Olay Gazetesi Bursa

Koca yürekli birkaç iyi insan…

İlker Kaya, Mesut Öztürk, Emre Bahtiyar, Latif Hatipoğlu, Yusuf Ay ve Sezer Öztürk, güreş sevdalısı 6 koca yürek biraraya geliyor. Günlük kazançlarıyla evlerine ekmek götüren 6 esnaf, kıt imkanlarına rağmen kulüp kuruyorlar. Amaçları, uyuşturucu illetinin körpe bedenleri esir almasını önlemektir. Bunun yolu da gençlerin spor yapmasından geçiyor.  Hürriyet Mesleki ve Teknik Lisesi Müdürü Metin Sezer‘e […]

İlker Kaya, Mesut Öztürk, Emre Bahtiyar, Latif Hatipoğlu, Yusuf Ay ve Sezer Öztürk, güreş sevdalısı 6 koca yürek biraraya geliyor.

Günlük kazançlarıyla evlerine ekmek götüren 6 esnaf, kıt imkanlarına rağmen kulüp kuruyorlar.

Amaçları, uyuşturucu illetinin körpe bedenleri esir almasını önlemektir.

Bunun yolu da gençlerin spor yapmasından geçiyor. 

Hürriyet Mesleki ve Teknik Lisesi Müdürü Metin Sezer‘e gidiyorlar ve okulun kullanılmayan spor salonunu tahsis etmesini istiyorlar.

Sezer, ‘hay hay‘ diyor.

Okulun bakımsız ve atıl durumdaki salonu baştan aşağı yenileniyor, boyası, badanası yapılıyor.

Hocalar, “Biz de varız” diyorlar ve çocuklara güreş eğitimi veriyorlar, arabalarıyla öğrencileri evlerinden alıp, ders bitiminde ailelerine teslim ediyorlar.

Tüm bu işler, gönüllük esasıyla yürüyor.

Yaklaşık 2 yıl önce esnaf-eğitimci işbirliğiyle kurulan kulüpte, bugün geleceğin Taha Akgülleri yetişiyor.

 

 

****

 

Yıllarını CHP’ye adamış, partisine makam-mevki aramaksızın çok şey vermiş Şahin Gençal’i, siyaset camiası yakından tanıyor.

Gençal’in bir özelliği daha vardır ki, bugüne kadar bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insan haberdardı.

Gençal, gerçek bir hayvansever…

Ancak O’nun hayvan sevgisi, sokakta gördüğü bir kedinin başını okşamaktan, yemek artıklarını köpeklere vermekten, kuşların karnını doyurmak için evinin balkonuna ekmek kırıntılarını serpiştirmekten çok ötededir.

30 yıldır hiç ara vermeden gün aşırı, yazın kavurucu sıcağında, kışın dondurucu ayazında,  kilolarca et, kemik ve ciğer ile ekmekleri arabasının bagajına depolar ve Uludağ’ın yolunu tutar.

Önce kedileri besler, ardından köpeklerin karnını doyuyurur, zirvede de kuşlar onu bekliyordur.

Uludağ’da unutulmuş, açlığa mahkum edilmiş hayvanların babası gibidir.

Yolunu gözleyen kediler arabasının motor sesinden tanır, köpekler arabasının arkasından koşarak babalarına teşekkür eder gibi uğurlarlar Gençal‘i.

 

***

 

Çorbanın, insan yaşamı için ne kadar değerli olduğunu onları tanıyana kadar bilmiyordum.

Yola 30 gönüllüyle çıktılar, bugün sayıları bin 500 ulaştı.

Kimi fabrika işçisi, kimi iş adamı, kimi esnaf, kimi öğrenci… 

Seyyar çorba arabalarıyla sokak sokak dolaşıyorlar.

Kağıt toplayıcıları da onlardan çorba içiyor, Suriyeli sığınmacı çocuk da…

Bazen yaşlı bir teyzenin, bazen de  bir emekçinin hayır duasını alıyorlar.

Esnafın da destek verdiği gönüllü hareketinde, işler imece usulüyle yürüyor.

Çorbalar evde pişiyor, dağıtımı da yine gönüllüler yapıyor.

Bugüne kadar, binlerce kişiye ücretsiz çorba dağıttılar.

Onlar Bursa Çorba Gönülleri…

 

***

 

Herşey balkonunda, Arapça konuşan insanların seslerini  duymaya başladıktan sonra gelişiyor.

Prof. Dr. Tevfik Yücedoğru, yan daireden gelen sesler üzerine, evin kapısını çalıyor.

16 fertten oluşan Suriyeli ailenin durumu içler acısıdır.

Evde tek bir parça eşya olmadığı gibi, yiyeceğin de kırıntısı yoktur.

Yücedoğru evden çıkıp vakit kaybetmeden kasaba uğruyor ve 2 kilo kıymayla dönüyor.

Çocuklar  kıymayı çiğ olarak midelerine indiriyor.

Bu olay Yücedoğru’yu çok etkiliyor.

Yücedoğru, mahallesinde çay içip, sohbet ettiği  arkadaş grubuna yaşadıklarını anlatıyor.

15-20 kişilik arkadaş grubu bir araya gelerek Suriyelilere yardım etmeye karar veriyor.

Bugün yaklaşık 500 hane, 5 bin kişinin yiyecek, barınma ve ısınma ihtiyaçlarını karşılıyor bu gönüllü hareketi… 

 

***

 

Tecavüz, gasp, kadın cinayetleri, terör ve kutuplaşmanın yaşamımızı esir aldığı memlekette, iyi yürekli insanların varlığı tek tesellimiz…

 

 

———————————

 

 

Tiyatromuz daha da güçlenecek”

 

 

Nilüfer Kent Tiyatrosu, çalkantılı günlerden geçiyor.

Geçen hafta Engin Alkan’ın, ‘danışman’ Feza Soysal‘a gösterdiği tepki nedeniyle istifa etmesi, Nilüfer Belediyesi‘ni yaygın medyaya taşımış, ben de dün bu konuya değinmiş, Engin Alkan’ın sözlerine yer vermiştim.

Bugün bir de yaşananları Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey‘den aktarayım.

Bozbey dün aradı ve  şunları söyledi:

Engin Alkan, usta bir tiyatrocu, çok iyi bir sanat yönetmenidir. Keşke böyle bir insanla yolumuza devam edebilseydik. Keşke bu olay hiç yaşanmasaydı. Ancak iş yaşamında bazen anlaşmazlıklar olabiliyor. Bizim   tiyatroya bakışımız bu hadiseye rağmen değişmeyecektir. Bursa‘da tiyatro deyince akla Bursa Devlet Tiyatorusu ile birlikte biz geliriz. Bu olaydan sonra da tiyatroya olan katkılarımızı ekleyerek sürdüreceğiz. Bursa’da tiyatro başta olmak üzere sanat dalların tümüne bir anlayış getirdik. Tiyatro, birçok kentte dışlanırken biz tam tersine tiyatroyu büyüttük. Geçen yıl 4 oyun sergiledik. Gelecek yıl da Bursa‘da tiyaronun merkezi biz olacağız Bursa Devlet Tiyatrosu ile birlikte. Feza Soysal, Nilüfer’de tiyaroyu sıfırdan kuran, emeklerini kimsenin yabana atmaması gereken bir arkadaşımızdır. Engin Alkan‘ın iddia ettiği gibi yeni bir yönetmelik de söz konusu değil. Mevcut yönetmelik,  OHAL‘in getirdiği bürokrasi nedeniyle henüz Ankara‘dan geçmiş değil. Ancak yeni dönemde sanat yönetmeninin ortadan kalkması söz konusu değil. Yetki tartışması olmadan, yeni dönemde de işler yürür”.