Gemlik deyince aklınıza ilk ne geliyor?
Muhteşem Körfez…
Usta şair Orhan Veli…
Barışın simgesi zeytin…
Envai çeşit balık…
İlçeyi kuşatan dağlar…
Yerli otomobil…
Galiba hepsi.
İşte böylesine zengin doğal güzelliklere sahip Gemlik, bir çevre felaketi tehdidiyle karşı karşıya.
İlçede Marmara Entegre Kimya diye bir sanayi tesisi var.
Bu sanayi tesisinin sahipleri, mevcut kimyasal madde üretimi kapasitesini arttırmak amacıyla yeni üretim kapasitesine denizden soğutma suyu çekme ve derin deniz deşarjı projesini hayata geçirmek istiyor.
Yani Gemlik Körfezi’nden deniz suyu çekip, sistemden dönen suyu derin deniz deşarjıyla yeniden denize dökmek istiyorlar.
Çok teknik detaylara girmeden tek cümleyle ne olacağını söyleyeyim:
Deniz suyu sıcaklığı yaz aylarında 2 derece, kış aylarında 1 derece ısınacak.
Dahası deşarj bölgesinde su sıcaklığı artışı sudaki oksijeni azaltacak.
Bu da hem zaten kirli olan Körfez’in suyunu daha da kirletecek hem de denizde yaşayan canlıların belki de yok olmasına neden olacak.
Tüm bunları ben değil Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü hocalarından Prof. Dr. Orhan Yenigün, Prof. Dr. Turgut Onay, Prof. Dr. Burak Demirel söylüyor.
Marmara Entegre Kimya Sanayi’nin Körfez’in suyunu kirletecek işlemini protesto etmek için denize tüple dalarak, konuyla ilgili farkındalık oluşturdu.
Sertaslan, eylemini Dünya Çevre Günü sonrası gerçekleştirerek, kamuoyuna mesaj verdi:
Körfez’e kıymayın efendiler!
Denizden çıkanlara bakar mısınız?
Tüm bunları, Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan, Körfez’in derin sularından elleriyle topladı.
Tekneye çıktığında ise “Körfez, işte böyle kirletiliyor” dedi.
Evet fabrikalar zehirli atıklarını Körfez’e akıtmasın, sanayi tesisleri denizden su çekmesin ama vatandaş da sorumluluğunu bilsin.
Atılan çöpler masmavi güzelim denizi griye çevirdiği gibi, içinde yaşayan canlıların da ölüm fermanına dönüşüyor.
Biraz duyarlılık, biraz vicdan lütfen.
Sertaslan sahil kararından mutlu
Malum Büyükşehir Belediyesi, sahilleri ilçe belediyesine devretti.
Gemlik, bu yeni duruma hazır mı?
Hazırlıksız yakalandıklarını söylemesine rağmen Sertaslan, karardan son derece memnunmuş.
Zaten 8 ay önce, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’tan, sahilleri istediğini hatırlattı.
Sertaslan, Kumla’da 150 metre uzunluğunda 11 adet plaj yapacakmış.
Plajın 75 metresi ücretsiz, diğer yarısı ücretli olacakmış.
“Çok düzenli plajlar yaratacağız ve ihlallere asla izin vermeyeceğiz” dedi Sertaslan.
Yaz aylarında Suriyelilerin plajlardaki davranışları çok tartışılmıştı.
Ancak Sertaslan, meseleye ırkçı bir bakış açısıyla bakmadığını, kuralları çiğneyenin milliyetine bakmadan taviz vermeyeceklerini belirtti:
“Bir kişi sahilde düzeni bozuyorsa, Suriyeli veya Türk olduğu için değil, düzeni bozduğu için işlem yaparız.”
Pandemiden etkilenen bir okuyucunun mektubu
Pandemi sürecinde düğün, balo ve toplantı salonları çok yetim kaldı. Düğün salonu sahipleri, yan sektör sahibi, çalışanları ve düğün yapacak çiftlerimiz ile birlikte verdiğimiz mücadeleyle sesimizi duyurmaya çalışıyoruz ama yanıt alamıyoruz. Düğün salonları sadece eğlence sektörü veya evlendirme sınıfında tutulmamalıdır. Bizler Türkiye ekonomisine çok büyük oranda etkisi olan, altında binlerce firmaya ve milyonlarca işciye ekmek kapısını barındıran büyük fabrikalarız. Düğün salonlarını kapalı tutmak pasta üreticilerini, catring firmalarını, içecek firmalarını, mobilyacıları, beyaz eşya, personel giyiminde faliyet gösteren konfeksiyonları, giyim mağazalarını, gelinlik ve abiye firmalarını, organizasyon firmalarını, inşaat firmalarını, kuyumcuları, kuaförleri, çiçekçileri, araç kiralama firmalarını, fotoğrafçıları, çeyizcileri, turizmcileri ve otelcilik gibi sektörleri, düğün salonlarında direkt çalışan garsonları, müzisyenleri ve daha adını sayamadığımız bir çok kişi, kurum ve kuruluşları da etkilemiştir. Bu sektörün tüm firmalarının çalışmaması ülke ekonomisine ağır bir yara vermektedir. 3 ay gibi uzun bir zamandır beklemedeyiz ve net bir tarih verilmediğinden oluşan bu belirsizlik, cemiyeti sürekli ertelenen ailelere ve onlara bir izahta bulunmaya çalışan bizlere durumu çok daha zorlaştırmaktadır. Bizler devletimizden düğün sektörünün açılış tarihini biran önce belirlemelerini istiyoruz. Böylece geçim sıkıntısı içinde bulunan bizi ve diğer yan kuruluşların ailelerini büyük bir ekonomik krizden kurtarmış olacaklar.
Salon yöneticisi, medya ve görsel etkinlikler uzmanı Soner Cimilli