Sokakta mendil satan çocuklara, dondurucu soğuklarda kâğıt toplayanlara, çocuklarına bakmak için gece geç saatlere kadar çalışmak zorunda olanlara bir tas sıcak çorba ikram ederek, içlerini ısıtıyorlar. Onlar Bursa Çorba Gönüllüleri…
Sayıları her geçen gün artan Çorba Gönüllüleri, sokak sokak dolaşarak, ihtiyaç sahiplerinin yüzlerini güldürüyor. “Amacımız sadece ihtiyaç sahiplerinin hayır dularını almak” diyen Bursa Çorba Gönüllüleri’nden Sabri Sami Toker, hedeflerinin aşevi kurmak olduğunu söylüyor.
Kimi fabrika işçisi, kimi esnaf, kimi öğrenci…
Ancak tümü hayırsever, tümü bir tas çorbayla ihtiyaç sahiplerinin gönüllerini fethedebileceklerini biliyorlar.
Esnafın da destek verdiği gönüllü hareketinde, işler imece usulüyle yürüyor.
Çorbalar evde pişiyor, dağıtımı da yine gönüllüler yapıyor.
Bursa Çorba Gönüllüleri’nden Sabri Sami Toker, bu haftaki Pazar Söyleşisi’nin konuğu.
İstanbul’da ‘Çorbada Tuzun Olsun’ isimli bir platform, sokakta yatan insanlara ulaşıp, onlara bir tas çorba dağıtarak içlerini ısıtıyor. Onlar geçen sene başlamışlar bu işe ve yaz-kış her gün çorba dağıtıyorlar. Biz de onlardan esinlendik ama mart ayında çorba dağıtımını bırakıyoruz.
30 GÖNÜLLÜ BİN 500 ÜYE
Kaç kişiyle başladınız?
İstanbul’la irtibatlı olan 5-6 arkadaşla başladık. Bugün işleri yürüten kemik üye sayımız 30 civarında. Gün sorumlusu, işleri organize ediyor. İnternet üzerinden de bir grubumuz var.
Toplam üye sayınız sadece otuz mu?
Aslında toplamda bin 500 üyemiz var. Ama Facebook sayfamıza üye olup, sadece beğeniyle kalan insanlar var. Asıl işleri yürüten bu 30 kişilik grup.
İMECE USULÜYLE ÇORBA DAĞITIMI
Ne kadar çorbanız var?
Bugün itibarIyla 15 günlük stoğumuz var.
Çorbanın maliyetini nasıl karşılıyorsunuz?
Çorbayı bazen esnaf yapıyor, bazen gönüllüler karşılıyor maliyeti. Çorba dışında, plastik kase, plastik kaşık ve ekmek ihtiyacımız da var. Bunları da kendi aramızda karşılıyoruz.
“İNSANLARIN HAYIR DUASINI ALIYORUZ”
Hep kent merkezinde mi dağıtıyorsunuz?
Başka mahallelere de ulaşmak isteriz elbette. Ama seyyar arabamızda sadece iki termos taşıyabiliyoruz. Bu da 120 kişilik çorbanın dağıtılması demek. Kent merkezinde, sokakta yaşayanlara, Suriyelilere ve ihtiyaç sahiplerine ulaşabiliyoruz. Onlardan aldığımız hayır duası yetiyor bizlere. O manevi hazzı aldığınızda ertesi gün zaten koşa koşa geliyorsunuz.
İnsanların yaklaşımı nasıl? Nelerle karşılaşıyorsunuz?
Bir gün ihtiyaç sahibi olmayan biri çorbamızı içtikten sonra 5 lira verdi bize. Biz de kase aldık o parayla. Mendil satanlardan çocuklarını doyurmak için gece geç saatlere kadar çalışan birçok insana kadar, ihtiyaç sahibi çok sayıda kişiyle karşılaşıyoruz. Çorbamızı içip, “Allah hayrınızı kabul etsin”, “İçimizi ısıttınız, teşekkürler” dediklerinde çok mutlu oluyoruz. Oruçlarını, dağıttığımız çorbayla açtığını söyleyenler bile çıkıyor. Genellikle ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz ama kabul ederlerse görev başındaki polislere, belediye personellerine de dağıtıyoruz.
Evet, aynı güzergâhda bazen her gün karşılaştığımız insanlar oluyor ve biz onları tanıyoruz, onlar da bizi tanıyor. Aynı kişilere denk geldiğimiz zaman, ‘size dün vermiştik, bugün veremeyiz” demiyoruz. Ağırlıklı olarak, çocuklara ve yaşlılara dağıtmaya çalışıyoruz. Öğrenciler de geliyorlar ama ihtiyaç sahiplerine dağıttığımızı öğrendiklerinde, anlayışla karşılıyorlar. İhtiyaç sahibi olmayanlar zaten istemiyor. Bir gün durakta yaşlı bir çifte çorba uzattığımızda, ‘Evladım, biz daha yeni çorba içmekten geldik. Allah hayrınızı kabul etsin’ yanıtıyla karşılaştık.
Ne tür çorba dağıtıyorsunuz?
Genelde kırmızı mercimek. Ama gönüllümüz, hangi tür çorbayı yapıyorsa,o dağıtılıyor.
Çorba dışında başka bir yiyecek dağıtmıyorsunuz?
Aslında vermek isteyenler oluyor ama istemiyoruz.
“AMACIMIZ AŞEVİ”
Son olarak bundan sonraki hedeflerinizi konuşalım…
Biz gezdikçe nerede ihtiyaç sahibi insan olduğunu öğrenebiliyoruz. İhtiyacı olan insanları topluma kazandırmak gibi bir hedefimiz var. İstanbul’daki gönüllü arkadaşlarımız, sokakta kalan ihtiyaç sahiplerini giydiriyorlar ve iş buluyorlar. Son olarak böyle bir ihtiyaç sahibine, iş bulup, kiralık eve çıkardıktan sonra, evini de dayayıp döşediler. İstanbul’da çok sayıda ihtiyaç sahibi insan var. 3 dil bilip de sokakta yatan insanlar var. Bizim de amacımız böyle ihtiyaç sahiplerine ulaşıp yardım etmek. Çalışmalarımıza Bursa Motorlu Kuryeler Derneği de destek veriyor. Terminal’de daha çok yatan insan var. O insanlara, bu dernek aracılığıyla çorba dağıtıyoruz. Peygamber Efendimizin, “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” sözünü çok önemsiyoruz. Bu nedenle, bir aşevi kurup, sokaklarda yatan insanları barındırmak ve ihtiyaçlarını gidermek istiyoruz.
“BAĞIŞ KABUL ETMİYORUZ”
Para yardımı alıyor musunuz?
Hayır nakit kabul etmiyoruz. Ama çorba ve kap maliyetini karşılayanlara hayır demiyoruz. Birinci derece yakınlarımızdan para alabiliyoruz ama dışarıdan kesinlikle nakit kabul etmiyoruz.
Akşam 7 gibi başlıyoruz dağıtmaya. Nalbantoğlu’ndan başlayıp, Setbaşı’na, oradan Cumhuriyet Caddesi’ne iniyor, Şehreküstü’den Çatalfırın’a çıkıyoruz. 2 özel termosta, 120 kişilik çorbamız var. 6 kişilik gruplar halinde dağıtıyoruz. Bize çorbayı dağıtacak gönüllü de lazım. Yaklaşık 3 saat sürüyor dağıtım işi. Soğuk havalarda zor oluyor ama hayır duaları almaya başlayınca vız geliyor. Gönüllü sayımız da gün geçtikçe artıyor. Celal isminde bir arkadaşımız askerde ama babası çorba dağıtıyor. Bayrağı o devraldı yani.
Gönüllüler kimlerden oluşuyor?
Genelde genç arkadaşlar. Her kesimden gönüllü var. Fabrika işçileri, işletme sahipleri. İsmimizi duyup para yardımı yapmak isteyen yurtdışında yaşayanlar bile çıktı.
Esnafın işini etkilemiyor musunuz?
Çorbacının önünde çorba dağıtmıyoruz. Onların da olumsuz bir davranışı yok. Zaten esnafla işbirliği halinde yapıyoruz bu işi.