Olay Gazetesi Bursa

O gece OLAY TV’de neler yaşandı

Ben doğduktan birkaç ay sonra 12 Eylül darbesi olmuş. Tankların yürüdüğünü, genel başkanların gözaltına alınışlarını, TRT‘nin kuşatılmasını ve sokakların üniformalı askerler tarafından zapturapt altına alınmasını hep TRT‘nin arşiv görüntülerinden izledim. Ancak, insanların hangi duygular içerisinde olduklarını düşünemiyordum. Önce bir şok yaşıyor, ardından karnınıza bir ağrı girdiğini hissediyor, dakikalar ilerledikçe tedirginliğiniz vücudunuzu yavaş yavaş esir alıyor ve son aşamada zihninizi […]

Ben doğduktan birkaç ay sonra 12 Eylül darbesi olmuş.

Tankların yürüdüğünü, genel başkanların gözaltına alınışlarını, TRT‘nin kuşatılmasını ve sokakların üniformalı askerler tarafından zapturapt altına alınmasını hep TRT‘nin arşiv görüntülerinden izledim.

Ancak, insanların hangi duygular içerisinde olduklarını düşünemiyordum.

Önce bir şok yaşıyor, ardından karnınıza bir ağrı girdiğini hissediyor, dakikalar ilerledikçe tedirginliğiniz vücudunuzu yavaş yavaş esir alıyor ve son aşamada zihninizi bir yığın soru işgal ediyor.

15 Temmuz gecesi bu duyguların tümünü ben de tattım, tedirginliği iliklerime kadar hissettim ve ‘ne olacak‘ sorusu, beynimi kemirdi durdu.

Ancak, bir duyguyu daha yaşadım ve o şey, diğer darbelerle 15 Temmuz’u birbirinden ayrıran en kalın çizgiydi.

Karamsarlıkla, umut arasında gidip gelen med cezir misali, “Acaba” sorusu, zihnimi işgal etti o ilk birkaç dakika.

TSK’nın komuta kademesi bu işin içinde miydi?

Çünkü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar‘ın darbeci olmadığına zerre şüphem yoktu.

TSK‘nın yönetime el koyduğunu iddia eden korsan bildiri, medya kuruluşlarına yollandıktan sonra, zihnim daha da bulandı ve umutlarım biraz daha törpülendi.

Sadece biraç dakika içinde bunları yaşamıştım ve daha fazla vakit kaybetmeden evden çıkıp medyaya yol aldım.

Apartmanın merdivenlerinden inerken, bir soru daha giriverdi zihnime:

Ya caddeler, askerler tarafından tutulmuşsa?

‘Ucunda ölüm yok ya’ diyerek, bu soruyu da beynimden defettim.

Fırtına öncesi sessizlik misali, yollar bomboştu.

Birkaç saat sonra, tenha yolların Türk bayraklarıyla gelincik tarlasını andıracağını, caddelerin insan seline dönüşeceğini bilmeden OLAY Medya’nın önüne aracımı park ettim.

Milyonlarca kişi gibi ben de hiçbir şey bilmememe rağmen, yayına girdim.

OLAY TV haber sunucusu Ferit Şenocak, OLAY Haber Merkezi‘nin takip ettiği gelişmeleri izleyicilere aktarıyordu.

Yayının başından sonuna kadar, darbe girişiminin seyrine aldırmaksızın, tercihimizi sadece milli iradeden ve demokrasiden yana yapıp, tek bir dakika tereddüt etmeden, cuntacıların karşısında olduk. (Dün de zaten Vali İzzetin Küçük, o geceki yayınından dolayı OLAY TV’ye teşekkür etti)

O gece sanki tüm kanallar sözleşmişcesine aynı noktada birleşmişti:

Demokrasi…

Dakikalar ilerliyordu ve gelişmeler de birbirini izliyordu.

AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun ile AK Parti Bursa Milletvekili Zekeriya Birkan, canlı yayınımıza katıldı ve OLAY TV aracılığıyla, siyasi parti ayırımı yapmaksızın tüm Bursalıları, Şehreküstü Meydanı‘na davet etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, canlı yayınlara telefonla katılıp halkı, cuntacılara karşı direnmeye çağırıyordu.

Türkiye genelinde uydu yayınının kesilmesinden dolayı, birkaç saat karasal yayından çıkış yapmak zorunda kalmıştı OLAY ve diğer televizyon kanalları.

Ancak kesintisiz yayına devam ettik o gece…

TBMM‘nin bombalanmasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otele yapılan saldırıyı, CNN Türk ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne gerçekleştiren baskını, hayretler içinde izliyor ve hadiseleri terör faaliyeti olarak yorumluyorduk.

Saatler ilerledikçe, darbenin bastırılmaya başlandığı yorumlarını yapmaya başladık.

Gün ışımış ve saatler sabah 7’yi göstermişken biz de yayın nöbetimizi diğer arkadaşlara devrettik.

Hayatım boyunca, görüp göreceğim tek darbe girişiminin 15 Temmuz olması dileğiyle, geçmiş olsun hepimize…

 

Uludağ Üniversitesi sil baştan!

 

Malum, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ soruşturması kapsamında, yurt genelinde, açığa alma, gözaltı ve tutuklama süreci olanca hızıyla sürüyor.

Başta TSK ve Emniyet olmak üzere, kamuda 10 binlerce işlem yapıldı/yapılacak.

Bu kapsamda, Uludağ Üniversitesi’nden de yeni bir haber var.

Türkiye genelindeki dekan istifalarından söz etmiyorum.

Uludağ Üniversitesi Rektörü Yusuf Ulcay, süreç nedeniyle daire başkanları, bölüm başkanları ve ana bilim dalı başkanlarının istifalarını aldı.

Tabii istifalar, üniversite yöneticilerinin Fethullahçı olduğu anlamına gelmiyor.

Tıpkı 1577 dekan istifasında olduğu gibi, tedbir amaçlı istifalar bunlar.

Hadisenin özeti şu:

Devletin diğer kurumlarında yaşananlar gibi, üniversiteler de yeniden yapılanıyorlar.

Nitekim dünyanın en sinsi terör örgütlerinin başını çeken FETÖ‘nün, üniversitelerde de uzantısı olmaması, eşyanın tabiatına aykırı.

 

Vali Küçük yüreklere su serpti

 

Yeni Vali İzzettin Küçük, Bursa‘ya geldikten birkaç gün sonra darbe girişimi oldu.

Vali Küçük, son derece başarılı bir şekilde yürüttü süreci ve yabancı olduğu bir kentte olası bir kalkışmanın önüne geçti.

Dün de gazetecilerle tanışma toplantısında biraraya geldi.

Bursa‘daki soruşturmayla ilgili bilgi verdikten sonra, hukuk devleti vurgusu yaptı.

“Halkımız müsterih olsun, suça bulaşmayan kimse süreçten etkilenmeyecek” dedi.

Kaotik günlerden geçtiğimiz bu dönemde, işte duymak istediğimiz sözler bunlardır!