OECD ve AB’nin Türkiye’deki eğitimin tablosunu ortaya koyan yayımlanmış raporlarının sonuçlarına bakar mısınız:
-Öğrenciler, eğitim hakkından eşit şekilde yararlanmıyor.
-Eğitime eşit katılım yok.
-Devlet okullarında özellere göre sınıflarda çok daha fazla öğrenci sayısı var.
-Öğrenci başına yapılan harcama çok az.
-Eğitim sisteminin kalitesi çok düşük.
-Teknolojik gelişmişliğimiz yeterli değil.
-Matematik, fen ve Türkçe okuryazarlıkta yeterli değiliz.
***
Dünyada parmakla gösterilen ülkelerin tümü bilimsel eğitimle gelişmişler.
İki cihan savaşından da yenik ayrılan Almanya, kararlılıkla sürdürdüğü bilimsel eğitim sayesinde Avrupa’nın en güçlü ekonomisine sahip olmayı başarmış, İngiltere, Fransa 17. yüzyıldan bu yana bilimi rehber edinerek gücünü korumuş.
***
23 aydın Bursa’da Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin temellerini atıyor.
Amaçları sadece cumhuriyetin kazanımlarına ve üniter yapıya sahip çıkacak özgür bireyler yetiştirmek.
Yıl 2020…
4 okul, 2 öğrenci yurdu, 225 çalışanıyla dev bir eğitim kurumuna dönüştü ÇEK.
Çoğu Dağ yöresinden yoksul kız çocuklarının eğitim almasını amaçlayan Kır Çiçekleri projesi sayesinde 250 kız öğrenci mezun oldu.
Bunların yüzde 86’sı üniversiteden mezun olurken, yüzde 68’i de çalışma yaşamının içinde yerini aldı.
Ve binlerce yoksul öğrenci, ÇEK’in sağladığı burslarla eğitim hayatını sürdürebildi.
Tüm bu işler, bugün sayıları bin 800’e ulaşan gönüllü eğitim ordusunun bağışları ve emekleriyle yapıldı.
***
Bugünkü siyasal konjonktürün temelleri yıllar önce atıldı ve hiç kuşkusuz tesadüf eseri oluşmadı.
Sosyal demokratlar ise toplumu, bilimsel ve laik eğitimle dönüştürme hedefinden uzaklaştı, parti içi kısır çekişmelerle meşgul olup hep muhalefette kaldılar.
Üstelik önlerinde, üreten, düşünen, sorgulayan kuşaklar yetiştirmek için örgütlenmiş ÇEK gibi örnek bir çağdaşlaşma modeli olmasına rağmen!
Emrullah Ali Yıldız
Önceki akşam da 14. ÇEK ödülleri Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde sahiplerini buldu.
Milli Eğitim eski Bakanı Turhan Tayan ve Nilüfer eski Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in de katıldığı, ÇEK Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar’ın açılış konuşmasını yaptığı gecede, Prof. Dr. İonna Kuçuradi ve Prof. Dr. Ebru Aktan Acar ‘eğitim’, Bursa İş Kadınları ve Yöneticiler Derneği Başkanı Av. Oya Eroğlu ‘hizmet’, Osman Canik de ‘teşvik’ dallarında ödüle layık görüldü.
Kuçuradi, rahatsızlığı nedeniyle gecede yerini alamadı ancak digital yolla önceden çekilmiş konuşması konuklara izlettirildi.
Yıllarını eğitime adamış Türk filozofu Kuçuradi’nin özellikle insan hakları vurgusu kayda değerdi.
Geceyi Sunay Akın’ın tek kişilik gösterisi taçlandırdı.
Gerçek hayat hikayelerini kendine özgü üslubuyla izleyicisine aktaran Akın, yine ufkumuzu açtı.
Finali ise Emrullah Ali Yıldız’ın muhteşem hayat hikayesiyle yaptı Akın.
Emrullah Ali Yıldız kim mi?
Otomatik paraşüt açma cihazının mimarı.
Türkiye planör rekortmeni…
Dünyada yelkenkanat benzeri ilk hava aracını yapan pilot…
Günümüzde selfienin ikamet ettiği görcek fotoğraf makinesinin mucidi.
Ve bu muhteşem adam Bursalı!
Acaba Bursa’da yaşayan kaç kişi biliyor?
Hiç okuyan ile okumayan bir olur mu?
Okuyan bir çocuk, karşısındaki kişinin cümlesini sadece 13 saniyede yorumlayabiliyor.
Okuma alışkanlığı olmayan bir çocuk ise 45 saniyede!
Okumak hayatı yorumlamak, sorgulamak ve aslında üretmektir.
Şimdi de okumak ile seyretmek arasındaki farkı ortaya koyan ibretlik bir örneği Fakir Baykurt’un kızı Işık Baykurt’un sözlerinden paylaşayım:
Babamın eseri Yılanların Öcü dizi olarak yayına girince, kitap satışında patlama oldu. Hatta kitaptan haberi olmayan çoğu kişi, Yılanların Öcü’nün kitabı çıkmış dediler.
Ancak enseyi de karatmayalım.
Bu yıl Nilüfer Belediyesi’nin ‘Yılın Yazarı’ ilan ettiği Fakir Baykurt’un kitaplarını her yıl on binlerce okur satın alıyor.
Peki Nilüfer Belediyesi, neden bu yıl Fakir Baykurt’u tercih etti?
2020’yi tarım yılı ilan eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in
stratejik hedefiyle, Baykurt’un yaşamı ve eserleri kesişti.
Nitekim Köy Enstitüsü kökenli Baykurt, eserlerinde köy insanlarının, göçmenlerin, işçilerin, özetle emekçilerin zorlu yaşam koşullarını hikayeleştirmiş bir aydın.
Erdem basın toplantısında bakın neler söyledi:
‘Doğmak iş değil, yaşamaktır gerçek iş’ diyen ve edebiyatına yaşamın bütün canlılığını, tazeliğini, renklerini yansıtan Fakir Baykurt’u anacağız. Sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de yazan ve üreten Fakir Baykurt’un eserlerini her yaştan okurla buluşturacağız. 2020 tarım yılı etkinliklerimiz doğrultusunda köy okullarında okuyan öğrencilerle, mevsimlik tarım işçileriyle bir araya geleceğiz. Tohum takas şenliklerine katılacak, bir parçası olduğumuz doğayla ilişkilerimizi yeniden değerlendireceğiz. Fakir Baykurt’un yaşamının en önemli parçalarından biri olan eğitim konusunu, Köy Enstitüleri bağlamında inceleyeceğiz. Öykü ödülü, kitap kapağı tasarım ödülü, sergiler ve söyleşiler düzenleyecek, atölyelerde Fakir Baykurt’un yazın dünyasını derinlemesine işleyeceğiz. 2020 yılında ‘Halktır dilin anası, doğuranı doyuranı, emzirip erdireni, erdirip olduranı’ diyen büyük anlatıcı Fakir Baykurt’a eşlik edeceğiz.”
Misi’nin gelişimi
Hafta sonları ziyaretçilerin akınına uğrayan Misi’nin üst mahalllerinde çıktıkça restore edilen evleri gördük.
Misi, sadece Nilüfer’in değil, Bursa’nın da nadide turizm bölgelerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor.