Önceki gün konuğumuz olan DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz, “Lider değil, kadro partisiyiz” demişti.
Anketlere de yansıdığı gibi Türk seçmeninin büyük çoğunluğunun lidere bakarak oy verdiğini düşünürsek, DEVA Partisi’nin işinin kolay olmadığını söyleyebiliriz.
Ancak demokrasisi gelişmiş Batı ülkelerinin tümünde, liderden çok kadroların öne çıktığını görüyoruz.
Seçmen de partinin programına bakarak tercih yapıyor.
Türkiye’de ise karizmatik lider profilinin seçmen refleksini etkilediği bir gerçek.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan ise bir Avrupa ülkesinde iyi iş yapabilir.
Ancak Türkiye’de başarılı olacak mı, bunu biraz da zaman gösterecek.
Özgöz, sohbetimizin ardından il yönetim kurulunun, yaş ortalaması, tahsil durumu ve mesleki dağılımını gösteren bilgiler paylaştı.
Yönetim kurulunun yaş ortalaması 39.
40 üyenin 38’i üniversite mezunu, sadece 2’si lisans mezunu değil.
Üniversite mezunu üyelerin 2’si doktoralı, 6’sı yüksek lisans mezunu.
Yani il yönetim kurulunun tahsil düzeyi hayli yüksek.
Yönetim kurulunun mesleki dağılımında da beyaz yakalıların öne çıktığını görüyoruz.
Doktor, diş hekimi, bankacı, siyaset bilimci, avukat, mühendis, şehir plancısı, nükleer tıp uzmanı…
Evet bu tabloya baktığımızda DEVA Partisi, Bursa’da gerçekten bir kadro partisi kurmuş.
Ancak birçoğu siyasete yabancı olan bu kadronun, sahada ne yapacağını söylemek için henüz erken.
“Bursa’nın 1,5 milyarı gitti”
DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz, Bursa sorunlarına ilişkin çarpıcı bir değerlendirme yaptı:
“Doğanbey konutları, Büyükşehir Stadyumu’nun ve Şehir Hastanesi’nin yeri, T2 gibi yanlış projeler nedeniyle Bursa’nın 1,5 milyar lirası heba oldu. Eğer doğru projeler üretilmiş olsaydı, Büyükşehir Belediyesi’nın bu kadar yüksek borcu olmazdı.”
TMMOB’den cezaevi çağrısı
Orhaneli dışında farklı bir ilçe gündeme gelir mi bilmiyoruz.
Ancak Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt’un ilçesine cezaevi istediğini ve henüz Orhanelilerin tepki vermediğini biliyoruz.
Cezaevi tartışmasına TMMOB de katıldı.
TMMOB İKK Genel Sekreteri Feridun Tetik, ortak akıl için çağrı yapıyor:
“Sayın Özdal, yeni Bursa Cezaevi için Süleyman Şah Türbesi benzetmesi yaparken, plansız bir şey yapmamamayı dile getirmek istemiştim. Bursa Cezaevi’ni yıktık adliye yaptık. 30 yıl sonra ihtiyacı karşılamadı. Yeni adliye yeri aradık. Halbuki Nazım Hikmet ve birçok ünlü ismin kaldığı eski Bursa Cezaevi’ni korusaydık turizm için büyük kazanç olurdu. Doğanbey konutlarını yaptık, nasıl kurtulacağız diye düşünüyoruz. 600 milyon lira para harcayıp Acemler’e stadyum yaptık. Şimdi de ulaşım sorununu çözmek için belki 500 milyon lira daha para harcayacağız. Yazık, bunlar Bursa halkının parası. Atatürk Stadyumu yerinde büyütülse belki 30 milyon liraya hallolacaktı. İşte tam da bu nedenle Bursa’da büyük çaplı proje yapmadan plan yapılmasını, konunun ilgililerle tartışılmasını öneriyoruz. Büyük projeler için daha önce de belirttiğim gibi belediyenin yanında üniversiteler, akademik odalar ve BTSO’nın yer aldığı bir akademik kurul oluşturulsun ve karar birlikte verilsin. Bu şekilde yapılacak projelerde halkın parası israf edilmemiş olur. Bir de belediye başkanı ilçesine fabrika, spor salonu, okul istemek varken neden cezaevi ister anlamakta zorlanıyorum. Dünyada cezaevi sayesinde kalkınan bir kent olduğunu düşünmüyorum. Avrupa’da suçlu olmadığı için kapanan cezaevleri varken biz yeni cezaevi yapmakla övünüyoruz. Bu işte bir terslik yok mu? Konuyu gündeme taşıdığınız için size çok teşekkür ediyorum. Bursa halkı yaptığınız hizmeti unutmayacaktır.”
Trabzonlu il müdürleri ve Erhan Karaca
Bursa’da Trabzonlu bir il müdürü daha var. SGK İl Müdürü Erhan Karaca.
Aslında ben Bursa’ya yeni atanan il müdürlerini yazmıştım ancak SGK İl Müdürü Erhan Karaca’yı da atlamak olmazdı.
PTT’nin Baş Müdürü İsmail Fedai veya Bursa Göğüs Hastanesi kurucu başhekimi, gönül insanı merhum Dr. İsmail Fakı gibi, Erhan Karaca da alçakgönüllü ve başarılı performansıyla herkesin sevgisini kazanmış bir bürokrattır.