AK Parti’de il başkanlığı arayışı gün geçtikçe, çetrefilli bir hal alıyor.
Bunca yıldır siyaseti takip ederiz, ilk kez böyle bir sürece tanık oluyoruz.
Son gelişmeleri hatırlayalım.
Ayhan Salman, 3 hafta önce Ankara’ya çağırılarak ‘aday olmayacaksın’ denildi.
Ancak, genel merkez yöneticileri çok daha önce bazı partililere il başkanlığı teklifi yapmış.
Daha sonra, temayül yapılıyor ve sandıktan Gökay Bilir çıkıyor.
Görevden alınan il başkanının yardımcısı.
Yani bu, şu demek oluyor:
Bursa’daki teşkilatlar, görevden alınan il başkanına bağlı. (Böyle olması doğal, çünkü ilçe kongrelerini Ayhan Salman yaptı. Zaten bu nedenle, Ayhan Salman ile devam edileceği kanaati hâkimdi.)
O halde akıllara şu soru düşüyor:
Yeni il başkanı, görevden alınan il başkanıyla hareket eden ilçe teşkilatlarıyla nasıl rahat çalışacak?
İlginç süreç, yeni il başkanı arayışlarında da sürüyor.
Mesela, Ankara’ya davet edilen liste 5 kişilikti.
Ancak hem listeye yeni bir isim eklendi, hem de listede değişiklik oldu.
Nitekim ilk listede yer alan Mustafa Sayılgan çıkarıldı, yerine Gökay Bilir konuldu.
Ayrıca ilk listede Hasan Çepni’nin ismi yoktu.
5 aday adayı mülakat için Ankara’ya davet edildikten sadece birkaç saat sonra Hasan Çepni de listeye eklendi.
Gelelim geçen haftaya…
Geçen hafta 6 aday adayına test yaptırmaları ve negatif çıkmaları halinde Ankara’ya gelmeleri söylendi.
6 kişinin testleri negatif çıktı ancak son anda, “Gelmeyin, genel merkezde bir kişi pozitif çıktı’ gerekçesi öne sürüldü.
Ne var ki aradan bir hafta geçmesine rağmen 6 aday adayı hâlâ Ankara’ya çağırılmış değil.
Hatta, genel merkezden test yapmaları çağrısı bile gelmedi.
Yani öyle anlaşılıyor ki süreç biraz daha uzayacak, belki de gelecek haftaya sarkacak.
Sürecin uzaması pandemi veya Ankara’nın yoğun gündemi gibi gerekçelerle izah ediliyor ama asıl gerekçenin çok daha farklı olduğu iddiası akla daha yatkın.
Süreç neden uzuyor?
Birincisi salı günkü yazımda detaylı bir şekilde değindiğim, ağabey formülüne uygun bir ismin bulunmasında zorlanılması.
İkincisi de parti içi güç dengelerinin baskısı.
Yani, yeni il başkanıyla partide mevzi kazanmak isteyen veya mevzisini kaybetmek istemeyen güçlerin, kendilerine yakın bir ismi il başkanı yapmak için verdiği mücadele.
CHP Altınşehir ve hayvansever gençler
Aydınlanma devrimini tabana yaymak, memleketin sosyal ve kültürel kalkınmasında öncü rol üstlenmek, ulusal değerleri geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla kurulan halkevlerinde sürekli üretim varmış.
Altınşehir Mahalle Temsilcisi Ali Akkuyu da, işe gider gibi her sabah 09,00’da temsilcilik binasını açıp, akşam saatlerine kadar ziyaretçi kabul ediyor.
Hiçbir kurum ve kuruluştan yardım almayan temsilcilik, etkinliklerden elde edilen gelirlerle ayakta duruyor.
Önceki gün gazetede konuğum oldu Akkuyu ve genç CHP üyesi Berk Can Yıldız.
Genç CHP’lilerin ‘sanpati’ isimli bir grupları var.
Kulakları çınlasın, hayvan dostu Şahin Gençal gibi haftada 2 gün dağa çıkıp, aç hayvanları doyuruyorlarmış gençler.
Kısıtlamaların olduğu bu dönemde, yiyecek bulamayan sokak hayvanlarının, insanları ısırmaya başladıklarını anlattı Yıldız.
Vatandaş da belediyeyi arayıp, hayvanları toplamalarını istiyor.
Belediye gelmezse CİMER’e şikâyet ediyorlarmış.
Belediye ekipleri de sokak hayvanlarını toplayıp, dağa, bayıra salıyor.
“Dağda bu kadar fazla hayvanın ne işi var?” diye sormayın.
Bunun sorumlusu biziz.
Bu çağda bu kesinti
6 yaşındaki çocukların bile kullandığı teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediği bu çağda, telefon hattının ve internetin kesildiği köyler olması utanç duyulacak bir durum.
Bilmem Türk Telekom yetkililerinin yüzü kızarmış mıdır?
Diğer operatörlere göre daha büyük yatırım imkânlarına sahip olması gereken Türk Telekom, maalesef teknolojik altyapı konusunda çok ama çok geride.
Ben de yıllardır kullandığım Türk Telekom hattımı iptal edip, yeni bir operatöre geçtim.
Oh, dünya varmış.