Dile kolay tam 110 bin 137 adet taşıt bulunuyormuş kamuda.
Üstelik yerel yönetimler dışında.
Yani sadece taşıt kamburu, yılda milyonlarca liranın Hazine kasasından çıkmasına yol açıyor.
Daha net bir ifadeyle 2017 yılında 1 milyar 100 milyon lira harcama yapılmış kamu araçlarına!
Makam aracı israfı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kamu kurumlarına gönderdiği yazıyla gündeme geliyor.
Yazıda, kamu kurumlarından ve belediyelerden araç envanteri isteniyor.
Daha sonra ciddi bir tasarrufa gidilecek.
Hem araç sayısı düşürülecek, hem de yerli araç kullanımı zorunlu hale getirilecek.
Çok yerinde, çok isabetli bir adım.
Ancak biraz da geç kalınmış.
Çünkü yıllarca lüks ve ithal makam araçları devletin sırtına yüktü.
Belediyelerdeki israf daha vahim boyutlarda.
Bazı belediyeler var ki, birim sorumlusunun bile altında makam aracı var.
Sokakta itibarı olmayan, selam bile vermeyeceğiniz adamlar makam araçlarında kendini gezdiriyor, özel işlerinde bile belediye araçlarını kullanmaktan geri durmuyor.
İsraf, sadece araçların satın alma maliyetleriyle kalmıyor üstelik.
O araçların sarf etttiği yakıt, istihdam edilen personel de işin cabası.
‘Yağma Hasan’ın böreği’ misali, vatandaşın vergileriyle oluşan kaynaklar hoyratça harcanıyor kamu kurumları ve belediyelerde.
Şimdi paylaştığım şu fotoğrafa dikkat buyrun.
Adam, Avrupa’nın en zengin ülkesinin başbakanı ancak çoğu yere bisikletiyle gidiyor.
Ya bisikletiyle ya da yürüyerek…
Ülkesinde de hiç kimse, “Arkadaş sen bizi temsil ediyorsun, yakışıyor mu sana bisiklete binmek?” demiyor.
Neden desin?
Bisiklet hem çevre dostu hem sıfır maliyetli hem de son derece sağlıklı bir ulaşım aracı.
Aksine Rutte’nin bisiklete binmesi ülkesinden büyük destek görüyor.
Üstelik Hollanda, Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri.
Mesela, adamlar dünyanın en çok ihracat yapan ilk 10 ülkesinden biri.
Dünyanın en büyük 16. ekonomisi olan Hollanda’da kişi başına düşen milli gelir bizimkinin 4 katı.
Tamam bizim politikacılar bisikletle dolaşmasınlar ama şu makam aracı çılgınlığına da son versinler.
Kararlılıkla, tavizsiz…
Özhaseki ve Edebali
Kayseri’de son derece başarılı işler yapan Özhaseki, şehircilik alanındaki birikimlerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da aktarmıştı.
Peki Özhaseki’nin, genel başkan yardımcısı olmasına Bursa’da en çok kim sevinmiştir dersiniz?
Bir liste yapılsa en tepede Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali yer alır.
Nitekim Edebali, Özhaseki’nin bakanlığı döneminde onlarca kez Ankara’da görüşmüş, kentsel dönüşüm konusunda destek almıştı.
Hatta Özhaseki, diğer belediye başkanlarına, “Yıldırım’daki kentsel dönüşümü örnek alın” diyordu.
Bu nedenle Yıldırım Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü, onlarca belediye başkanını ağırlamıştı.
Tüm bunlar Edebali’nin siyasi geleceğiyle ilgili önemli ipuçları.
Dernek enflasyonu
Önceki gün son derece ilginç bir haber vardı gazetelerde.
Bursa’da tam 4 bin 9151 dernek varmış.
Tabii kağıt üzerinde…
Yani ismi var, cismi yok türünden.
Bazı derneklerin ismi de evlere şenlik cinsten.
Bursa İskele Kiraya Verenler Derneği…
Garibanlar Derneği…
Su Misali Gönül Dilini Konuşanlar Derneği…
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Yani, canı sıkılan koşup dernek kurmuş.
Çünkü dernek kurmanın maliyeti yok.
Bir mekan kiralamak, belli sayıda üye yapmak gibi bir zorunluluğunuz da yok.
Hal böyle olunca, sayısız dernek kurulmuş.
İçlerinde ciddi dernekler yok mu?
Kuşkusuz var ama azınlıkta.
Bizdeki dernekçilik, toplumda karşılığı olan bir değerin ismini kullanıp, kamu kurumlarından nemalanmaktan çıkmadığı sürece asıl işlevine kavuşamaz.
Yerel yönetimler de bu amaca alet olunca, çoğu gereksiz 5 bin dernek peyda oluyor.