Doğal güzelliklere, verimli tarım arazilerine ve tarıma dayalı sanayi kuruluşlarına sahip olan Karacabey’de 3 T formülü hayata geçiyor. Tarımın yanında, turizm ve teknolojiyle kalkınmak… Longoz ormanları turizme açılıyor, sahiller düzenleniyor, tarıma destek sağlanıyor ve sanayide yüksek teknoloji hayata geçiyor. Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, ilçenin sadece tarımla büyüyemeyeceğini, Karacabey’in eşsiz güzelliklerini gün yüzüne çıkarıp turizme açmaya başladıklarını söylüyor.
Ülkelerin yarıştığı dönemden şehirlerin yarıştığı günlere geldiklerini belirten Özkan, “Karacabey’in çok fazla değeri var ve bunlardan sadece biri bile bölgemizin kalkınmasına yeter. Bu konjonktürde biz de varız diyoruz” diyerek, Karacabey’in geleceğine ışık tutuyor.
Longoz ormanları, boğazı, soğanı, domatesi, leylekleriyle meşhur Eskikaraağaç Köyü ve daha nice değerleriyle ünlü Karacabey’in Belediye Başkanı Ali Özkan’la, tarımdan turizme, sanayiden belediyenin hizmetlerine varıncaya kadar, merak edilen ne varsa konuştuk.
Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan sözlerine terör saldırılarını kınayarak, şehitlerimize rahmet dileyerek başlıyor ve devlete kastedenlerin emellerine ulaşamayacağını vurguluyor.
Özkan, göreve geldiklerinde 3 T vizyonuyla yola çıktıklarını hatırlatıyor.
3 T’nin açılımı, turizm, teknoloji ve tarım…
Nitekim Özkan, Karacabey’in sadece tarımsal yatırımlarla gelişemeyeceğine inanıyor.
Tarım ve hayvancılık olmazsa olmaz, ancak bunun yanında teknoloji ve turizm de gerekli.
Ayrıca Özkan, tarımın kontrol edilebilir bir alan olmadığını, olumsuz iklim koşullarından etkilendiğini de sözlerine ekliyor.
LONGOZ ORMANLARI TURİZME AÇILIYOR…
Sadece Karacabey’in değil, Türkiye’nin de ender doğal güzelliklerinden biri olan longoz ormanları için Özkan şunları söylüyor:
“Karacabey longoz ormanları, Türkiye’deki 4 longoz ormanından en güzeli ve en büyüğü. Burada, tespit edilen 300 kuş türü yaşıyor. Geçen yıl, Türkiye Anonim Kuş Gözlemcileri üyeleriyle kamp yaptık. Yine endemik bitkiler yetişiyor burada. Defne ve ıhlamur ormanlarımız var.”
Longoz ormanları bakir durumda.
Yani yapılaşma yok.
Ancak ekolojik dengeyi bozmadan, ormana daha fazla insanın gelmesi için, bazı düzenlemeler yapılacak.
Yürüyüş yolları, kahvaltı mekânları, kuş gözlem kuleleri gibi.
Ayırca gerekirse bölge araç trafiğine kapatılacak.
Özkan, buraya gelen insanların hayranlıklarını gizleyemediklerini belirtiyor.
Bir yanda tatlı su, diğer yanda tuzlu su… İkisinin birleştiği Dalyan Gölü... Yılan balıklarının yumurtalarını bıraktığı, yaban atlarının yaşadığı, küçük ve büyükbaş hayvanların otladığı, çeşitli kuş türlerinin barındığı bir doğa harikası olarak betimliyor longoz ormanlarını Özkan.
İşte bu doğa harikasına, sadece yerli değil yabancı turistler de geliyormuş.
ESKİKARAAĞAÇ ŞİMDİ ÇOK DAHA GÜZEL…
Karacabey’in güzellikleri sadece longoz ormanlarıyla sınırlı değil.
Leylekleriyle ünlü Eskikaraağaç Köyü de Karacabey sınırları içinde.
Uluslararası Leylek Köyleri Birliği’ne, Türkiye’den sadece Karacabey Belediyesi’nin üye olduğunu hatırlatıyor Özkan ve bugüne kadar eski yönetimlerin sahip çıkmadığı Leylek Şenliği’ne kendilerinin sahip çıktığını hatırlatıyor:
“Uluabat Gölü kıyısında çok güzel sahilimiz var. Biz oraya bisiklet ve yürüyüş yolu yaptık. İnsanların soluklanacağı bir sosyal tesis inşa ettik. Kadınların kendi ürünlerini pazarladıkları kooperatif binasını da restore ettik.”
HAYVAN DOSTU KARACABEY
“Orman ve Su İşleri Müdürlüğü’nün özellikle öğrencilerin yararlanacağı, Uluabat Gölü’nde yaşayan canlıların sergilendiği bir müze çalışmasının son aşamasına geldik. Öğrenciler bu müzede, isimlerini duymadıkları canlıları müzede görebilecek. Özel şahıs tarafından işletilen bir kuş cennetimiz var. TJK’nın TİGEM’den kiraladığı 5 bin dönümlük bir hara var. Geçen yıl at hastanesinin açılışını yaptık. Yine TİGEM’de otistik çocukların tedavi olduğu bir alan hizmet veriyor. Karacabey merkezde hayvan barınağımız var. Yüzlerce kedi ve köpeğin korunduğu Pako Çiftliği ile Yeniköy’de Celal Acar Yaban Hayatı Koruma Alanı hizmet veriyor. En önemlisi, dünyada ve Türkiye’de tek ayı rehabilitasyon merkezi Karacabey’dedir. Burada tedaviye muhtaç ayılar tedavi ediliyor ve gerekirse kısırlaştırılıp, doğal hayata salınıyor.”
SAHİLLERE BÜYÜKŞEHİR ELİ
İlçenin bir başka değeri de Karacabey Boğazı…
Ali Özkan, Türkiye’nin en uzun boğazının Karacabey’de olduğunun altını çiziyor.
Sahillerin bakımını üstlenen Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Özkan, Büyükşehir Belediyesi’nden temin ettikleri makineyle sahilin pırıl pırıl olduğunu sözlerine ekliyor.
Malkara’da da yoğun bir çalışma içinde olduklarını belirtiyor Özkan, “45 gün sonra bitecek çalışmamızla Malkara farklı bir çehreye kavuşacak. Yarış Köyü’nde, Dağ Bisikleti Festivali düzenliyoruz. Malkara’nın ötesindeki Kurşunlu Gölü’nde de bir kadınlar plajı düşünüyoruz” diyerek de hizmetlerini sıralıyor.
TURİZMDE KARACABEY DE VAR…
Tüm bunları alt alta koyduğumuzda ilçenin turizm hedefini soruyoruz Özkan’a.
Bir hayali gerçekleştirdiklerini söylüyor Özkan:
“Göreve geldiğimizde turizme vurgu yaparken, bize tebessümle bakan arkadaşların, bugün gün yüzüne çıkardığımız bölgeleri bilmediklerini gördük. Karacabey’in çok fazla değeri var ve bunlardan sadece biri bölgemizin kalkınmasına yeter. Artık devletlerin yarıştığı bir dönemden şehirlerin yarıştığı günlere geldik. Ve bu konjonktürde biz de varız diyoruz.”
ARAZİ FİYATLARI YÜKSELDİ…
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu’yla birlikte Karacabey’in arazi fiyatları yükseldi.
Bu konuyu da Özkan, şu sözlerle değerlendiriyor:
“Bu bir arz talep meselesi. Geçmişte bayır olarak nitelendirilen arazilerin değeri 6-7 kat arttı. Tarımdan az kazanıldığı için verimli tarım arazilerindeki fiyat artışı daha düşük oldu. Hayvancılık tesis alanları da çok değerlendi.”
TÜRKİYE’NİN TARIM DEPOSU
3 T’den biri olan tarımı konuşuyoruz Özkan’la.
Karacabey’de uzun yıllar faaliyet gösteren bir salça fabrikası, tesislerini Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne taşımıştı ancak daha sonra ilçeye geri dönmek zorunda kalmıştı.
Ali Özkan bu durumu, Karacabey domatesinin kalitesiyle açıklıyor.
Türkiye’de salçalık domates ihtiyacının yüzde 40’ı ve domates ihracatının yine yüzde 40’ı Karacabey’den yapılıyormuş.
Bu anlamda Karacabey’in çok önemli bir tarım bölgesi olduğunun altını çiziyor Özkan.
Ancak Özkan, gelişen teknolojiyle birlikte, üretimin 3 kat arttığını, aynı oranda tüketimin artmadığını belirterek, çiftçinin mağdur olmaması için ihracatın büyümesi gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca tarıma dayalı sanayi kuruluşlarının da desteklenmesi…
Bu noktada Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma dayalı sanayi kuruluşları tesislerinin kapalı alan inşaatlarını 5 bin metrekareyle sınırlandıran imar yönetmeliğini değiştirmesinin üreticiyi rahatlattığını kaydediyor Özkan.
Ali Özkan, Bursa Yolu’nda 50 dönüm üzerine modern bir hal kuracaklarını, eski çöplüğü rehabilite ettikten sonra bu bölgeye tarımsal araçların park edebileceği bir garaj yapacaklarını ve 200 dönüm üzerine Tarım AVM inşa ederek, üreticiyi destekleyeceklerini de belirtiyor.
TEKNOSAB TÜRKİYE’YE DEĞER KATACAK…
TEKNOSAB…
8 bin dönüm arazi üzerine kurulması planlanan ve kamulaştırma çalışmalarının sürdüğü, yüksek teknoloji sanayi kuruluşlarının bir araya geleceği Bursa’nın en büyük Organize Sanayi Bölgesi…
Henüz kuruluş aşamasında ancak ciddi bir tartışma yürüyor kentte.
Tarım alanlarının tahrip edileceğine yönelik endişeler var.
Kaygıları sorduğum Özkan’ın yanıtı şu:
“Bu yatırımla birlikte, Karacabey’de yetişen tarım ürünleri Ege ve İstanbul gibi büyük pazarlara ulaşabilecek. Hem çftçilerin ürünlerinin pazarlanması hem de ilçedeki tarıma dayalı sanayi kuruluşlarının hammadde ihtiyacının giderilmesi için çok önemli bir yatırım olarak görüyoruz. Kuruluş çalışmaları kâğıt üzerinde yapılmıyor. Başta Tarım İl Müdürlüğü olmak üzere, çok sayıda kurum ve kuruluştan izinler alındı. Bölgeyi bilen bir kişi olarak da, söz konusu arazilere sahip olan köylülerin, tarımsal faaliyetlerle kalkınmalarının mümkün olmadığını söyleyebilirim. Yüzlerce yıl üretseler elde edecekleri hasılat sınırlı. Sadece tarımla kalkınan bir ülke yok artık dünyada. Yüksek teknolojili sanayiyi hayata geçirmemiz halinde Bursa, hem bölgeye hem de ülkemize ciddi katkılar yapacak. Bizler de Karacabey’e değer katacağına inandığımız TEKNOSAB projesinin yanındayız.”
DANİŞMENT KÖYÜ’NDE AMACIMIZ İSTİHDAM SAĞLAMAK
Danişment Köyü, geçen aylarda köylülerin eylemlerine sahne olmuştu.
Eylemin nedenini ve belediyenin köye ne yapmak istediğini Özkan’a soruyoruz:
“Büyükşehir Yasası’yla birlikte, söz konusu bölgenin mülkiyeti Karacabey Belediyesi’ne geçti. Köylüler de geçmişte para vererek, köy tüzel kişiliğine kaydettiklerini söylüyor bu arazileri. Biz kanunlar neyse ona göre hareket ediyoruz. Tersine göçü sağlamak için o bölgede bir imar uygulaması yapıyoruz. Ancak hiçbir yere angaje değiliz. Köylülere rağmen hiçbir projeyi hayata geçirmeyeceğiz. Zaten o alanı, ihalesiz satışa çıkarmamız mümkün değil. Ancak fikir üretemeyen bazıları, köylüleri galeyana getirmeye çalıştılar. Köylüleri ikna ettik ve çalışmalar onlarla birlikte yürüyor.”
BORCUMUZ YOK
Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’a son olarak belediyenin mali durumunu soruyoruz.
“Borcumuz yok” diyor Özkan…
Özellikle ihalelerden büyük avantaj sağladıklarını kaydediyor.
Ama bu, ileride borçlanmayacakları anlamına gelmiyormuş.
İlk yıl birinci viteste yol aldıklarını bugün 3’üncü viteste gittiklerini ve her geçen yıl vites yükselterek Karacabey’in çehresini değiştireceklerini belirterek, söyleşiye son noktayı koyuyor Özkan.