Haber İstanbul’dan geldi.
İstanbul’da mesai saatlerinin kademelendirileceğini açıklayan isim Toplu Ulaşım Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı.
Bakın neler söylemiş Ilıcalı:
Peki Ilıcalı kim?
Virüsun dünyaya ve Türkiye’ye peyda olmasından sonra İstanbul Valiliği, içerisinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi temsilcisinin de yer aldığı ‘Toplu Ulaşım Bilim Kurulu’ isimli bir kurul oluşturdu.
Kurul, salgının toplu ulaşımdaki etkilerini ölçmek, toplu taşımadaki davranış şekillerini incelemek gibi çalışmalar yapıyor.
Ve bu çalışmalar ışığında, özellikle okulların açılacağı eylül ve ekim ayında İstanbul trafiğinde araç yoğunluğunun artacağını öngören Toplu Ulaşım Bilim Kurulu, mesai saatlerinin bölünmesine karar veriyor.
İşte o kurulun başkanı da Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı.
Biz de yıllardır ama özellikle son günlerde Bursa’da mesai saatlerinin bölünmesinin şart olduğunu savunuyoruz.
Geçen ay Burulaş Genel Müdürü Kürşat Çapar, geçen hafta da Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, mesai saatlerinin mutlaka bölünmesi gerektiğini açıkladılar.
Şimdi elleri daha güçlü.
Nitekim İstanbul, bu işi yapmaya karar verdi.
AVM gözlemlerim (3)
Son yazılarımda AVM’lerle ilgili gözlemlerimi paylaşıyorum.
Bugün son kez yazıyorum.
AVM’ler, ekonomi için önemli bir gösterge.
Ülkemizde 436 AVM var.
2019 yılında bu 436 AVM’yi 2,4 milyar kişi ziyaret etmiş.
Yine aynı yıl AVM’lerin cirosu 160 milyar lira olmuş.
Yüzde 30’u yabancı yatırımcının elinde olan AVM’lerin yatırım değeri ise 58 milyar dolar.
Türkiye’nin 2019 bütçe geliri 880 milyar liraydı.
Yani Türkiye’nin bütçe geliri, AVM’lerin toplam cirosunun sadece 5,5 katı kadar.
AVM’lerde çalışan sayısı ise yaklaşık 500 bin!
İşte ekonomi içindeki payı bu kadar yüksek olan AVM’lerin, kuruldukları günden bu yana hiç olmadıkları kadar müşteri sorunu yaşadıklarını yazıyorum son günlerde.
Son gittiğimde de aynı tabloyla karşılaştım.
Yani müşteri yok denecek kadar az, mağazaların ise neredeyse yarısı kapalıydı.
Ancak bu kez bazı mağazaların hiç açılmamak üzere kapandığını öğrendim.
Üstelik kapatma kararı alan mağazalar, dünyaca ünlü markalar.
İçlerinde yerli de var, yabancı da.
AVM’ler hakkında paylaşacağım tek olumlu haber, mağazalarda büyük bir indirimin olması.
En az yüzde 50 indirim var.
Bazı mağazalar yüzde 60, yüzde 70’e varan indirimler yapmışlar.
Bu orandaki indirimleri mağazalar sezon sonunda yaparlar ellerinde kalan ürünleri tüketmek için.
Ancak bu yıl, pandemiden dolayı sezon başında indirime gitmişler.
Bu nedenle, istediğiniz bedende, istediğiniz çeşit yeni sezon ürünleri yüzde 70’e varan indirimli fiyatlarla satın alabiliyorsunuz.
Bunca olumsuz haberden sonra, tesellimiz bu olsun.
Bu kez kesin gibi
Bakanlar Kurulu’nda revizyon haberleri yine gündemde.
Ancak revizyona bu kez kesin gözle bakılıyor.
Nitekim, konu aylar önce gündeme geldiğinde revizyonun yaz aylarının başında olacağı haberleri geliyordu.
İşte haziran geldi…
İnternette bir liste dolaşıyor.
Kaynağı belirsiz listenin asparagas olduğuna şüphe yok.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında, değişiklikleri kimse bilmiyor.
Hatta belki Erdoğan bile son dakikada bazı isimlerle ilgili kararını değiştirebilir.
İsim konusunda netlik yok ama revizyonun sınırlı kalacağı ihtimali yüksek.
Nitekim Bakanlar Kurulu’nda başarılı ve Cumhurbaşkanı’nın güvendiği üyelerin sayısı hiç de az değil.
Trafik magandaları iş başında
Dün Ata Bulvarı’nda aracımla seyrediyorum.
Ata Bulvarı, en yoğun saatlerde bile trafiğin yoğun olmadığı bir bölgedir.
Birden trafik yavaşladı.
Kaza var sandım önce.
Ancak birkaç dakika sonra sıkışıklığın nedeni anlaşıldı.
Bir şehir magandası, trafiği katleden adamın biri, cep telefonuyla konuştuğu için 20 km süratla ilerliyordu.
Haliyle bulvarın bir şeridi işlemez oldu.
Araç sürerken cep telefonuyla konuşanların sayısı o kadar arttı ki, sıkışıklığın bir nedeni de bu oldu.
Bugüne kadar araç kullanırken telefonla konuşan birinin ceza yediğini görmedim, duymadım, bilmiyorum.
Oysa cep telefonuyla konuşmanın, mesaj atmanın, yazışmanın cezasının ağır olması gerekir.
Çünkü hem kazaya davetiye çıkarıyor, hem de trafiğin akışını engelliyor.
Ancak bırakın cezanın ağırlığını, ortada ceza, meza yok.
Araçla telefon kullanmanın cezası 5 bin lira olsun, bakın bakalım bir kişi konuşabiliyor mu?