Tam bir yıl önce, yani 2020’nin sonunda bir rakam hariç, yazımın başlığı aynıydı:
Nereden baktığını bilene 2020 hiç de kötü bir yıl değildi.
Pandeminin yaşamımızı esir aldığı bir yılın ardından iyimser şeyler yazmak tuhaf gelebilir.
Ancak yazıda 2020’nin neden kötü geçmediğini gerekçelendirmiştim.
2021 de birçoğumuzun hafızasında olumlu izler bırakarak gitmiyor.
Ancak ben yine aynı noktadayım.
Nerden bakmasını bilen için 2021 tam anlamıyla ibretlik bir yıl olmuştur.
Pandeminin ekonomik yansımalarını iliklerimize kadar hissettiğimiz bir yıl oldu 2021.
Ancak ekonomik ve siyasi sonuçları bakımından 2021’den dersler çıkarabiliriz.
2021’den ekonomik açıdan en az hasarla çıkmayı kazanç olarak görüp, geleceğe daha umutlu bakabiliriz.
2020’nin son günü kaleme aldığım yazı güncelliğini koruduğu için, bugün de paylaşıyorum.
Efendim iyi yıllar.
***
2020, yüzyılın en kötü yılı diyorlar.
Çünkü salgın varmış, ekonomi dibe vurmuş, insanlar eve kapanmış, herkesin psikolojisi bozulmuş filan.
Tüm bunlar doğru.
Ama geçmiş yıllar daha mı iyi geçti?
***
2016’yı hatırlıyor musunuz?
IŞiD ve PKK gemi azıya almış, metropollerde canlı bombalar patlamış ve her bir eylemde 50, 100 insanımızı katletmişti bu katil sürüleri.
O katliamlardan birinde annesinin, babasının veya evladının vücudu paramparça olmuş birine sorun bakalım, 2016 mı iyiydi, yoksa 2020 mi?
O ‘lanet yıl’ın son gecesinde bile Reina katliamıyla dehşeti yaşayıp, 2017’yi hasretle kucaklamadık mı?
***
2001 krizini hatırlayan var mı?
Bir gecede ne çok insanın yaşamı altüst olmuş, dövizle borcu olanlar cehennemi yaşamış, yıllarca dişiyle tırnağıyla elde ettikleri birikimleri bir anda yok olup gitmişti milletin.
Binlerce hayatın alabora olduğu, Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizinin yaşandığı 2001 mi iyiydi yoksa 2020 mi?
***
1999 depremini yaşayanlar bilir.
Korkunç bir gürültüyle yataklarından fırlayanlar kıyamet kopuyor sandılar.
Resmi açıklamaya göre yirmi bin insan enkaz altında can vermiş, binlerce insan yaralanmış, on binlerce kişi de evsiz, barksız kalmıştı.
2020 kötüydü de, 1999 çok mu iyiydi?
***
2020’de salgın vardı, sen bize doğal afet, terör ve ekonomik krizlerden bahsediyorsun, diyebilirsiniz.
O halde salgını salgınla kıyaslayalım.
***
Dünya aslında bir salgınlar tarihidir.
Ancak sadece 2 örnek vereceğim.
Jüstinyan Vebası diye bir hastalık dünyaya 541 yılında peyda oluyor.
Artçı dalgalarla süren salgın tam 209 yıl sürüyor!
İskenderiye’den başlayan veba İstanbul’a da sıçrıyor.
Tarihçiler İstanbul’da günde 5 bin kişinin öldüğünü, toplamda da 240 bin kişinin İstanbul’da, 100 milyon insanın dünya genelinde kara toprakla buluştuğunu söylüyor.
O yıllarda dünya nüfusunun 300 milyon civarında olduğunu hesap edersek, salgının boyutu anlaşılır.
Kara veba…
7 yıl süren bu salgın da dünyayı kasıp kavurmuş, toplamda 100 milyondan fazla insanın ölümüne neden olmuş.
O yıllarda tıp da ilerlemiş değil, aşı zaten yok.
İnsanlar şak diye ölmüş.
Salgının yayılımı o kadar korkunç boyutlara ulaşmış ki neredeyse 2 kişiden biri yaşamını yitirmiş.
***
Yani tıbbın geri olduğu o yıllardaki salgınlarla, Covid-19 kıyaslanamaz bile.
Ayrıca bu salgında sadece 1 yılda aşı bulundu ve kuvvetle muhtemel 3 ay sonra bu illet gündemimizde olmayacak.
***
Amacım Polyannacılık oynamak değil.
Ancak ağıt yakmak, isyan etmek yerine pandemiden ders çıkaralım.
Çünkü 2020 insanlığın dersler çıkaracağı bir fırsat yılı olmalı.
Sokakta sadece 5 dakika yürüyüş yapmanın ne kadar değerli olduğunu, salaş bir kafede köpüklü bir kahve içmenin ne kadar büyük bir nimet olduğunu ve her şeyin başının sağlık olduğunu gösterdiği için 2020’den ibret almalıyız.
İnsanlar biraz hırpaladılar seni ama ayaklarımızı yere basmamızı sağladığın için ben sana çok teşekkür ederim sevgili 2021