Olay Gazetesi Bursa

MHP, ters köşeye yatırır mı?

“Biz parlamenter sistemin yanındayız” diyorlar. Ama hemen ardından, “Meclis’e getirin, görüşelim” diye ekliyorlar. “Biz dün ne diyorsak bugün de aynı noktadayız” sözleriyle, başkanlık sistemine karşı olanların yüreğine su serpiyorlar. Ancak, bu işi milletin çözmesi gerektiğini ima ederek, bu kez AK Partililerin umutlarını köpürtüyorlar. Sahi bu MHP‘liler ne yapmaya çalışıyor? Önceki gün OLAY TV’de konuğum olan […]

Biz parlamenter sistemin yanındayız” diyorlar.

Ama hemen ardından, “Meclis’e getirin, görüşelim” diye ekliyorlar.

Biz dün ne diyorsak bugün de aynı noktadayız” sözleriyle, başkanlık sistemine karşı olanların yüreğine su serpiyorlar.

Ancak, bu işi milletin çözmesi gerektiğini ima ederek, bu kez AK Partililerin umutlarını köpürtüyorlar.

Sahi bu MHP‘liler ne yapmaya çalışıyor?

Önceki gün OLAY TV’de konuğum olan MHP İl Başkanı Tevfik Topçu da Bahçeli‘nin söyledikleriyle benzer ifadeler kullandı.

Ancak MHP olarak, ‘güçlendirilmiş parlamenter sistemin yanındayız’ diyerek, daha net bir vurgu yaptı.

Yine de ne yaptıysam, “Başkanlık sistemi değişikliği Meclis’e gelirse tavrınız ne olur?” soruma yanıt alamadım.

Eee gelsin de bir bakalım”, “Taslağın içeriğini görmeden birşey diyemeyiz” kıvamında, orta sahada top çeviren futbolcular gibi, lafı dolandırdı da dolandırdı.

Ancak sonunda ağzından baklayı çıkarıverdi:

Bugüne kadar hep Tayyip Erdoğan veya AK Parti gündemi belirliyordu. Onların belirlediği gündemin peşinden koşuyorduk. Biraz da MHP gündem belirlesin, biraz da bizim peşimizden koşsunlar!”

Doğrusu, biz işin bu tarafını hiç düşünmemiştik.

Ancak ben meselenin bu kadar basit olduğunu, yani hadisenin sadece MHP’lilerin egosunu okşamak üzerine inşa edilmiş stratejik bir hamleden ibaret görmüyorum.

MHP’liler, AK Partilileri fena halde oyalıyor olabilir.

Çünkü muhaliflerini tasfiye edebilmek adına iktidarla olan örtülü ittifaklarının yıkılmasını istemiyor Bahçeli.

Taa ki, değişimcilerin tam anlamıyla kolu kanadı kırılana kadar…

Ondan sonra fabrika ayarlarına dönerlerse kimse şaşırmasın.

Demedi demeyin.

 

Yüksel Yılmaz’ın ihraç nedeni

 

Birçok neden var…

Ancak Yılmaz’ı ihraca götüren yol, Bahçeli’yi kongreye davet etmesi üzerine döşendi.

Gerçi, kurt kuzuyu yemeye karar vermişse bahaneye gerek yok.

Yani Yüksel Yılmaz, öyle veya böyle ihraç edilecekti.

Peki koca Bursa‘da neden sadece Yüksel Yılmaz ve Hasan Toktaş ihraç edildiler?

Öyle ya, değişimcilerin önde gelenlerinin neredeyse alayı benzer sözlerle Bahçeli’ye yüklendiler, gerek yazılı, gerek görsel ve gerekse de sosyal medyada.

MHP İl Başkanı Tevfik Topçu, lafı eğip, bükmeden, eveleyip, gevelemeden neden sadece iki kişiyi ihraç ettiklerini şöyle izah etti:

Biz kimseyi ihraç etmek istemiyoruz. Ancak birilerine de, MHP buradadır ve disipline uymayanlar cezasız kalmaz hatırlatmasını yapmamız gerekiyordu. Yoksa bizim kimseyi partiden ihraç etmek gibi niyetimiz yok.”

Yani Tevfik Topçu, Toktaş ve Yılmaz’ın gözdağı amaçlı ihraç edildiğini söylüyor.

Ve galiba bu mesajı da yerine ulaşmış gibi görünüyor.

 

Topçu’dan değişimcilere zeytin dalı

 

MHP’de kongreler kapıda.

Ben sordum Tevfik Topçu yanıtladı.

Soru: Delege seçimi nasıl yapılacak?

Cevap : 47 yıldır nasıl yaptıksak yine aynı yöntemle olacak…

Yani masa başında belirlenecek delegeler (Bu benim yorumum)

Soru: Değişimciler kongrelerde aday olabilecekler mi?

Cevap: Kimseyi ikna etmeyeceğiz, ikna olanlarla yolumuza devam edeceğiz.

Yani gelen gelir, gelmeyenlere yalvaracak halimiz yok (Bu da benim yorumum.)

Ancak Tevfik Topçu‘nun şu taahhüdü önemli:

-Değişimden yana olan herkes, delege olabilir, ilçe başkanı, ilçe yöneticisi olabilir, il yöneticisi hatta il başkanı da olabilir.

Bir tek ‘edepsiz’ olamaz! (Topçu’nun geçmiş açıklamalarına dayanarak, bu da benim katkım.)

 

Şu kadavra meselesi

 

Aslında kadavra konusunu meslektaşımız Ersel Peker gündeme getirmişti, İl Sağlık Müdürlüğü’nün basın toplantısında.

İyi ki getirmiş, çünkü konu sanıldığından daha önemli.

Önemli, çünkü tıp öğrencileri plastik bedenler üzerinde eğitim yapıyor yıllardır.

Neden?

Kadavra bağışı yapan yok da ondan…

Ancak sadece önyargılardan değil.

Mesela kimsesiz cesetlerin kadavra olması gerekirken, yetkililer tıp fakülteleriyle işbirliği yapmaktan kaçınıyor.

Hal böyle olunca kadavra bulunamıyor.

Kadavra bulunamayınca da ABD’den ithal ediliyor.

Çünkü elin ABD’lisi, öldükten sonra, yani ruh bedeni terk ettikten sonra cesedinin akibetiyle ilgilenmiyor.

Bunu biz umursuyoruz ancak olan da bizim araştırma hastanelerimizin bütçelerine oluyor.

Nitekim bir kadavrayı ABD’den 120 bin liraya ithal ediyoruz!