Yıllar önce İskandinav ülkelerinin birinden gelen yabancı gazeteci, Türkiye’deki bir televizyon programına konuk oluyor.
Program başlamadan önce yolsuzluk, gasp, cinayet, intihar gibi olaylardan derlenen haber bültenini izleyen gazeteci, neredeyse kalp krizi geçirecek.
Yaşadığı şoku gizlemeyen yabancı meslektaşımız, az sonra konuk olacağı programın moderatörüne, “Gerçekten de bu olayların tümü 1 günde mi oldu ülkenizde? Bizim ülkemizde bu olayların tamamı 1 yılda olmuyor!” der.
***
Mehl, sörf tahtası üzerinde poz verdiği fotoğrafını sosyal medyada paylaşıyor.
Ve ülkenin 1 numaralı gündemi bu fotoğraf oluyor!
***
Muhalefet ayağa kalkıyor, basın, kadın bakanın istifa etmesini tartışıyor.
Neden mi?
Çünkü Bakan Mehl’in can yeleği giymeden sörf tahtası üzerinde durmasının Norveç yasalarına aykırı olduğunu söylüyor muhalefet ve basın.
Norveçli bakan, hem İtalya’da tatil yaptığını hem de Norveç yasalarına göre kıyıya yakın yerlerde can yeleği takma zorunluluğunun olmadığını hatırlatarak savunuyor kendisini.
***
Ülke, Adalet Bakanı Mehl’in suç işlemediğini savunanlar ile suç işlediğini iddia edenler tarafından ikiye bölündü.
Oysa sörf tahtası üzerinde duran siyasetçinin kimseye bir zararı yok.
Öyle ya devletin imkânlarıyla tatile çıkmamış, yolsuzluk yapmamış, kimsenin can güvenliğini tehlikeye atmamış, tecavüzcülerin suçunu örtbas etmemiş.
Ancak can yeleğini giymediği için topluma kötü örnek olduğu savıyla, muhalefet ve basın ayağa kalkabiliyor bu ülkede.
***
Gündeme bakar mısınız?
Bizde haber değeri bile olmayacak bir fotoğraf karesi, Norveç’te günlerdir tartışılıyor.
***
Norveç’te sörf tahtası bir numaralı gündemken, bizde 10 binlerce insanın girdiği KPSS sorularının satılması, erken seçim, hayat pahalılığı gibi deve dişi gibi konular gündemde.
***
Biz görür müyüz emin değilim ama yolsuzlukları, kadın cinayetlerini, enflasyonu, faizi, döviz kurunu değil, siyasetçilerin can yeleklerini konuştuğumuz gün gelişmiş ülkeler arasında yerimizi alacağız.
Kent Ormanı
Atatürk Kent Ormanı, vaha misali şehrin içindeki beton yığınları arasında vatandaşın nefes alacağı nadide yerlerden biridir.
Dün sabah Atatürk Kent Ormanı’na yolum düştü.
Kent Ormanı’nın içinde şahıslara ait olan bölümler var.
Bu nasıl olmuş?
Geçmiş yıllarda orman vasfını yitirmiş şekilde işlem gören arazilerin satışının önü açılmış.
Yani güzelim orman yavaş yavaş yapılaşmaya başlamış.
Umarız şehir içinde az kalan bu güzelim doğa parçasını da kaybetmeyiz.
Erken seçim mi geliyor?
Bakanların kentten eksik olmaması…
Belediye başkanlarının son aylarda vites yükseltmesi…
Tüm bunlar bir erken seçim işareti olabilir mi?
Neden olmasın?