İnanılır gibi değil.
Mustafakemalpaşa’da, tek ‘suçu’ vatandaşa ucuz ekmek satmak olan Kazım Balaban isimli gönül adamı fırıncı yine gündemde.
***
1 yıl önce, ilçedeki diğer fırıncılar tarafından mahkemeye taşınan hadisede son durum şu:
Üstelik bilirkişi bu hesabı yaparken, tek bir gün bile fırına gitmemiş.
***
Bu nasıl hesap demekten alamıyorum kendimi.
Kendi yağında kavrulan küçük esnafın, yılda 365 bin lira zarar edip, hala faaliyetine devam etmesi için aklını peynir ekmekle yemiş olması gerekmez mi?
***
Bilirkişi raporunda maliyete günlük 135 lira kira eklenmiş.
Oysa adamın işlettiği fırın, kira değil kendi mülkü.
Zaten mahkeme başkanı da yeni bir bilirkişi raporu talep etmiş.
***
Fırın son derece hijyen, ekmek de hayli lezzetliydi.
***
Balaban’a nasıl bu kadar ucuz ekmek sattığını sormuştum.
Bakın neler söylemişti:
“20 yıl önce ekmeği hesaplı satma kararı aldım. Ve bu kararımdan dönmedim. Kararım, bayilere ekmek vermeden, fırından direkt satış yapmaktı. Bayilerin alacağı kârı, müşterilerime yansıttım.
Bayilere ekmek satmama kararımın da bir hikâyesi var. 20 yıl önce bir bakkalın bana, 53 çuval una tekabül eden ekmek borcu vardı. Bakkal borcunu sürekli erteliyordu.
O yıllar enflasyonun çok yüksek olduğu yıllardı. Aylar geçtikten sonra ödedi ama çok zarar ettim. Bakkalın ödediği parayla, 15 çuval un alınabiliyordu.
Yani 35 çuval un zarar etmiştim. İşte o gün, bir daha bakkallara ekmek satmamaya karar verdim. Böylece uygun fiyata ekmek satmaya başladım.
Bu şekilde bizi kurtarıyor. 3-5 kuruş kâr elde ediyoruz ama vatandaştan dua alıyoruz, önemli olan da bu. Bizim için paranın, pulun önemi yok. Tüm girdileri ucuza mal ettiğimiz için, satış fiyatı da uygun oluyor.
500 gram ekmeği 1 liraya satıyoruz. Zaten bazı yerlerde de aynı fiyat. Hatta 75 kuruşa satanlar bile var. Yani sadece ekmeği ucuz satan biz değiliz. Ama sadece bize haksız rekabet yapıyorsun diyorlar.”
***
Kazım Balaban’ın son cümlelerinin altını çizmekte fayda var.
Ne demiş:
“Başka yerlerde de fiyat aynı. Hatta ekmeği 75 kuruşa bile satanlar var. Ama sadece bize haksız rekabet yapıyorsun diyorlar.”
Demek ki dert, haksız rekabeti önlemek değil.
Dert, işini düzgün yaptığı ve kaliteli ekmeği hesaplı bir fiyata sattığı için müşterisi eksik olmayan bir fırıncının önünü kesmek.
Ayrıca Balaban sadece kaliteli, lezzetli ekmeği hesaplı fiyattan satmıyor, güler yüzü ve mütevazı kişiliğiyle de müşterilerinin gönlünde taht kuruyor.
Böylece, Almanya’dan bile müşterisi oluyor fırının.
***
BESOB Başkanı Arif Tak, bu işe vakit kaybetmeden el koymalı.
Çünkü o fırına, birkaç lira tasarruf yapmak için kilometrelerce uzaktan asgari ücretli yüzlerce insanın geldiğini biliyorum.
Fırının faaliyetlerini durdurmak, o dar gelirli vatandaşların ahını almak demektir.
CHP’de iki kişi Disiplin Kurulu’a sevk edildi
Salı akşamı toplanan CHP İl Yönetim Kurulu, Yıldırım İlçe Başkan Yardımcısı Ersin Şentürk ve kurultay delegesi Sinan Çiftçi hakkında önemli bir karar aldı.
Buna göre iki isim kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak İl Disiplin Kurulu’na sevk edildi.
Sinan Çiftçi, olağanüstü kurultay için imza veren 22 kişi arasında yer alıyordu.
Bakalım İl Disiplin Kurulu nasıl karar verecek?
Üretim ekonomisi
Dövizin durumu malum, freni boşalan kamyon gibi.
Makro ölçekte 500 milyar dış borç, 60 milyar dolar cari açık ile vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz su götürmez bir gerçek.
Ayrıca enerji, doğalgaz ve elektiriğe gelecek zamlarla kış döneminde özellikle dar gelirli yurttaşlarımızı zor günler bekliyor.
Benzine gelecek zamlar da tüm bunların üzerine tüy dikecek.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Tüm bunlar tek bir gerçeği ortaya koyuyor:
Enerjisi dışa bağımlı, yüksek tekonolojili üretim yapamayan, tasarruf oranı düşük ve ekonomisi ithalata dayanayan ekonomiler kırılgandır ve dövizdeki dalgalanmalar karşısında savrulurlar.
Son yıllarda yüksek teknolojili sanayi hamlelerine, savunma sanayisindeki önemli gelişmelere tanık oluyoruz.
Ancak hala yüksek teknolojili ürünler, toplam ihracatımızın çok ama çok düşük bir dilimini oluşturuyor.
O halde yüksek teknolojili üretimin, yükte hafif pahada ağır ihracat yapmanın ve enerji kaynaklarımızı açığa çıkarmanın vakti gelmedi mi?