Siyaset gündeminin tüm yakıcılığına rağmen, son günlerde hayvan haklarına dair çok sayıda yazımı okuyorsunuz.
Bin kez daha yazsam az yine de…
Çünkü hayvanlar aç, susuz, korumasız, güvenlikleri yok, yazın sıcağında kavruluyor, kışın soğuğunda donuyorlar.
Evet tam da yaşadıkları budur.
Onlardan biri de Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği…
Dernek üyeleri dün kent merkezinde basın açıklaması yaptılar.
BUHAYDER Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Akıncı’nın açıklamasını paylaşıyorum:
“Geçen haftadan bu yana, Türkiye’nin dört bir yanından vahşet haberleri geldi. Sapanca’daki olay tüm Türkiye’de duyuldu ve sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. Bu olay bir vahşetti ama ne ilk ne de son oldu. ‘Sızı’ isimli köpeği hatırladınız mı? Balıkesir’de patileri kesilmişti, duyulmadı bile.
Çok geçmeden Sapanca’da ‘Kara Melek’, ‘insan denilen varlık bu mu?” bakışlarıyla aramızdan ayrıldı. Türkiye bu
Yani katil şehrimizde. Katil, Allah’ın yarattığı bir canı alacak gücü görüyor kendinde. Parmağımızdaki küçük bir kesik bile acı verirken, psikolojik rahatsızlığı olan insanlar (!), hayvanlar üzerinde resmen cinayet işliyor, cinayet denemeleri yapıyor. Artık hayvan hakları yasasının değişeceğine dair inancımız tam.
Ne var ki bazı endişelerimiz var. Yasa hazırlanırken, sivil toplum örgütlerine danışılmalı, hayvan hakları konusunda gelişmiş ülkelerin yasaları incelenmeli.
Yeni yasa, belediye çalışanlarını da kapsaması gerekir ki, onlar da görevlerini tam anlamıyla yapabilsin ve gerektiğinde ceza alabilsin.
Yeni yasa bir an önce hayata geçsin ki, artık katiller aramızda gezmesin, hayvanlar insanlara, ‘korkarak’ bakmasın. Onlar için cehennem, insanların yaşadığı dünya olmasın. Artık vahşet haberleri duymak istemiyoruz. Başka bir dünya mümkün.”
Karamsarlık yok umut var
Bugün sandıklara gidip, son yıllların en kritik seçiminde iradenizi sandığa yansıtacaksınız.
Çok değil, sadece saatler sonra seçim sonuçlarıyla yüzleşeceksiniz.
Hangi partiye oy vereceğinizi, hangi ittifakı destekleyeceğinizi, hangi adaya ‘evet’ diyeceğinizi bilmiyorum.
Ama sonuç, istemediğiniz bir şekilde tecelli etti diyelim.
Sakın ola ki karamsarlığa kapılmayın.
Bin yıllık güçlü devlet geleneğine sahip bu ülke ne badireler atlattı bir düşünün.
Derin bir nefes alıp, geleceğe umutla bakın şartlar ne olursa olsun.
Siyasetin daha az konuşulduğu bir ülke hayal ediyorum
Son aylarda hatta son aylarda siyasetle yatıp, siyasetle kalkıyoruz.
Siyasi gündem, televizyonların haber bültenlerini aşıp, çok sayıda programı işgal etti, gazetelerin sayfaları liderlerin açıklamaları, yazarların makaleleri politik gündemlerle doldu taştı.
Okulda, kahvede, evlerde, iş yerlerinde siyaset dışında başka bir şey konuşulmaz oldu.
Demokrasisi gelişmiş, ekonomisi kalkınmış hiç bir ülkede siyaset bu kadar hayatın her alanına nüfuz etmemiştir.
Hasılı, seçim sonucu ne olursa olsun, siyasetin daha az konuşulduğu, bilimin, sanatın, sporun hayatımıza daha çok egemen olduğu bir dönem olması en büyük temennim.
Haydi iyi pazarlar…