Sınav maratonuna ve yaz mevsimine denk gelmesi nedeniyle Meclis, erken seçim kararı alır mı bilinmez.
Şimdilik, öyle bir rivayet dolaşıyor sadece.
Ancak erken veya zamanında yapılsın, siyasi partilerin il ve ilçe örgütlerinde ciddi değişiklikler olacak, bu kesin.
Bunun birkaç nedeni var.
Temel neden, milletvekilliğine soyunacak yöneticilerin istifa etmek zorunda olması.
Dolaylı neden de başarısız görülen örgütlerin, kansız bir şekilde görevlerinden el çektirilmeleri.
Bunun için, milletvekilliği genel seçimleri biçilmiş kaftan.
Milletvekilliğine talip yöneticilerin başında il başkanları geliyor.
Türkiye gibi, siyasetin yıpratıcı özelliği olduğu bir ülkede, birkaç yıl il başkanlığı yapmak oldukça uzun bir zaman dilimi olarak görülüyor.
Yani, birkaç yıl il başkanlığı yapan isimlerin tümü potansiyel milletvekili adayıdır diyebiliriz.
Bursa`daki 3 siyasi partinin il başkanına da bu gözle bakılabilir.
AKP İl Başkanı Cemalettin Torun`un, Şubat 2014`te yapılması planlanan il kongresinde aday olmaması demek, milletvekilliğine göz kırpması anlamına geliyor.
Yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimini başarılı bir şekilde atlatan Torun, potansiyel milletvekili adayları arasında yer alıyor.
CHP İl Başkanı Metin Çelik`in ise uzun zamandır gönlünde milletvekilliği adaylığı yatıyor.
2007`de denedi listeye giremedi, 2011`de son sıralarda şans bulduğu listeden çekildi.
Bugün ise milletvekilliğine daha yakın.
Ancak CHP`de kimin milletvekilliği adaylığına yakın olduğu, yöntemle çok bağlantılı.
Eğer Genel Merkez, son tüzük kurultayında kabul ettiği ön seçim kararını işletirse, herkesin bir miktar şansı var.
Daha doğru bir ifadeyle, örgüte yakın olanların şansı bir hayli yüksek olacak.
Zaten CHP`deki kaotik ortamı, şaibesiz bir ön seçim paklar sadece.
Genel Merkez`in, uzaktan kumanda yöntemiyle yaptığı tercihin sonuçları ortada.
Gelelim MHP`ye.
İl Başkanı Hasan Toktaş potansiyel aday.
Geçmiş seçimlerde ya belediye başkanı ya da milletvekili adayı olan Toktaş`ın hesabında şaşma yok.
Toktaş, istifa edip adaylık yoluna girerse, 30 Mart seçimlerinin öz eleştirisini de dolaylı yoldan yapmış sayılacak.
————-
CHP`de önseçim kesin değil
CHP`nin 26 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirdiği 16`ıncı Olağanüstü Kurultayı`nda, adayların belirlenmesiyle ilgili maddede değişiklik yapıldı.
Tüzüğün 5`inci bölümünde yer alan maddede, “TBMM üyeliği için adayların belirlenmesinde yöntemler, ön seçim, aday yoklaması ve merkez yoklamasıdır. Önseçim ve aday yoklaması, öncelikli yöntemlerdir“ ifadesi yer alıyor.
Yani söz konusu ifadeden de anlaşılacağı üzere, ön seçim, tüzükle güvence altına alınmış değil.
Genel Merkez, isterse Bursa adaylarını farklı yöntemlerle belirleyebilir.
Ancak bu durum, kağıt üzerinde böyle.
Nitekim CHP`de parti içi demokrasi kanalları açıldı bir kere.
Yerel seçimlerde, meclis üyelerinin fermuar sistemiyle belirlenmesi bunun en büyük işareti.
————-
Siyasi Partiler Yasası değişmeli
CHP`de ağır aksak, kör topal da olsa bir parti içi demokrasiden söz edebiliriz.
Ancak diğer partilerde, adayların kaderi genel başkanların iki dudağı arasında.
İktidar partisinde, temayül yoklaması ve anketler yapılır, kanaat önderlerinin görüşlerine başvurulur.
MHP`de de benzer süreçlerin işletildiğini biliyoruz.
Ancak bu araştırmaların sonucu çoğu zaman açıklanmaz.
Ayrıca, araştırma sonuçları da bağlayıcı değil.
Yani, örgütün istediği veya toplumun işaret ettiği birinin listeye girme garantisi yok.
Tüm bunlardan sonra, kesin çözümün Siyasi Partiler Yasası`ndan geçtiğini söyleyebiliriz.