Konunun iki tarafı var.
Bir yanda makine mühendisleri ile elektrik mühendisleri, diğer yanda mimarlar ve inşaat mühendisleri.
Mimarlar ve inşaat mühendisleri inşaat projelerinde elektrik ve makine mühendislerinin şantiye şefi olamayacaklarını savunurken, elektrik ve makine mühendisleri ise inşaat projelerindeki tesisat bölümlerini hatırlatıp, kendilerinin de şantiye şefi olabileceklerini söylüyorlar.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak’ın iletisini önceki gün paylaşmıştım.
Konuyu gündeme getiren Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ise şunları söylemişti:
“Bir elektrik veya makine mühendisi sıfır konutta görev alamaz. Ancak kaba inşaat bittikten sonra, iç tefrişat yapılırken tesisatların kontrollerini yapabilirler. Bir elektrik veya makine mühendisi beton kalitesinden, demirin cinsinden anlayabilir mi? Öyle örnekler var ki, bir makine mühendisi otomobil fabrikasında çalışırken, sıfır konutta şantiye şefliği imzasını atabiliyor. Size gönderdiğim belgede bu durum ispatlı.”
Yani Şimşek, inşaatın yüzde 65’inin bittikten sonra elektrik ve makine mühendislerinin görev alabileceğini söylüyor.
İşte Şimşek’in bu açıklamasına TMMOB İKK Genel Sekreteri Feridun Tetik, gönderdiği bir fotoğrafla yanıt verdi.
Makine mühendisi Tetik’in gönderdiği fotoğrafta temel aşamasındaki bir inşaatın görüntüsü var.
Daha doğrusu fotoğrafta temel aşamasındaki inşaata tuvalet, banyo ve mutfak pis su giderleri için döşenen tesisat borularının görüntüsü yer alıyor.
Tetik, su tesisatının makine mühendislerinin uzmanlık alanı olduğunu hatırlatıp, Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Albayrak’a şu kinayeli yanıtı verdi:
“Temele döşenen borular bunlar. Hani tesisatta hak edişler yüzde 65’den sonra başlıyor ya!”
Feridun Tetik, Şimşek ve Albayrak’a fotoğraflı yanıt verdi.
Bakalım Şimşek ve Albayrak’tan yeni bir yanıt gelecek mi?
Yani polemik devam edecek mi?
Mağazaların fiyat manipülasyonu
Vatandaşın biri etiketinde yüzde 50 indirim yazan ceketi satın alır.
Mağaza görevlisi, “Evet efendim, şüpheniz olmasın” diyerek, müşterisini uğurlar.
Ancak çetin ceviz çıkan vatandaş, işin peşini bırakmaz ve ceketin gerçek değerinin satın aldığı fiyatın bir katı olmadığını öne sürerek mağazayı tüketici mahkemesine şikayet eder.
Tüketici mahkemesi, mağaza yetkililerinden ceketin etiket fiyatından sattıklarını ispatlamalarını ister.
Mağaza yetkilileri bunu ispatlayamaz.
Çünkü hiçbir zaman o ceketi etiket fiyatına satmamışlardır.
Böylece bilinçli müşteri davayı kazanır ve 500 liraya satın aldığı ceket için 250 liralık iade alır.
Bu yaşanmış hikayeden başka bir hikayeye geçelim.
Değerli bir dostum ünlü ayakkabı mağazası Flo’dan çocuğu için ayakkabı bakar.
Beğendiği ayakkabının üzerinde iki fiyat vardır.
Peşin fiyatı 49,99 lira, taksitli fiyatı 59,99 lira.
Dostum, ayakkabı alıp kasaya yönelir ve görevliye 49,99 lira uzatır.
Ancak mağaza görevlisi 10 lira daha vermesini ister.
Müşteri, “İyi de orada iki fiyat yazıyor. Ben parayı nakit verdiğim için, peşin fiyatı üzerinden satın almam gerekmiyor mu bu ayakkabıyı?” der.
Mağaza görevlisinin yanıtı:
-Beyefendi, öyle yazıyor ama zam geldi.
-Nasıl olur, mağazanın neredeyse tüm ürünlerinin etiketinde peşin ve taksitli olmak üzere iki fiyat var. Hem zam geldiyse neden etiketleri değiştirmiyorsunuz?
-Siz bakmayın etiket fiyatına. Gerçek fiyatı biz söylüyoruz.
Ve arkadaşım, etiket üzerinden bir manipülasyon olduğunu anlayarak, ayakkabıyı almaktan vazgeçer.
Efendim anlattığım hadise, Türkiye’nin her yerinde mağazaları olan, kendilerini “Türkiye’nin ayakkabı pazarında tartışmasız lideri” olarak tanımlayan ve 30 bin kişinin istihdam edildiği dev bir ayakkabı mağazasında yaşanmıştır.
Yorum sizin.
Pazartesi Söyleşileri’nde bu hafta gayrimenkulu masaya yatırdık, sektörde yaşanan gelişmeleri konuştuk.
Konuğumuz İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Mustafa Andıç.
Efendim iyi pazarlar.