Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, dün asgari ücretin bin 300 lira olacağını açıkladı.
Ardından ekledi:
Asgari ücret zammının yüzde 40’ını devlet, geri kalan kısmını da işveren karşılayacak.
Evet asgari ücret 1 Ocak 2016’dan itibaren bin 300 lira olacak.
Ancak, maliyetin yüzde 60’ının işveren tarafından karşılanması konusunda Plan ve Bütçe Komisyonu‘nda mutabakata varılımadı.
Nasıl mı?
İşte hadisenin perde arkası:
Önceki gece, (salıyı çarşambaya bağlayan gece) saat 01,30 sularında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu‘nda görüşülen Yüksek Öğretim ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Öngören Yasa Tasarısı‘na, iktidar partisinin teklifiyle ek bir madde eklendi.
Teklif, milyonlarca asgari ücretlinin maaşını bin 300 liraya çıkaran düzenlemeyle ilgiliydi.
Bakan Soylu’nun da bir gün sonra açıkladığı teklife göre, asgari ücret artışından doğan maliyetin yüzde 40’ını Hazine karşılayacak yüzde 60’ını da işveren…
Beklenti, 4 siyasi partinin teklife evet demesiydi.
Ancak HDP grubu, teklife karşı çıktı!
HDP’li üyeler teklife olumlu oy vermeyeceğini söyleyince, komisyonda buz gibi bir hava esti.
Ve HDP‘lilerin itirazı nedeniyle teklif gündeme gelmedi.
Peki HDP’liler neden teklife karşı çıktılar?
Usul yönünden (gece 01,30’da ansızın) karşı çıktıklarını söylemişler ancak gerçek neden şuymuş:
Maliyetin tümünü işveren karşılasın. Tasarı bu şekilde geçerse, işverenin yanında bir parti olarak algılanırız…
Kuşkusuz HDP‘li üyelerin itirazı, asgari ücret artışının Bakan Soylu’nun açıkladığı gibi formüle edilmesini engellemeyecek.
Nitekim düzenleme, ya önümüzdeki günlerde tasarı olarak komisyona yeniden gelecek ya da kanun teklifi olarak Meclis‘e gelecek.
Ancak HDP’lilerin şerhi, işveren karşıtı bir parti olarak görülmesine yol açacak.
Nitekim, maliyetin bir bölümünün işveren değil de devlet tarafından karşılanmasının ne sakıncası var, anlaşılır gibi değil.
2016’ya dair güzel temenniler
.jpg)
Son konuk olduğu için ben de 2016’ya dair mesajlarını aldım Aydın’ın.
3 mesaj verdi:
-Sağduyu
-Hoşgörü
-Birlik ve beraberlik
Erkan Aydın’ın bu 3 mesajı da Güneydoğu‘da yaşananlara ilişkindi.
Güneydoğu’da 10 binlerce yurttaş göç etmek zorunda kaldı, sokağa çıkma yasağının sürdüğü mahallelerdeyse binlerce yurttaş, can güvenliklerinin tehlikede olması bir yana temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor.
İş yapamayan, kepenk indirmek zorunda kalan esnaf da perişan.
Terörle mücadelenin sürdüğü mahallelerden, kentin tamamı olumsuz etkileniyor.
Umarız Aydın’ın da temenni ettiği gibi, 2016 barış, hoşgörü, birlik ve beraberlik yılı olur da, insanlık dramı son bulur!
Müftüoğlu, Nilüfer Belediyesi’nde
.jpg)
Kimi başka görevlere atandı, bazısı emekli oldu.
Kimi başka illere vali tayin edildi, bazısının da önü açıldı ve daha üst görevlere getirildi.
Kiminin görev süresi kısa, kiminin de uzun oldu.
Ancak önemli olan ne kadar görev yaptıkları değil, kentte iz bırakmalarıydı.
Vedat Müftüoğlu da iz bırakan bürokratardan biriydi.
Kısa süre önce emekli olmuştu Müftüoğlu.
Ancak emekliliği çok uzun sürmedi.
Nitekim Müftüoğlu artık Nilüfer Belediyesi İdari İşler Başkan Danışmanı.
Yani Müftüoğlu, yıllarının devlet deneyimi birikimini, bundan böyle Nilüferliler için kullanacak.
Müftüoğlu’na hayırlı olsun…