Olay Gazetesi Bursa

Nilüfer’in 16 altın yılı

Geleneksel yıllık değerlendirme toplantılarından birini de Nilüfer Belediyesi yaptı. Gerçi, 16 hizmet yılını geride bırakan Başkan Bozbey için,‘ 1 yıllık değerlendirme‘ ifadesi hafif kalır. Zaten anlattıklarının bazıları da 1 yılı değil 1 veya birkaç dönemi kapsıyor. Başkan Bozbey, 16 yıl boyunca, rutin belediyeciliğin dışına çıkmış bir kent yöneticisi. Enerjisini ve mesaisini yol, asfalt gibi, bir […]

Geleneksel yıllık değerlendirme toplantılarından birini de Nilüfer Belediyesi yaptı.

Gerçi, 16 hizmet yılını geride bırakan Başkan Bozbey için,‘ 1 yıllık değerlendirme‘ ifadesi hafif kalır.

Zaten anlattıklarının bazıları da 1 yılı değil 1 veya birkaç dönemi kapsıyor.

Başkan Bozbey, 16 yıl boyunca, rutin belediyeciliğin dışına çıkmış bir kent yöneticisi.

Enerjisini ve mesaisini yol, asfalt gibi, bir fen işleri müdürünün de yapabileceği rutin işlere harcamak yerine, halkın yaşam kalitesini yükseltecek işlere harcıyor.

Tiyatro festivalleri, heykel sempozyumları ve konserler gibi etkinliklerle halkın kültür ve sanat ihtiyacı giderilirken, yürüyüş ve bisiklet yolları, parklar, spor tesisleriyle de sağlıklı bir nesil yetiştiriliyor.

Toplantıda da değinildiği gibi, süt, başarılı öğrencilerin bisikletle ödüllendirilmesi , mahalle komiteleri gibi projeler, rutin belediyeciliğin dışında sayılabilir.

Tüm bunlar dışında, kanımca 16 yılın en hayırlı işi, Nilüfer‘in planlı yapısının bozulmaması.

Eski belediye başkanlarının temelini attığı planlı kent dokusu, 16 yıldır bozulmadı.

Üstelik Nilüfer, Türkiye‘nin en hızlı nüfus artışına maruz kalmasına ve arsa fiyatları bakımından en cazip ilçelerinden biri olmasına rağmen.

Göçün tetiklediği çarpık yapılaşmanın bir ilçeyi nasıl yaşanılmaz hale getirdiğine Osmangazi ve Yıldırım‘da tanık oluyoruz.

Tüm bu unsurlara, Başkan Bozbey‘in karizmatik kişiliği ve halka dokunan yönetim anlayışı eklenince, sosyal demokrasinin kalesi 16 yıldır yıkılamıyor.

İlla bir eleştiri yapmak gerekirse de, ‘Halk Evi’ olarak tanımlanan belediye hizmet binasının çevresinin, yani Nilüfer’in merkezinin betona boğulduğunu söyleyebilirim.

Bahsettiğim bölgede insanlar, yolunu şaşırıyor, o derece!
 

 

Büyükşehir Belediyesi, Konak Tesisi ve Eker Parkı’ndan vazgeçti
 

 

Nilüfer‘in en büyük spor tesisi olan Konak Olimpik Yüzme Tesisi ve Eker Parkı, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Nilüfer Belediyesi’nin arasını açmıştı.

Aslında, 2 belediye, sadece bu konularda değil, Nilüfer Belediyesi‘ne ait başka yatırımlarda da karşı karşıya gelmişti.

Ancak son anlaşmazlık, bu 2 yatırımla ilgiliydi.

Nitekim Büyükşehir Belediyesi, 3 yıl önce oy birliğiyle alınan bir meclis kararına dayanarak, Nilüfer Belediyesi’nden yüzme tesisini ve parkı tahliye etmelerini istemişti.

Nilüfer Belediyesi de konuyu yargıya taşımıştı.

Ancak, önceki gün yeni bir gelişme olmuş.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin avukatları, Nilüfer Belediyesi’nin avukatlarını arayarak, Konak Olimpik Yüzme Tesisi ile Eker Parkı‘ndaki devir taleplerinden vazgeçtiklerini ve mahkemeden dosyalarını geri çekeceklerini bildirmiş.

Kuşkusuz, bu karar, bir uzlaşı ve iyi niyet adımı olarak nitelendirilebilir.

 

Kamil Dilek, nelerle suçlandı?

 

Uludağ Üniversitesi rektörlük seçimlerini açık ara kazanan Prof. Dr. Kamil Dilek, Saray’dan vize alamayınca, koltuğuna Prof. Dr. Yusuf Ulcay oturdu.

Dikkat çekmek istediğim hadise şu:

Seçimde, Ulcay‘ı destekleyen Birlik Platformu, YÖK‘e ve devletin üst makamlarına, Kamil Dilek’le ilgili çok sayıda şikayet yazısı yollamış.

Şikayetler arasında, Nilüfer Belediyesi‘nin üniversitede bedava çorba dağıtması da var.

Kamil Dilek, bu organizasyona izin vermekle suçlanmış.

Bir de , son 4 yılda Uludağ Üniversitesi’nin onlarca ortak projeye birlikte imza attığı Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyetlerine izin verilmediği iddia edilmiş.

Yani halka çorba dağıtan CHP’li Nilüfer Belediyesi‘ne kıyak yapılmış, AK Partili Büyükşehir Belediyesi ise cezalandırılarak, üniversiteye sokulmamış.

Ancak Büyükşehir Belediyesi buna rağmen, Kamil Dilek‘le işbirliği yapmaya devam etmiş.

En çok dikkat çeken şikayetlerden biri de, Kamil Dilek‘in üniversitede ‘Ergenekoncu’ ve paralelci yapılanmaya gittiği iddiası.

ErgenekoncularıSilivri‘ye tıkan gücün paralel yapı olduğunu sokaktaki çocuk bile biliyor artık.

Yani hem’ Ergenekoncu‘ hem de paralelci kadrolaşmaya gitmek nasıl bir siyasi fantezi, bu noktadan sonra yorum yapamayacağım.