Bursa sağlık camiası, son günlerde iptal edilen bir ihaleyi konuşuyor.
Bursa’daki kamu hastanelerinin önemli bölümünün çamaşırları temizlik firmaları aracılığıyla yıkanıyor.
Firma, İl Sağlık Müdürlüğü’nün açtığı ihaleyle belirleniyor.
İhaleyi, kilogram başına 2 lira 40 kuruşluk en düşük teklifi veren Trabzon menşeli bir firma kazandı.
Önceki fiyat 2 lira 80 kuruştu.
Firma ile sözleşme imzalandı ve süreç başladı.
Ancak kısa zaman sonra hastane yönetimlerinden şikâyet gelmeye başladı.
Şikayetlerin ana konusu, çamaşırların temiz, zamanında ve usulüne uygun yıkanmadığı şeklinde.
10 kamu hastanesinde de benzer şikâyetler vardı.
Hastane yönetimleri, şikâyetlerini içeren tutanakları İl Sağlık Müdürlüğü’ne ulaştırdı.
İl Sağlık Müdürlüğü de şikâyetleri dikkate alarak yaklaşık 6 milyon liralık sözleşmeyi feshetti ve firmanın yatırdığı teminatı yaktı.
Ayrıca firma, kamu ihalelerinde yasaklı duruma düştü.
Sözleşmesi feshedilen firma, idari ve yargısal olmak üzere iki koldan itiraz etti.
İdariye yapılan itiraz nedeniyle İl Sağlık Müdürlüğü, konuyu araştırması için bir muhakkik görevlendirdi.
Muhakkik, incelemesini tamamladıktan sonra İl Sağlık Müdürlüğü’ne rapor sunacak.
Firma ayrıca fesih işleminin yürütmesinin durdurulması için yargıya başvurdu.
Peki sözleşme feshinden etkilenen kamu hastanelerinde işler nasıl yürüyor?
Pazarlık usulu yöntemiyle yeni ihaleler yapılıyor.
İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, kamu çıkarı olmadığını düşündükleri ihaleleri iptal ettiklerini söylüyor.
Yavuzyılmaz ayrıca, hem eski firmanın sözleşmesini feshetme işleminde hem de yeni çamaşır ihalelerinde kamusal çıkar aradıklarını belirtiyor.
Efendim, sağlık alanındaki gelişmeler böyle.
Bakalım, kamu hastanelerini yakından ilgilendiren çamaşır yıkıma ihalesi süreci nasıl sonuçlanacak?
Fatma Durmaz Yılbirlik’e vefasızlık
Uluslararası Bursa Festivali’ni 10 yıldır izlemiyorum.
Davet almama rağmen konser davetiyelerinin içinde olduğu zarfı iade ediyordum Bursa Kültür Sanat Turizm Vakfı’na.
BKSTV’de yönetim değişti ancak ben bu yıl da festivali izlemedim.
Özer Matlı, “Sen bu işi bilmiyorsun, yıllarca vakfı zarar ettirdin, bak ben ne güzel kâr elde ediyorum festivalden” anlamına gelecek sözlerle, BKSTV Onursal Başkanı Fatma Durmaz Yılbirlik’e
gönderme mi yapıyor acaba?
Oysa Fatma Durmaz Yılbirlik, BKSTV’de aktif görevi olmamasına rağmen, çok şık bir davranışla bu yılki festivale hatırı sayılır miktarda maddi destek verdi.
BKSTV’nin yönetim kurulu başkanı olduğu yıllarda da, festivalin en büyük sponsorlarından, en önemli destekçilerinden biriydi sanatsever işinsanı Fatma Durmaz Yılbirlik.
Yani Matlı, selefi Fatma Durmaz Yılbirlik’e en hafif ifadeyle haksızlık ve vefasızlık yapmış.
Ayrıca kültür-sanat etkinliklerinde, özellikle Uluslararası Bursa Festivali gibi kentin en büyük sanat organizasyonunda düşük maliyetle değil içerik ve kalite ile övünülmelidir.
Ancak bunu, sanata bile maddi açıdan bakan birinin anlamasını beklememek lazım.
Fahiş fiyat artışları böyle mi önlenecek?
“İnşallah enflasyonu en kısa sürede kontrol altına alarak raflardaki, tezgâhlardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz.”
Çok değerli bir açıklama bu.
Çünkü vatandaşın mutfağında, deyim yerindeyse cayır cayır zam yangını var.
Bu yangın da Erdoğan’ın dediği gibi etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçmekle söner.
Yani denetim yapmakla…
Bu denetimi kim yapacak?
Ticaret il müdürlükleri değil mi?
Ancak dün, ticaret il müdürlüklerinin denetim yapmadığını gözler önüne seren ibretlik bir haber vardı Bursa’da.
Vatandaşın biri Migros’tan 1 kilogram Torku marka tereyağını 92 lira ödeyerek satın alıyor.
Ertesi gün bir başka zincir markette aynı marka ve aynı kilogramdaki tereyağının 49,95 liradan satıldığını görüyor.
Bilinçli vatandaş hemen geri iade ediyor Migros’tan aldığı tereyağını.
Yetmiyor, Migros’u Ticaret İl Müdürlüğü’ne şikâyet ediyor.
Ticaret İl Müdürlüğü yetkilisi ise, “Marketler arasında fiyat farkı olabiliyor, normal bir durum ama gelin inceleyelim” diyor.
Evet marketler arasında fiyat farkı olabilir ama neredeyse yüzde 100’e yakın fiyat farkı olur mu hiç?
Olursa, bunun adı vatandaşı kazıklamak değil midir Ticaret İl Müdürlüğü’nün sayın yetkilileri?
Deprem senaryosu
Özellikle bir inşaat ruhsatı için 540 imzanın gerekli olması, projelerin bürokraside nasıl boğulduğunu ve yapı denetim firmalarını asli işlevinden nasıl uzaklaştığını gösteren bir hadise.
Bursa’nın deprem karnesine gelince…
Yaklaşık 300 bin yapının yarısının kaçak olması…
Tedbir alınmazsa 150 bin binanın yüzde 5’i ile 10’u arasındakilerin yıkılacağını…
Yıkılan binalarda binlerce insanın can vereceğini, sakat kalacağını…
Milyarlarca dolarlık maddi kayıp olacağını…
Bir kez daha ve tane tane yazmış olalım.