Olay Gazetesi Bursa

Irkörücüler’in düğünü ve siyasette vefa

Siyasetçilerin ve gazetecilerin akibeti çoğu zaman aynı olur.  Siyasette iktidar, gazetecilikte de elinizde kalem olduğu sürece, çevrenizde insan eksilmez. İktidardan düştüğünüz ve o çok güvendiğiniz kaleminizi kaybettiğiniz vakit, sahte dostlarınızı da tanırsınız, sadece birkaç günde. Ancak siyaset yaparken de, gazeteciliği sürdürürken de, ilişkilerinizi menfaat üzerine inşa etmemişseniz, dostluklarınız bir ömür boyu sürer. Yıllarca CHP‘nin önemli […]

Siyasetçilerin ve gazetecilerin akibeti çoğu zaman aynı olur. 

Siyasette iktidar, gazetecilikte de elinizde kalem olduğu sürece, çevrenizde insan eksilmez.

İktidardan düştüğünüz ve o çok güvendiğiniz kaleminizi kaybettiğiniz vakit, sahte dostlarınızı da tanırsınız, sadece birkaç günde.

Ancak siyaset yaparken de, gazeteciliği sürdürürken de, ilişkilerinizi menfaat üzerine inşa etmemişseniz, dostluklarınız bir ömür boyu sürer.

Yıllarca CHP‘nin önemli kademelerinde siyaset yapan Ali Nihat Irkörücü de, tarif etmeye çalıştığım siyasetçilerden biri.

Nicedir CHP’de hiçbir sıfata sahip olmayan Ali Nihat Irkörücü‘nün oğlu Mert Irkörücü ile Duygu Ersan’ın düğün cemiyetine tanık olduk.

Vefalı dostları bu özel gününde Irkörücü ailesini yalnız bırakmamıştı.

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Sevilgen gibi kimileri de şehir dışından atlayıp gelmişti.

Eski ve yeni vekiller, aktif ve emekli siyasetçiler, parti yöneticileri, vefalı gazeteci dostları oradaydı o akşam.

Demem o ki, siyasette koltuğunuzu, gazetecilikte de kaleminizi kaybetmeden gerçek dostluklar biriktirin.

 

—————-

Osman Hoca’nın et tavsiyesi
 

Her Kurban Bayramı’nda, “bayramda et, çok yemeyin,”, “aman dikkat kırmızı et kolesterolü yükseltir“, “tatlılardan uzak durun, çok tehlikelidir” sözleri havada uçuşur.

Tüm beslenme uzmanları, sanki bugünleri bekliyormuş gibi, tornadan çıkma misali, aynı şeyleri söyler durur.

İyi de adı üzerinde, Kurban Bayramı’nda kurban eti yenir.

Hem de doyasıya, birkaç gün tıka basa.

Neyse ki bu düşüncemde yalnız değilmişim.

Yazılarını günbegün takip ettiğim Prof. Osman Müftüoğlu bakın ne demiş:

“Bayram günleri, ‘diyet tarifi verme’, ‘onu yeme, bunu ye’ tavsiyeleriyle kafa ütüleme günleri değildir. Perhiz, rejim yapılmaz. Bayram, bayramdır. Tadı ve keyfi çıkarılmalıdır. 3-4 günde kırmızı eti azıcık abartmanız sağlığınızı zannettiğiniz kadar kötü etkilemez.

Hay ağzına sağlık Osman Hoca.

Şu beslenme uzmanıyım diye piyasada dolaşanlar, azıcık Osman Hoca’ya kulak verin, şu mübarek bayram günlerinde.

 

—————

 

Doğu Perinçek’in savruluşu

 

Tamam, Ergenekon zindanlarında, onurlu bir mücadele verdin.

Evet, Cemaat’e karşı çoğu solcunun göremediğini sen gördün.

Eyvallah, PKK’nın kanlı eylemlerine, hendek siyasetine, ama’sız, fakat’sız bir duruş sergileyerek, Kürt milliyetçilerinin kuyruğuna takılan sözde solculara ders verdin.

Önce parti bayrağını, sonra partinin ismini değiştirmene de söz yok.

Ancak, antidemokratik uygulamalara, ölümüne destek vermen de neyin nesi?

Fazla mı savruldunuz Sayın Perinçek?

 

——————-

 

Trafiği felç eden pazar

 

Bayramın birinci günü trafik olur mu?

Oluyormuş, bizzat tanığım.

Panayır mevkiinde, eski çöplük diye tabir edilen bölgede kurulan hayvan pazarı, bayram sabahı trafiği felç etti.

Çünkü pazara gelen araçlar, resmen yolu işgal etmişti.

Tabii tek suç onların değil.

Eyy yetkililer, oraya hayvan pazarı kurulmasına izin veriyorsunuz da, insanların araçlarını koyacağı yeri neden düşünmüyorsunuz?

Böyle mi marka kent olunuyor?