Olay Gazetesi Bursa

Nilüfer’de okul sorunu var mı?

Hayatın her alanında karşılaşılan sorunlara siyasi gözlükten bakıldığı için, hiçbir meseleyi serinkanlı bir şekilde ve konunun özüne inemeden tartışamıyoruz. Sonuçta, sorunlar çözülemediği gibi, enerjimizi kısır tartışmalara harcayıp duruyoruz. Yani havanda su dövüyoruz. Eğitimde, sağlıkta, çevre sorunlarında ve hatta son zamanlarda sporda bile ideolojik tartışmaların içinde boğulup, meselenin özünü ıskalıyoruz. Sözü, Nilüfer’deki okul polemiğine getireceğim. Soru çok […]

Hayatın her alanında karşılaşılan sorunlara siyasi gözlükten bakıldığı için, hiçbir meseleyi serinkanlı bir şekilde ve konunun özüne inemeden tartışamıyoruz.

Sonuçta, sorunlar çözülemediği gibi, enerjimizi kısır tartışmalara harcayıp duruyoruz.

Yani havanda su dövüyoruz.

Eğitimde, sağlıkta, çevre sorunlarında ve hatta son zamanlarda sporda bile ideolojik tartışmaların içinde boğulup, meselenin özünü ıskalıyoruz.

Sözü, Nilüfer’deki okul polemiğine getireceğim.

Soru çok basit aslında.

Nilüfer’de devlet okuluna ihtiyaç var mı, yok mu?

Önce bu soruya yanıt arayalım.

Aşağıdaki verileri, resmi kaynaklardan edindim.

Kültür Mahallesi‘yle Üçevler arasındaki bölgede, bir ilkokul veya ortaokul.

29 Ekim Mahallesi‘yle Ertuğrul Mahallesi arasında bir okul.

Balat, Minareliçavuş ve Yolçatı üçgeninde bir ilkokul ve bir de ortaokul.

Ve Akçalar’da da bir teknik meslek lisesine ihtiyaç var.

Yani yeni yerleşim bölgelerinde birkaç okul yapımına ihtiyaç duyuluyor.

İhsaniye, Ataevler ve Beşevler gibi ilçe merkezlerinde okul ihtiyacı yok.

Nilüfer’deki okulların ortalama sınıf mevcuduysa 30.

Ve nüfusun sabit kalması halinde Nilüfer‘deki okullar, en az 5 yıl ihtiyacı karşılıyor.

Aslında Nilüfer’de devlet okulu ihtiyacından çok, özel okul sorunu var.

Daha doğru bir ifadeyle Nilüfer’deki özel öğretim kurumları sayısı devlet okullarından daha fazla.

İlçede 119 devlet okulu varken, 135 de özel öğretim kurumu var!

Yani, öğrencilerin çoğu özel okullarda öğrenim görüyor.

Kuşkusuz talep olduğu için, arz yaratılmış.

O zaman asıl mesele bir ilçede yaşayanların önemli bölümünün, kayıt ücretlerinin cep yaktığı özel okullara, neden devlet okullarından daha çok ilgi gösterdiği değil midir?

Tartışmamız ve araştırmamız gereken, bu kadar yoğun bir ilgiye mazhar olan özel okulların eğitim kalitesinin, devlet okullarıyla kıyaslamak olmamalı mı?

Ve asıl kafa yormamız gereken, pıtrak misali çoğalan özel okulların, birgün devlet okullarını ikame etmesi tehlikesi değil midir?

 

Terörle mücadelede yeni dönem

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun açıkladığı 10 maddelik, terörle mücadele eylem planınında, güvenlikçi politikalar yerine, daha çok bölge halkının terör örgütüyle arasına mesafe koymasını hedefleyen politikanın izlerini görüyoruz.

Bu bakımdan, geçmişte denenen ancak kesintiye uğrayan demokratik çözüm, milli birlik projesi ve son olarak çözüm sürecine benzerlik taşıyor.

Ancak, eylem planının ruhunu da ortaya koyan, ‘halka şefkat, teröriste kudret’ sözü, geçmişteki tüm projelerle arasında kalın çizgiyi tanımlıyor.

Yani öyle anlaşılıyor ki, bundan böyle terör örgütü ve uzantısı olarak bilinen HDP ile Öcalan muhatap alınmayacak, tek muhatap bölge halkı olacak.

Bu da terörle mücadelede yepyeni bir dönemi ifade ediyor, Kürt meselesinde yepyeni bir stratejiyi tanımlıyor.

Eylem planın açıklandığı tarihle, operasyonların geldiği aşamanın örtüşmesi, kuşkusuz tesadüf değil.

 

İlginç kaza

 

Dün kameraman arkadaşlarım Olcay Dalkılıç ve Hakan Gönül ile televizyon çekiminden dönerken Çevre Yolu’nda bir kazaya tanık olduk.

3 araç birbirine girmiş.

Yağmurlu hava, biraz da sürat, kazayı kaçınılmaz kılmış.

Kazayı ilginç kılan ise, arkadan çarpılan aracın bir derneğe ait olmasıydı:

Bursa Belediye Çalışanları Kaza ve Yardımlaşma Derneği…

Söz konusu kazaya tanık olunca, Türkiye‘de kazadan nasibini almayacak araç yok düşüncemiz daha çok oturdu.

Ve elbette, daha da temkinli olmaya karar verdik trafikte.