Hüda-Par’ın 24 Haziran’da Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğine dair haberi okuyunca şaşırmıştım.
Kurulduğu günden bu yana, referandumlar da dahil her seçimde AK Parti’yi desteklemelerine rağmen, iktidar ile köprüleri atan Hüda-Par nasıl oldu da yeniden Tayyip Erdoğan’ı destekleme noktasına geldi?
Üstelik HDP ile dirsek teması kurdukları, Saadet Partisi ile görüştükleri haberlerinin geldiği bir dönemde.
***
Kurucu Genel Başkan ve Genel Başkan Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Yılmaz ile Bursa 1. Bölge 2. Sıra Milletvekili Adayı Cemil Genç’i ağırladım önceki gün.
Girizgahta paylaştığım soru işaretlerini konuklarıma da yönelttim.
Adı muhalefet cephesinde anılan bir siyasi parti nasıl oldu da kısa sürede rotasını değiştirdi?
***
Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, süreci şöyle özetledi:
“25 Nisan’da seçime gireceğimiz kesinleşince, sürecin gergin bir havada geçmemesi için 10 siyasi partiden randevu talep ettik. Bir bakıma nezaket ziyareti yapmak istedik. Ancak 2 partiye hiç ulaşamazken, MHP, HDP ve CHP bize randevu bile vermedi. Aralarında Vatan Partisi’nin de bulunduğu 5 siyasi partiyle görüştük. Ancak HDP’nin randevu vermemesi bizi çok şaşırttı. Daha sonra HDP yetkilileri, bizimle görüşme konusunda, ‘Tabanımız Hüda-Par ile görüşmemizi istemiyor. Biz demokrasi güçleriyle hareket edeceğiz’ diye bir açıklama yaptılar. Ancak biz zaten ittifak için değil, seçimin sakin bir havada geçmesi için görüşmek istemiştik. Siyasi partiler bizim rakibimizdir, düşmanımız değildir.”
***
Erdoğan’ı desteklemelerini de şu sözlerle açıkladı Yılmaz:
“Biz zaten referandumda evet cephesinde yer almıştık. Çünkü, başkanlık sisteminin bu toplumun yapısına daha uygun olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, bu sistemle askeri vesayetin biteceğini düşünüyorduk. AK Parti askeri vesayeti bitirdi. Bu nedenle mevcut adaylar içinde Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldık. Ancak, biz MHP kontrolündeki Cumhur İttifakı’nı değil, Tayyip Erdoğan’ı destekliyoruz. Aslında seçime ittifak içinde girmeyi teklif ettik ama iktidar yetkilileri, sadece MHP ile ittifak yaptıklarını söylediler. Biz de, bir siyasi partinin himayesinde seçime girmeyi doğru bulmadık. Ve ilk kez bir seçime 81 ilde kendi listelerimizle gidiyoruz. Sadece Diyarbakır ve Batman’da bağımsız adaylar gösteriyoruz.”
***
Yılmaz, Kürt sorunuyla ilgili de sarsıcı sözler sarf etti:
“İktidar her ne kadar güvenlikçi bir politikaya dönse de Kürt sorununu çözse çözse, 2005’te, ‘Kürt sorunu benim öncelikli sorunumdur’ diyen Tayyip Erdoğan çözer. Biz aslında Erdoğan’ı destekleyerek, MHP’nin karşısında kendisini yalnız bırakmıyoruz.”
***
Hüda-Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz’ın sözlerinin özeti böyle.
Hüda-Par, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan mütedeyyin Kürt seçmen üzerinde ağırlığı olan bir siyasi parti.
Ancak bugüne kadar AK Parti’yi destekledikleri için, gerçek oy potansiyellerinin ne kadar olduğuna dair bir veri yok elimizde.
Zaten biraz da oylarını görmek için kendi listeleriyle seçime giriyorlar.
***
Hüda-Par’ın Tayyip Erdoğan’ı desteklemesi, etnik siyaset yapan HDP ile mesafeli olan Kürt seçmenin sandık sonuçlarına olan etkisini de test edecek.
Ayrıca, “Kürtler bu seçimde zinhar Tayyip Erdoğan’ı desteklemeyecek’ tezini de çürütecek cinsten bir karar bu.
Nitekim Doğu ve Güneydoğu’da dindar Kürtlerin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla.
Liderlerin performansı
Tayyip Erdoğan: Geçmiş seçimlerde olduğu gibi yine meydanları coşturuyor. Yine hatipliğini konuşturuyor. Yine polemiklere açık olsa da bu kez üslubu daha yumuşak.
Binali Yıldırım: Propaganda sürecine renk katıyor ve iklimi yumuşatıyor. Ancak Tayyip Erdoğan varken, ikinci planda kalıyor.
Muharrem İnce: Hem mitinglerdeki performansı, hem katıldığı televizyon programlarındaki hazırcevaplılığı ve kıvrak zekasıyla göz dolduruyor.
Kemal Kılıçdaroğlu: İnce ile uyumlu ve tam bir söylem birlikteliği içindeler.
Devlet Bahçeli: Tam olarak sahaya çıkmadı ancak özellikle sosyal medyadan yaptığı çıkışlar ses getiriyor.
Meral Akşener: Nedense tutuk. Bekleneni veremiyor ve fazla agresif.
Temel Karamollaoğlu: Miting yapmıyor ancak açıklamaları gündem oluşturuyor.
Doğu Perinçek: Girdiği tüm seçimlerde barajları yıktık geliyoruz diyen 30 yıl önceki Perinçek neyse bugün de o. “Kesin ikinci tura ben kalacağım” diyecek kadar huyu değişmemiş.
Bursa’ya küçük il muamelesi
Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu bugün Bursa’da.
Miting izleyip izlenimlerimi ve notlarımı paylaşacağım elbette.
Ancak bugün sadece küçük bir soru:
Bursa gibi büyük bir kentte seçime 23 gün kala miting yapılması, bu kenti küçümsemek anlamına gelmiyor mu?