğini, varın siz düşünün.
Ne dedik?
Bir şeyler yapılması lazım.
İşte BTSO da, işletmeler ile mülk sahipleri arasındaki ihtilafların mahkeme koridorlarına taşınmaması için bir yasa taslağı hazırlayıp Adalet Bakanlığı ile Maliye ve Hazine Bakanlığı’na sundu.
Tasarıyı birkaç cümleyle özetlemek gerekirse…
Ödenmeyen kiralar, üç eşit payda taraflara bölüştürülecek.
Diyelim ki bir işletmede ödenmeyen 150 bin liralık bir kira borcu söz konusu.
Borcun 50 bin lirasını devlet karşılayacak.
50 bin lirasını işletme sahibi ödeyecek.
50 bin lirasını da mülk sahibi silecek.
Böylece, on binlerce ihtilaflı dosya, mahkemeye taşınmadan devlet aklıyla çözülecek.
Denilebilir ki, devlet onca işletmenin kirasının bir kısmını nasıl karşılayacak?
BTSO tasarısında bunun da çözümü var.
Devlet, ödeyeceği kira parasını işletmelerin 2020 vergi borcundan düşecek.
Böylece devletin kasasından tek delikli kuruş çıkmayacak.
Peki BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Irmak Arslan’ın mimarı olduğu tasarı kabul edilecek mi?
Adalet Bakanlığı, tasarıyı son derece yerinde bulmuş ve itirazda bulunmamış.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ise değerlendirme aşamasında.
BTSO’nun sunduğu tasarı kabul edilirse, 3 yönden fayda sağlanacak.
Devlet, vergi alacaklarını vatandaşına fayda sağlayarak tahsil etmiş olacak.
Mevcut iş yükünü bile kaldırmakta zorlanan mahkemeler, büyük bir yükten kurtulacak.
İşletme sahipleri ile mülk sahipleri karşı karşıya gelmeyeceği için, toplumsal barış sağlanmış olacak.
Vakıf mülklerindeki ihtilaf da çözülecek
Tasarayı çok önemsediklerini söyleyen Burkay şunları söyledi:
“İhtilafların dava aşamasına kalmadan çözülmesi hem yargı yükünü hafifletir, hem de vatandaşın sorunu çözülür. Hazırladığımız çalışmayla devletimiz emlak vergisinde bir miktar feragat edip mülk sahibinin üzerindeki yükü alacak. Mülk sahibi gelirinden feragat edip kiracısının üzerindeki yükü alacak. Kiracı da sorumluluğunun üçte birini üstlenecek.”
Burkay ayrıca vakıf mülklerinin sayısının çok fazla olduğu Bursa’da, söz konusu tasarının önemli olduğunu düşünüyor.
Çünkü kamu, kiracıları için adım attı ama vakıf mülkleri için bir düzenleme yapılamadı.
BTSO tasarısı ile vakıf mülklerindeki ihtilaflar da ortadan kalkacak.
Uyuşmazlığın devlete maliyeti 9 bin Euro
Bir ticari uyuşmazlığın devlete maliyeti İtalya’da 9 bin Euro.
Ülkemizde kayıt dışı ekonominin payı fazla olduğu için, uzlaşmazlık dosyasının maliyeti tam olarak hesap edilemiyor.
Ancak şartların İtalya ile benzer olmasından yola çıkılarak, Türkiye’de de bir ticari uzlaşmazlık dosyasının maliyetinin 9 bin Euro civarında olduğu hesap ediliyor.
CHP’de bağış kampanyasının fitili ateşlendi
İl binası, İl Başkanı İsmet Karaca ve yönetiminin çabaları, milletvekillerinin katkılarıyla satın alındı.
Ancak iş, bina almakla bitmiyor.
İç tefrişat için de kaynak gerekiyor.
Kaynak yaratılması için çağrıyı yapan isim, son il kongresinde İsmet Karaca’nın rakibi olan il başkan adayı Erol Gülmez.
Gülmez, il binasının iç tefrişatı için ilk katkıyı koyan isim olarak, partilileri katkı yapmaya çağırıyor.
Tarafsız Yerel Gazeteciler Derneği
Bu derneğin Necmi İnce’nin kurduğu Tarafsız Gazeteciler Derneği ile ilgisi yok.
Bunlar Tarafısız Yerel Gazeteciler Derneği.
Önceki gün gazetede konuğum olan bir dönem OLAY TV’de de sunuculuk yapan Mahmut Yayla, İl Temsilcisi olarak atanmış.
Mergül Demircan ise TYGD İl Sekreteri.
Genel başkanlığını Kenan Akçahanoğlu’nun yaptığı dernek 2013’te Ankara’da kurulmuş.
Bu derneği diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, gazeteci olmayanları da üye yapmaları.
Yani bir doktor, bir mühendis, beden eğitimi öğretmeni veya bir avukat da bu derneğe üye olabiliyormuş.
Nedeni de şuymuş:
Derneğin gazeteci üyelerine, diğer meslek gruplardan fayda sağlamak.
Mesela işsiz kalan gazetecinin hukuki bir desteğe ihtiyacı varsa, avukat üye ona yardım ediyormuş.
Doğrusu gazeteci olmayanların, adında gazeteci olan bir derneğe üye olmasını biraz yadırgadım.
Ancak diğer gazeteci örgütlerinin içinde, sırf başkan ve yönetime yakın oldukları için, mesleğimizle uzaktan, yakından ilgisi olmayan çok sayıda üye olduğunu düşündükçe, bu arkadaşların en azından samimi olduklarını düşünüyorum.
Diğerleri bu işi örtülü yaparken, Tarafsız Yerel Gazeteciler Derneği yöneticileri açıkça farklı meslek gruplarından üye yaptıklarını söylüyorlar.