Yani konu, konuyu açtı.
Ayrıca Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in açıklamaları üzerine 3 meslek odası karşı karşıya geldi.
***
Şimşek, elektrik ve makine mühendislerinin alanı olmamasına rağmen inşaatlarda şantiye şefliği yaptığını hatırlatarak bu durumun kabul edilemez olduğunu ileri sürdü.
Daha da ötesi Mimarlar Odası Bursa Şubesi ile İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ortak hareket ederek, elektrik ve makine mühendislerinin şantiye şefi olmasını engelleyecek itirazlarda bulunmuşlar ve sonuç da almışlar.
***
Şimşek’in açıklaması Elektrik Mühendisleri ve Makine Mühendisleri Odası Şube yöneticilerinin tepkisine yol açtı.
Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Büyükışıklar ile eski Şube Başkanı Emir Birgül ve bazı elektrik mühendisleri ileti yollayarak Rodoplu’nun söylediklerinin kabul edilemez olduğunu öne sürdüler.
Makine Mühendisleri Bursa Şubesi’nin yerine ise TMMOB İKK Genel Sekreteri makine mühendisi Feridun Tetik arayarak tepkisini dile getirdi.
Tümünün ortak söylemi şu:
“Bir elektrik ve makine mühendisinin şantiye şefliği yapması yasaldır. Ayrıca, makine veya elektrik mühendisleri, inşaatların beton durumu gibi kriterleri değil kendi alanları olan elektrik, kalorifer tesisatı gibi sistemleri inceleyip imza atarlar.”
***
Bana ulaşan tepkileri Şimşek’e de ilettim.
Ancak Şimşek, söylediklerine tepki gösteren isimlere katılmadığını belirtti ve bir belge yolladı.
Rodoplu, elektrik ve makine mühendislerinin sıfır konutta çalışamayacaklarını, kaba inşaat bittikten sonra görev alabileceklerini öne sürdü.
Kendisine tepki gösteren kişilerin, meslektaşlarının menfaatlerini korumak amacıyla hareket ettiğini ancak bu konunun bir güvenlik meselesi olduğunu sözlerine ekledi.
Ayrıca yaptıkları itirazlardan sonuç aldıklarını da belirterek, “Bir elektrik veya makine mühendisi sıfır konutta görev alamaz. Ancak kaba inşaat bittikten sonra, iç tefrişat yapılırken tesisatların kontrollerini yapabilirler. Bir elektrik veya makine mühendisi beton kalitesinden, demirin cinsinden anlayabilir mi? Öyle örnekler var ki, bir makine mühendisi otomobil fabrikasında çalışırken, sıfır konutta şantiye şefliği imzasını atabiliyor. Size gönderdiğim belgede bu durum ispatlı” dedi.
***
Şimşek’in gönderdiği belgede, gerçekten de Gürsu, Karacabey, İznik, Nilüfer, Yıldırım, Mustafakemalpaşa, Mudanya ve Gemlik ilçelerinde inşa edilen yeni yapılarda görev alan elektrik ve makine mühendislerinin ismi yazıyor.
***
Her ne kadar meslek odası yöneticileri, şantiye şefliği konusunda fikir ayrılığına düşseler de, konunun önemi gereği ben bu tartışmayı faydalı buluyorum.
Şantiye şefliği tartışmaları üzerine TMMOB Genel Sekreteri Feridun Tetik, konuyla ilgili yönetmeliği gönderdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik, 2 Mart 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmış.
Buna göre 7 meslek grubu şantiye şefi olabiliyor:
-İnşaat mühendisleri.
-Mimarlar.
-Makine mühendisleri.
-Elektrik mühendisleri
-Denkliği bulunan elektrik ve elektronik mühendisleri.
-İnşaat, makine, elektrik, yapı denetim, teknikerleri.
-Yapı, makine, elektrik teknik öğretmenleri.
Yönetmelikte şantiye şefi olabileceklerin özellikleri de belirtiliyor:
-İnşaat şefleri en fazla 5 iş alabilecekler.
-Şantiye şefleri sadece bulundukları ilde şantiye şefliğini üstlenebilecekler.
-Başka bir işte tam zamanlı olarak çalışanlar şantiye şefi olamayacaklar.
-Mimar ve mühendislerin aynı anda üstleneceği toplam inşaat alanı 30 bin metrekareyi geçemez.
-Bakanlıkça belirlenen mimarlık ve mühendislik hizmetlerine esas yapı sınıflarından birinci, ikinci ve üçüncü sınıf yapılardan, bodrumları ile birlikte toplam beş katı ve yapı inşaat alanı 2 bin metrekareyi geçmeyenlerde teknik öğretmenler, bin 500 metrekareyi geçmeyenlerde ise teknikerler meslek alanlarına uygun olarak şantiye şefliğini üstlenebilir.
Şimşek, yönetmeliğin 3. maddesinde yer alan “Başka bir işte tam zamanlı olarak çalışanlar şantiye şefi olamayacaklar” şeklindeki zorunluluğa uyulmadığını, otomobil fabrikasında çalışanların şantiye şefi olduğunu özellikle vurguluyor.
Adayların yüzde 85’inin üniversiteyi kazanmasına sevinmeli miyiz?
2021 üniversite yerleştirme sonuçları açıklandı.
2021 YKS’de tercih yapan adayların yüzde 85,80’i yükseköğretim programlarına yerleşti. Yüzde 52,02’si ilk üç tercihinden birine kabul edildi. Yüzde 27,52’si birinci tercihine, yüzde 14,41’i 2. tercihine girdi.
İlk bakışta ‘Ne güzel, adayların yüzde 85’i açıkta kalmadı’ diyebilirsiniz.
Ancak bir de meseleye şu açıdan bakalım:
2019’da Temel Yeterlilik Sınavı’ndan geçemeyen öğrencilerin oranı yüzde 22 idi. (770 bin öğrenci).
Yani adayların yüzde 22’si 15 net bile yapamadığı için sınav sistemini değiştirdiler.
Zaten çok kolay olan üniversiteye girişi, daha da kolaylaştırdılar.
Neticede 4 işlemi bile doğru düzgün yapamayan 100 binlerce öğrenci üniversiteli oldu.
Öğrencilerin çoğu, son yıllarda pıtrak misali çoğalan ve ismini bile ilk defa duyduğumuz devlet ve vakıf üniversitelerine yerleşti.
Böyle bir tablodan övgüyle bahsedilebilir mi?