Olay Gazetesi Bursa

Muhalefetin ittifak hamlesinin olası sonuçları

Beklenen gerçekleşti ve CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti milletvekilliği seçimlerinde ittifaka gitti. Resmi açıklama bugün. Ancak Olay gazetesi okurları bu önemli gelişmeyi 2 gün önce bu köşeden okumuşlardı. Muhalefetin bu hamlesinden sonra neler yaşanacak? Muhalefet ittifakla en az 300 milletvekili hedefliyor. Çünkü barajı aşamayacak partilerin oylarını da milletvekiline dönüştürmeyi planlıyorlar. Ayrıca artık oylardan […]

Beklenen gerçekleşti ve CHP, İyi Parti, Saadet Partisi,

Demokrat Parti milletvekilliği seçimlerinde ittifaka gitti.

Resmi açıklama bugün.

Ancak Olay gazetesi okurları bu önemli gelişmeyi 2 gün önce bu

köşeden okumuşlardı.

Muhalefetin bu hamlesinden sonra neler yaşanacak?

Muhalefet ittifakla en az 300 milletvekili hedefliyor.

Çünkü barajı aşamayacak partilerin oylarını da milletvekiline

dönüştürmeyi planlıyorlar.

Ayrıca artık oylardan gelecek milletvekillerini de hanelerine yazmayı

amaçlıyorlar.

Yani muhalefetin hamlesi aslında cumhurbaşkanlığı seçimini

almaya dönük değil, parlamentoyu ele geçirmek üzerine

kurgulanmış.

Nitekim Tayyip Erdoğan’ın karizması bir şekilde seçimi almaya

yetebilir ancak parlamentodaki sandalye dağılımında muhalefet

çoğunluğu sağlayabilir.

Peki cumhurbaşkanının farklı Meclis çoğunluğunun farklı parti ve

partilerden oluştuğu bir tablo ne anlama geliyor?

Tek kelimeyle sistem tıkanır böyle bir tabloda.

Ve 2 güne kalmaz Türkiye yeni bir erken seçime gider.

Cumhurbaşkanlığı sisteminin en olumsuz tarafı da buydu zaten.

Tüm bu gelişmelerin ışığında yeniden parlamenter sistem gündeme

gelirse sürpriz olmaz.

  

AK Parti kurmaylarının aday olması ne anlama geliyor?

 

Dün mevcut bakanların ve aralarında Faruk Çelik’in de olduğu bazı

eski bakanların milletvekiliğine aday olacaklarına dair haber geldi.

Sadece eski ve mevcut bakanlar değil parti yöneticilerinin de aday

olacağını belirtmiş olalım.

Peki neden tüm etkin isimler aday oluyor?

Genel Merkez, spekülasyonların önüne geçmek için adaylık

talimatı vermiş.

Ancak bu durum, aday adaylarının tümünün milletvekili listelerine

yazılacağı anlamına gelmiyor.

Bir kısmı aday yapılacak.

Bir kısmı aday yapılmayıp, bakan yapılacak. (Seçimi cumhur ittifakı

kazanırsa)

Bir kısmı belediye başkan adayı gösterilecek.

Bir kısmı da partide görev alacak veya dinlendirilecek.

Ancak eski bakanlardan Mehmet Müezzinoğlu başvuru

 

Nitekim Müezzinoğlu, 3 dönem kuralını doğru bulduğunu

söyleyerek, kendi isteğiyle aday olmayacağını ilan etmişti.

 

Faruk Çelik’i öldürmeye çalışmışlar

 

Samsun’da 15 Temmuz darbe girişimine karşı yürütülen soruşturma

kapsamında tutuklanan eski polis memuru Y.A’nın telefonunun

Emniyet tarafından dijital incelemesi neticesinde darbe gecesi

yapılan Whatsapp görüşmelerinin kayıtları ele geçirilmiş.

Yazışmalarda Tarım eski Bakanı Faruk Çelik’le ilgili bölüm de var.

Yazışmada dehşet verici ifadeler var.

15 Temmuz akşamı saat 21,03’te başlayan yazışmaya bakar

mısınız:

-Ben yakındayım ama bakan burada değil

-Haberim var, yerini öğrendik

-Korumalar nasıl olacak

-Bundan sonra bana bakanım de

-Tamam sayın bakanım bu Faruk ……. kurtulalım yeter

(Cumhurbaşkanı) kesin öldü mü?

-Abiler öldürüleceğini söylediler

Bu yazışmada hainlerin Çelik’i ortadan kaldırmak için harekete

geçtikleri net bir şekilde anlaşılıyor.

Söz konusu haberi okuyunca, Çelik’in birkaç ay önce gazetecilerle

buluşmasındaki sözleri aklıma geldi:

Yıllar önce vurulduğumda hakimden ısrarla olay yerinde keşif

istedim ama kabul etmedi. Bu olay gizemini koruyor. Yine bakanlar

kurulu açıklanmadan bir gün önce ağabeyim gözatına alındı. Bunlar

tesadüf olabilir mi?”

Bu arada arşivimi tarayarak Çelik’in 15 Temmuz gecesi nerede

olduğuna dair yazımı çıkardım.

Yeri gelmişken bir bölümünü bugün de paylaşayım:

15 Temmuz gecesi, Polatlı’da çiftçilerimizle beraberdik. Çok verimli

bir toplantı oldu ve saat 21,00 sularında Ankara‘ya hareket ettik. Yol boyunca, Ankara ve İstanbulda uçakların alçaktan uçtuğunu, tankların caddelerde olduğunu bildiren telefonlar aldım. Ama kimse bunlara bir anlam veremiyordu, darbe girişimi olduğunu söyleyemiyordu. MİT Müşteşarı‘nı aradım ulaşamadım. Bazı bakan arkadaşları aradım onlara da ulaşamadım. Daha sonra hükümetten bir isme ulaştım. Genelkurmay Başkanlığı’nda münferit bir olaydan söz etti ama o da darbe girişimi olduğunu anlayamamış. Ankara’ya girince bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu anladık ve Emniyet‘e de teyit ettirdik haberi. Emniyet bana, Bakanlıklara ve Genelkurmayın önüne kesinlikle gelmememi, can güvenliğimizi garanti edemeyeceklerini söyledi. Bu arada bazı noktalar darbeciler tarafından tutulmuştu. Tam Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden geçerken, Beştepe’nin tek taraflı olarak tutulduğuna şahit olduk. Daha sonra bizim geçtiğimiz tarafı da kapatmışlar. O gece eve gitmedim. Bir süre Ankara‘da turladık ancak birçok noktada darbeciler vardı. Daha sonra Gölbaşı’nda bir arkadaşımızın evine gittik.”