Büyük kentlerinin birinin milletvekiliyle sohbet ediyoruz.
AK Parti Genel Merkezi’ne yakınlığıyla bilinen vekile, referandum ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını hatırlatıp, İstanbul ve Ankara’nın partisi için kritik olduğunu söylüyorum.
Söylediklerime katılmakla beraber şunu söylüyor:
“İstanbul ve Ankara’yı kaybettikten sonra iktidar olmanın bir anlamı olmaz. Çünkü iktidar kaybetmez.”
Milletvekilinin ‘iktidar’la ilgili sözlerine kafa yoralım.
***
İstanbul ve Ankara demek Türkiye demek biraz da.
İstanbul sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en önemli finans ve ticaret merkezlerinden biri.
Yüksek katlı bakanlık binaları, Beştepe’si, Çankaya’sı, Genekurmay Başkanlığı ve genel müdürlükleriyle de Ankara, devleti temsil ediyor.
İstanbul ticaretin, Ankara bürokrasinin merkezi.
***
1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi Melih Gökçek ile Ankara’yı, Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul’u almıştı.
Bu iki büyük kentin kazanılması, 1 yıl sonra yapılacak genel seçimlerin işaretiydi.
Nitekim 1995 seçimlerinde Refah Partisi birinci çıkmış, 2 yıl sonra da iktidarın en büyük ortağı olarak Türkiye’yi yönetmişti.
2002 seçimlerinde AK Parti açık ara seçimi kazanarak tek başına iktidar olmuştu.
2002 seçimi ise 2004’ün işaretiydi.
AK Parti, 2004’te de İstanbul ve Ankara seçimlerini kazanarak iktidarını perçinlemişti.
***
Biraz daha geriye gidelim.
1980’li yıllar Anavatanlı yıllardı.
Turgut Özal’ın Anavatan’ı tek başına iktidar olmuş ve sağlam adımlarla yoluna devam ediyordu.
1989 yerel seçimlerinde ise seçmenin sert uyarısıyla karşı karşıya kaldı.
İstanbul, Ankara ve İzmir’i SHP almış, Doğru Yol Partisi de aldığı yüzde 25’lik oyla çok sayıda belediyenin sahibi olmuştu.
Çok değil 2 yıl sonra yapılan 1991 seçimlerindeyse Anavatan iktidardan düşmüş, İstanbul ve Ankara’yı alan SHP, DYP ile birlikte koalisyon hükümetinin ortağı olmuştu.
Yani yine İstanbul ve Ankara sonuçları, iktidarı şekillendirmişti.
***
Gelelim bugüne.
Çok değil 1 ay önce iki partinin grup toplantılarından restleşmeler yükselmiş ve yerel seçim ittifakı hayal olmuştu.
Bahçeli’nin açıklamasına göre, yeniden görüşme teklifi AK Parti’den gelmişti.
İttifak kaçınılmazdı çünkü CHP-İyi Parti ve HDP’den oluşan karşı bloğun Ankara ve İstanbul’u alıp, Cumhur İttifakı’na darbe vurma tehlikesi var.
***
Ne diyordu AK Partili vekil:
İktidar kaybetmez, kaybederse iktidar olmaz.
O halde İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmemesi için ne gerekiyorsa yapılacak.
Dün, ilk adım atıldı.
Akkuş-Kılıçdaroğlu görüşmesi ve son durum
CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş, dün Ankara’da Kılıçdaroğlu ile görüştü.
Parti kulislerinde Kılıçdaroğlu-Akkuş görüşmesinde, henüz belli olmayan 9 adayın masaya yatırıldığı ve Akkuş’un görüşlerini aktardığı ifade ediliyor.
Büyükşehir konusunda Kılıçdaroğlu’nun eski tutumunun devam ettiği, Mustafa Bozbey’in aday gösterilmesi gerektiği fikrini değiştirmediği belirtiliyor.
Yıldırım’da ilçe örgütünün eğilimi bekleniyor.
Mudanya’da ise henüz aday belli olmasa da tablo netleşmeye başlıyor.
Bu ilçede son bir anket yapıldı.
Ankette Hayri Türkyılmaz‘ın ilk sırada çıktığı, Türkyılmaz’ı Erol Demirhisar’ın zorladığı belirtiliyor.
Bu durumda Türkyılmaz’ın adaylık ihtimali yükseliyor.
Ne var ki son kararı Ankara verecek.
AK Partili siyasetçiden aşırı harcama eleştirisi
Malum, yerel seçim sürecindeyiz ve adaylar sık sık ziyaretimize geliyor.
Dün de iki konuğumuz vardı.
Biri CHP’li, diğeri AK Partili…
CHP Yıldırım Meclis Üyesi Cemil Ocak, yeniden aday.
Ancak bir şartı var.
Örgütün önüne sandık konulursa aday olacağını söylüyor.
Zaten Yıldırım yönetimi de, Ankara’ya fermuar yöntemiyle belediye meclis üyelerinin belirlenmesi için teklifte bulunmuş.
Ocak, bilgi birikimi ve deneyimiyle, ‘göreve hazırım‘ mesajı verdi.
AK Parti Nilüfer Adayı Tahir Kahveci’nin hedefindeyse belediye yönetimi vardı.
Kahveci, Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü‘nün düzenlediği etkinlikleri eleştirdi.
AK Partili siyasetçi, belediyenin borç batağında olduğunu ancak sürekli konser yaptığını, festivaller düzenlediğini, çok sayıda sanatçıya yüklü miktarlarda kaynak harcayıp bütçeyi sarstığını hatırlatarak, “Zaten Nilüfer’de başka bir şey yapılmıyor. Kültür-sanat adı altında yapılan etkinlikler bütçenin üçte birine denk geliyor” dedi.
Kahveci son olarak, “Nilüfer’den aday olup kazanırsam, ilçedeki tüm sorunları gidereceğim” diyor.