Yazı dizisi/ Moskova notları (1)
Rusya Devlet Dostluk Nişan Töreni’ni takip etmek için Rusya’dayız.
Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, bu nişanı alan ilk Türk olarak tarihe geçti.
Olay gazetesi Başyazarı Ahmet Emin Yılmaz, OLAY Medya Spor Müdürü Orhan Güney, Olay Gazetesi editörlerinden Hikmet Tuncel ve Olay TV kameramanlarından Olcay Dalkılıç’tan oluşan ekibimiz, törene dair tüm ayrıntıları hem Olay gazetesi hem de OLAY TV aracılığıyla aktarmaya çalıştı.
3 gün boyunca Rusya sokaklarında Türk-Rus ilişkileri ve Rus ekonomisine ilişkin sorulara da yanıt aradık.
Yazı dizimizde Rusya’da söyleşi fırsatı bulduğumuz İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar ile Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Hüseyin Diriöz’ün görüşlerini, Ruslarla yaptığımız sokak röportajlarını ve Moskova’ya dair izlenimlerimizi bulacaksınız.
Bugün Moskova izlenimlerimiz ve Diriöz’le söyleşimizi paylaşalım.
MOSKOVA TRAFİĞİ KÖRDÜĞÜM
Vunukovo Havalimanı’na indiğimizde bizi hem Türk Büyükelçiliği yetkilileri hem de Dağıstan eski Cumhurbaşkanı ve Putin’in Hazar Özel Temsilcisi Ramazan Abdüllatipov’un görevlendirdiği hükümet yetkilisi karşıladı.
Yani havalimanına adım attığımızdan itibaren hem Türk hem de Rus misafirperverliğini gördük.
Havalimanından saat 15.00 sularında otelimize yol alırken, Moskova trafiğine de tanık olduk.
Doğrusu Moskova trafiğini görünce Bursa trafiğine şükrettik.
Hafta sonları hariç günün her saatinde trafik sıkışıkmış Moskova’da.
Üstelik metro ulaşımı birçok ülkeye göre yaygın ve gelişmiş olmasına rağmen…
Moskova Belediyesi trafik sıkışıklığını önlemek için metro ağını yaygınlaştırmaktan polisiye tedbirlere varıncaya kadar çok sayıda önlem almasına rağmen, hafta sonları hariç trafik sıkışıklığına çözüm bulunamıyormuş.
Moskova’daki otele giderken Putin’in konvoyuyla karşılaştık.
Türkiye’de olduğu gibi Rusya’da da cumhurbaşkanı statüsündeki devlet başkanının geçisi sırasında, yol bir süreliğine araç trafiğine kapatılıyor.
Yolda eski binaların varlığı dikkatimizi çekti.
Yapımı yıllar öncesine dayanan konutlar, Sovyet mimarisini yansıtıyor.
Moskova’da konut fiyatları ve kiraları cep yakıyormuş.
Öyle ki tek odalı evlerin bile bin dolar kirası olduğunu öğrendik.
Diğer Doğu Bloku ülkeleri gibi Moskova’nın geniş caddeleri, planlı şehirleşmesi göze çarpıyor.
Bazı caddelerin 5 şerit olması trafik sıkışıklığını önleyemese de, hafta sonları trafiğin rahat akmasını sağlıyor.
KIZIL MEYDAN GÖZ KAMAŞTIRIYOR
Sonraki iki gün ise meydan, 1812’de Moskova’nın Polonya işgalinden kurtulması anısına kutlanan Rusya Ulusal Birlik Günü nedeniyle turistlere ve yerli halka kapatıldı.
Ancak bir saatlik gözlemimde Kızıl Meydan’dan çok ekilendiğimi söyleyebilirim.
Tarihi Kremlin Sarayı, Büyük İvan Çan Kulesi, katedraller ve kiliseler, Lenin’in anıt mezarı, Karl Marks’ın heykeli, tarihi tiyatro binaları tüm ihtişamıyla karşımızdaydı.
Kızıl Meydan’ı, sadece komünizmle özdeşlemiş yapıların korunduğu bir meydan olarak değil Çarlık Rusya döneminden kalan binaların da bulunduğu, Rusya’nın tarihi ve kültürel mirasını yansıtan bir dünya değeri olarak tanımlayabiliriz.
Zaten meydanın ilk adı da yaygın olarak bilinenin aksine Rusçada ‘güzel’ anlamına gelen krasyni’den gelen Krasnaya Ploschchad’dır.
Zaman içinde değişerek, kızıl anlamında kullanılmaya başlanmış.
Kızıl Meydan adeta bir turist cennetiydi.
Tarihi meydanı gezen birçoğu Çinlilerden oluşan turistler, adım başı fotoğraf çektiriyordu.
Meydan, köklü tarihe sahip olan bir ülkenin, 100 yıllar boyunca yapılarını özenle koruyup, gelecek nesillere nasıl taşındığını göstermesi bakımından da ibretlik.
Yaz-kış 10 binlerce turisti ağırlayan Kızıl Meydan, dört başı mamur bir turistik bölge.
UÇAK KRİZİ EN ÇOK TÜRK İŞ İNSANLARINI MAĞDUR ETMİŞ
Ruslar, Avrupa Birliği’nin ambargolarından pek etkilenmiş görünmüyorlardı.
Zaten ambargo, direkt Rus halkını etkilemekten öte Rus iş insanlarının Avrupa bankalarıyla çalışmalarını kısıtlayan, kredi çekmelerini önleyen bir dizi ekonomik tedbirden ibaret.
Ancak bu bile, genel ekonomiye yansımış.
Nitekim son yıllarda Rus ekonomisi büyümüyor aksine Avrupa Birliği ambargoları ve enerji fiyatlarındaki düşüş nedeniyle küçülüyor.
Uçak krizi özellikle Türk iş insanlarını çok etkilemiş.
Nitekim tarımdan enerji ve tekstile varıncaya kadar Rusya’da yatırımları bulunan Türk iş insanları, Rus hükümetinin ekonomik kısıtlamaları nedeniyle zor günler geçirmiş.
Bazı firmalar iflas etmiş, bazıları güçlükle ayakta durabilmiş.
Rusya, Türkiye’deki ithalatını durdurunca, özellikle tarımda yerli üretime geçmişti.
Öyle ki seracılığa yaklaşık 3 milyar dolarlık yatırım yapan Rusya, tarım alanında çok ciddi teşvikler uygulamaya başladı.
Zaten bu nedenle krizin sona ermesinden sonra domates ithalatını kısmi olarak kaldırıp, sadece 4 Türk firmasından domates satın almaya başladılar.
Ancak diğer alanlarda kısıtlamaların tamamen kalktığını söyleyebiliriz.
Mesela turizm.
Türkiye’ye gelen 4 milyon Rus turistle, kriz öncesi seviyesine dönüldü.
Uçak krizinin ardından Rus turistler, Mısır, Fas ve Yunanistan gibi ülkelere yönelmiş.
Ancak Türkiye’deki her şey dahil sistemine alışan Rus turistlerin, bu ülkelerden memnun kalmadığı, 1 yıl sonra yeniden Türkiye’ye gelmelerinden anlaşılıyor.
“AMACIMIZ İLİŞKİLERİ DAHA İYİ NOKTAYA TAŞIMAK”
Diriöz, Türkiye Rusya ilişkilerini tarihsel perspektiften şöyle özetledi:
Türkiye-Rusya ilişkilerinin tarihçesine baktığımızda Cumhuriyet dönemiyle birlikte bir iyileşmenin başladığını görüyoruz. Mesela Taksim’deki Atatürk Anıtı’nda, Atatürk’ün arkasında duran kişilerden ikisi bir Rus general ve bir Rus diplomattır. Atatürk’ün ölümünün ardından Soğuk Savaş döneminde ilişkilerin kötüleştiğini biliyoruz. Ancak Soğuk Savaş döneminden sonra ilişkiler yeniden iyi bir noktaya gelmişti.
Ta ki uçak krizine kadar. Uçak krizi Sayın Bakan (Cavit Çağlar) gibi Rusya ile dostlukları olan isimlerin araya girmesiyle çözüldü ve ilişkiler yeniden eski haline geldi. Bizim amacımız, Rusya-Türkiye ilişkilerini eskisinden daha iyi bir noktaya taşımaktır.”
“TEMİNATIMIZ 1OO BİN TÜRK VE RUS EVLİLİĞİ”
Büyükelçi Diriöz, uçak krizinin sonlandırılmasından sonraki ekonomik ve siyasi tabloyu da şu sözlerle ifade etti:
“Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile Putin, krizin ardından 8 kez yüz yüze görüştü. Başbakanlık düzeyinde de iki kez görüşme oldu. 40 kez de bakanlık düzeyinde görüşme gerçekleşti. Siyasi ilişkiler çok iyi bir noktada. Ekonomik kısıtlamalar da kalktı. Zaten enerji alanında Türk Akımı 1, Türk Akımı 2 ve Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nde bir sorun yoktu. İnşaat alanında Türk müteahhitlerin ihalelere katılma yasağı kalktı. Turizmde ise charter uçuş yasağı kalktı ve 4 milyon Rus turistin ziyaretiyle kriz öncesi tabloya dönüldü. Ancak bunları yeterli görmüyoruz. İki ülkenin hedefi karşılıklı olarak 100 milyar dolarlık ticaret. Siyasi duruma gelince. Suriye’deki trajedi devam ediyor. Türkiye ve Rusya, Astana süreciyle çok iyi bir adım attı, başta çatışmasızlık bölgeleri ilan edilmesi konusu olmak üzere. Suriye konusunda uzlaşmak kolay bir ş değil. O bölgede her ülkenin kendine özgü politikaları var. Astana sürecini Cenevre’ye giden yolda kolaylaştırıcı bir aşama olarak görüyoruz. Yani Astana’da Cenevre’nin yolu açıldı. Ancak Suriye konusunda Rusya ile işbirliği içindeyiz.”
Diriöz’e göre Türkiye-Rusya ilişkileri sağlam temeller üzerine inşa edilmiş durumda.
Öyle ki Diriöz, Türklerle Ruslar arasında 100 bin evlilik yapıldığını hatırlattı ve bu evliliklerden doğan 150 bin kişinin varlığına dikkat çekti.
Diriöz, “Türk ve Rus anne, babadan doğan 150 bin iyi eğitimli insan, Türkiye ile Rusya arasında çok güçlü bir köprüdür” diyerek sözlerini noktaladı.
FOTOĞRAFLAR: HİKMET TUNCEL