Balık hafızalı bir toplum olduğumuz söylenir.
O halde gelin hafızalarımızı tazeleyelim, 20 Mayıs’a dönelim.
Ekip otomobiliyle Çevre Yolu‘ndan Ankara istikametine ilerleyen polis memuru Servet Ildız, Çağlayan Tır Parkı civarında, emniyet şeridinde bir trafik kazasına rastlıyor.
Bunun üzerine aracından inerek kazaya müdahale etmek istiyor Ildız.
Bu sırada aynı istikamette ilerleyen bir TIR, kaza yapan otomobile yandan çarpıyor.
Kaza yapan otomobille TIR‘ın arasında sıkışan Ildız, oracıkta şehit oluyor.
Talihsiz olayı hatırladınız mı?
Peki polis memurunu şehit eden TIR şoförü nerede biliyor musunuz?
4 ay cezaevinde kaldı ve mahkemenin 4 yıl 2 ay hapis cezasının ardından serbest bırakıldı.
Yine Bursa’da bir taksi şoförü yolunda giderken kafasına vinç düşmüş ve yaşamını yitirmişti.
O vinç şirketinin ortağı ve operatör de mahkeme kararıyla serbest kaldı.
Birinin cezası paraya çevrildi, diğerininki ertelendi.
Sosyal medyada bu tahliye haberlerine tek bir tepki mesajına rastladınız mı?
Yazılı ve görsel medyada, bir tek eleştiri okuyup, izlediniz mi?
Elbette hayır…
Çünkü, şehit polis ve taksi şoförü gariban insanlardı.
Esasında, Türkiye‘de binlerce ölümcül kazada, binlerce sanık salıveriliyor.
Üstelik birçoğu, tek birgün cezaevinde kalmadan serbest bırakılıyor.
Rüzgar Çetin ise babasından dolayı ünlü bir adamdı ve ona tahliye kararı veren hakimler, linç edilmek için biçilmiş kaftanlardı.
Yahu, şehit polisin karısı şikayetten vazgeçmiş, anası, babası biz kimseden şikayetçi değiliz diye dilekçe vermiş…
Ne yapsın hakimler?
Kanunlardan habersiz, linç etmek için elleri tetikte olan bazıları istiyor, yaygın medya da mal bulmuş mağribi misali hadiseyi köpürtüyor diye, kanunun öngördüğü sınırların dışına mı çıksınlar?
Ötekine farklı hukuk, berikine farklı hukuk olur mu?
Olursa da hukuk değil, guguk olmaz mı?
Bahçeli pişman mıdır?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında başkanlıkla ilgili öyle bir konuştu ki, yakıcı gündemi değiştiriverdi.
Ancak şunlarla karşılaşacağını bilmem öngörüyor muydu:
-4 siyasi partinin grup başkanvekillerinin 7 maddesinde anlaşıp diğerlerini genel başkanlarının uzlaşmasına bıraktığı anayasa değişiklik pakedini yerleyeksan etti.
-“MHP, AK Parti’nin arka bahçesi oldu” söylemlerini perçinledi.
–AK Parti ile yakınlaşmadan rahatsız olan parti içi muhalefet ateşini alevlendirdi.
-Hükümete yakın medyanın övgülerine, Başbakan‘ın teşekkürüne mazhar oldu.
–CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke‘nin, “Saray’ın yedek lastiği” sözlerine muhatap oldu.
-Muhalefet partisi temsilcilerinin, “Bahçeli bu açıklamayı boşuna yapmamıştır, arka planda pazarlık var” sözlerini göğüslemek zorunda kaldı.
Zamanı geriye döndürsek, Bahçeli yine o sözleri söyler miydi?
Bilemedim…
Tek kişilik üniversite
Gümüşhane Üniversitesi‘nin internet sitesinde yer alan bu fotoğraf da öyle.
OHAL kapsamında tüm dekanlar istifa ettirildi ve çoğunun yerlerine de henüz atama yapılmadı.
Hal böyle olunca, Gümüşhane Üniversitesi‘ndeki 7 fakültenin dekanlığa Rektör İhsan Günaydın vekaleten bakıyor.
Yani hem rektör, hem de 7 fakültenin dekan vekili.
Olağanüstü Hal dönemini anlatan bin sayfalık yazı mı, yoksa bu fotoğraf mı?
Takdir sizin…