Dün Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Güzide Elitez’le konuşurken, önemli bir duyumdan söz etti.
Bir süre önce koronavirüs hastaları için izole merkezine dönüştürülen Muradiye Devlet Hastenesi’nin ‘pandemi hastanesi’ olarak hizmet vermeye başlayacağına dair duyumunu paylaştı Elitez.
Nitekim, Bursa’daki Covid-19 vakalarındaki artışa bağlı olarak mevcut hastanelerin limitleri dolduğu için Muradiye Devlet Hastanesi’ne ihtiyaç duyulduğu iddia ediliyor.
Elitez’le konuştuktan sonra sağlık yetkililerini arayıp, iddiayı sordum.
Evet Muradiye Devlet Hastanesi, ihtiyaçtan dolayı önümüzdeki günlerde Covid-19 hastalarına test ve tedavi hizmeti vermek için açılacakmış.
AK Parti Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Esgin ile de konuştum.
Esgin, aylar önce planlama yaptıklarını ve her türlü duruma hazır olduklarını söyledi.
“B ve C planlarımız hazır” diyen Esgin, önümüzdeki günlerde vaka sayılarının artmasıyla Muradiye Devlet Hastanesi’nin Covid-19’a yakalanmış hastalara tedavi hizmeti verebileceğini kaydetti.
Sosyal medyada dolaşan harita
Sosyal medyada Bursa’da salgından en fazla etkilenen mahalleleri gösteren bir harita dolaşıyor.
Bir arkadaşım haritayı bana da yolladı.
Haritada, salgının yoğun olarak yaşandığı mahallelerin dar gelirli yurttaşlarımızın ikamet ettiği yerleşim birimleri olması dikkat çekiyor.
Nitekim haritada kaynak yok.
Yine de Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Güzide Elitez ile konuştum.
Harita onların da dikkatlerini çekse de, teyit ettirememişler.
Yani böyle bir haritanın doğru olduğunu söyleyemeyiz.
Ancak haritadan bağımsız olarak, Bursa’da salgının yoğun olarak yaşandığı mahalleleri Elitez’le konuştuk.
Alttaki yazıda.
Salgın yoksulları vuruyor
Salgının yoksulların yaşadığı mahallelerde daha fazla yayıldığını savunuyor Elitez.
4 nedenden dolayı:
–Demiryolu Altı diye tabir edilen mahallelerde, çekirdek aileden çok kalabalık aileler yaşıyor. Osmangazi’nin Demiryolu Altı, Yıldırım’ın varoşları ve Nilüfer’in kırsal mahalllerinde aynı evde anne, baba, çocuklar, kayınvalide ve kayınpeder bir arada yaşadığı için izolasyonları çok zor. Kalabalık ailelerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerdeki risk, çekirdek ailelerin yoğun olarak yaşadığı Nilüfer’in birçok mahallesine göre daha fazla.
-Varsıl yurttaşlar, sağlık hizmetlerini alma konusunda yoksul yurttaşlarımıza göre daha avantajlı. Yoksullar, en küçük rahatsızlıklarında bile acil servisten hizmet almaya çalışıyorlar. Salgın günlerinde varsıllar, sağlık hizmetlerine daha çabuk ulaşırken, dar gelirliler sağlık hizmetlerine ulaşma konusunda dezavantajlı.
-Dar gelirli yurttaşların sağlık okuryazarlılığı, varsıl yurttaşlara göre yetersiz.
-Salgın günlerinde fabrikalarda çalışan dar gelirlilerin, varsıl yurttaşlara göre izolasyonu çok daha sınırlı. Dar gelirlilerin birçoğu çalışmak zorunda veya evden çalışma imkanları daha az. Virüs temas yoluyla bulaştığı için, daha fazla izole olan varsılların riski düşük.
Sonuç: Evet harita, asparagas olabilir. Ancak hadisenin sosyoekonomik boyutu, salgının yoksulları daha çok vurduğu gerçeğiyle yüzleştiriyor bizi.
Maske
Dün bizim gazeteden Derya Pınar Demir imzalı ‘Maske Krizi’ başlıklı haberi okudunuz.
Bursa’da bir maske sorunu olduğunu gözler önüne seren haberde, market, pazar ve ulaşımda maske takma zorunluluğu olmasına rağmen, yurttaşların maske bulamakta güçlük çektiği belirtiliyor.
Nitekim insan silkülasyonunun en yoğun olduğu yerler buralar.
Market sahipleri, birkaç ay öncesine kadar fiyatı 30 kuruş olan maskeleri personelleri için temin etmişler.
Ancak salgın günlerde fiyatı fahiş bir şekilde yükselen maskeleri, müşterilerine ücretsiz dağıtmak zorundalar.
Çünkü maskenin parayla satışı yasaklandı.
Peki marketler de maske bulamıyorsa?
“Maskeden bol ne var?” demeyin.
Bakmayın siyasi parti temsilcilerinin ellerindeki maskeleri halka ücretsiz dağıtıp, fotoğraflarını sosyal medyalarından yayınlamalarına.
Onların da ellerinde sınırlı sayıda maske var.
Ve o az sayıdaki maskeleri şov yapıp vatandaşa dağıttılar.