Olay Gazetesi Bursa

Milleti elektrik çarptı!

Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Atmaca anlattı. Yıldırım’da esnafı ziyaret ediyor Saadet Partililer. Esnaf dertli mi dertli… Mesela Yıldırımlı bir fırıncı esnafına 12 bin lira elektrik faturası gelmiş. Adeta kendisine elektrik çarpan esnafın kirası 7 bin liraymış! Yani elektrik faturası kirayı geçmiş. Mehmet Atmaca, bunları anlatırken yanındaki il yöneticisine de ‘elektrik çarptığını’ öğrendik. Saadet Partisi […]

Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Atmaca anlattı.

Yıldırım’da esnafı ziyaret ediyor Saadet Partililer.

Esnaf dertli mi dertli…

Mesela Yıldırımlı bir fırıncı esnafına 12 bin lira elektrik faturası gelmiş.

Adeta kendisine elektrik çarpan esnafın kirası 7 bin liraymış!

Yani elektrik faturası kirayı geçmiş.

Mehmet Atmaca, bunları anlatırken yanındaki il yöneticisine de ‘elektrik çarptığını’ öğrendik.

Saadet Partisi İl Yönetim Kurulu Üyesi Taner Keleş’in evine ortalama 110 lira elektrik faturası geliyormuş.

Kademeli tarife denilen sisteme geçilmesinin ardından 411 liralık fatura gelmiş!

Yani fatura yaklaşık 4 kat yükselmiş.

4 kişinin yaşadığı evde elektrik tüketimi mi artmış?

Hayır artmamış.

Aynı ev aletleri, aynı tüketim…

Efendim, bir işyeri sahibi ve bir aile reisi olmak üzere, canı yanan 2 vatandaştan söz ettim.

Ancak çevremde yüksek elektrik faturasına maruz kalan çok sayıda tanıdığım var.

Hatta zaten işleri çok iyi olmadığı için zorda olan esnafın, kiranın üzerinde gelen elektrik faturası nedeniyle kepenk indirdiğini  veya indirmeyi düşündüğünü biliyorum.

Yüksek elektrik faturası pandemiden bile güç durumda bıraktı esnafı, vatandaşı ve sanayiciyi.

Enerji Bakanı, kademeli elektrik sisteminden vazgeçileceği sinyalini verdi.

Vatandaş perişan, esnaf zorda, şirketler mağdur…

Bir an önce bu sisteme son verilmesi şart oğlu şart!

Bu yazının dipnotu: Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam elektrik tarifesinin kotasının yükseltildiğini açıkladı.

 

Eğitim-Bir-Sen’in  çarpıcı eğitim raporu

Elimde iktidara yakın Eğitim-Bir-Sen’in, Eğitime Bakış 2021 İzleme ve Değerlendirme Raporu var.

Geçen hafta Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar’ın verdiği raporda son derece sarsıcı veriler okudum.

140 sayfalık raporun bölümlerini yeri geldikçe paylaşacağım.

Nitekim rapor, eğitimde geldiğimiz nokta bakımından belge niteliği taşıyor.

Eğitim-Bir-Sen raporunun “Ortaöğretimde farklı okullarda kaç öğrenci vardır?” başlıklı bölümüyle başlayalım.

Raporun bu bölümü, 2011 ile 2020 yılları arasında okul türüne göre ortaöğretimde toplam öğrenci sayılarında yaşanan değişimi gösteriyor.

Buna göre mesleki ve teknik ortaöğretimde 2011 yılında 1 milyon 821 bin 975 olan öğrenci sayısı 2020’de 1 milyon 731 bin 556’ya geriliyor.

Yani 9 yılda öğrenci sayısı 1 milyon 254 bin artmasına rağmen, mesleki ve teknik öğrenci sayısı azalmış.

Peki öğrenciler daha çok nereye gitmişler?

Ağırlıklı olarak imam-hatip okullarına…

Nitekim din öğretiminde 2011 yılında 268 bin 245 olan öğrenci sayısı 2020 yılında 666 bin 963 olarak kayıtlara geçti.

9 yılda din öğretimi alan öğrenci sayısında yaklaşık 400 bin artış olmuş.

Yani dindar nesil hedefi tutturulmuş görünüyor.

 

Özel okula gidenlerin sayısı 2 kat artmış

2011 yılında özel öğretim kurumlarındaki toplam öğrenci sayısı 535 bin 788 iken 2019 yılında 1 milyon 468 bin 198 oldu.

Özel ilköğretim ve ortaöğretim kademelerindeki öğrenci sayılarının değişimi incelendiğinde ise 2011 yılında ilköğretim kademesinde 286 bin 972, ortaöğretim kademesinde 138 bin 164 olan öğrenci sayıları 2020’de sırasıyla 581 bin 123 ve 535 bin 964 olarak gerçekleşmiş.

Özellikle özel ortaöğretimdeki öğrenci sayısının hızla arttığını görüyoruz bu tabloda.

Bir başka çarpıcı istatistik de şu:

2011 yılında özel öğretim kurumlarındaki öğrencilerin toplam öğrenci sayısındaki payı yüzde 3,2 iken 2020 yılında yüzde 7,2 olarak gerçekleşiyor.

Bir başka ifadeyle özel öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısındaki oranı 2 kattan fazla artmış.

Eğitim-Bir-Sen’in raporunu 1 cümleyle özetlersek…

Son 10 yılda hem din öğrenimİ gören öğrenci sayısı hem de özel öğrenimi gören öğrenci sayısında ciddi bir artış var.

 

Otomotiv piyasası iktisat bilimine meydan okuyor

Sıfır araç olmadığı söyleniyor.

Bu durumda ikinci el araçların bulunmaz Hint kumaşı muamelesi görmesi gerekir.

Ancak ikinci el araç piyasasında yaprak kımıldamıyor.

Çip krizi nedeniyle yeni araç üretilmiyor.

Bu durumda araba fiyatlarının artması, en azından yerinde sayması gerekir.

Ancak araç fiyatları az da olsa düştü.

Durumu özetlersek…

Araç arzı azaldı ama talep de yok.

Araç arzı düştü ama fiyat da artmıyor.

Fiyat düşük ama alan yok.

Yani otomobil piyasasında iktisat biliminin tüm kuralları altüst olmuş durumda.

Var mı olup biteni anlayan biri?