Olay Gazetesi Bursa

Havai fişek rezaletine kim dur diyecek?

Gün geçmiyor ki, Güneydoğu’nun bir bölgesinden patlama sesi gelmesin… Karakollar basılıyor, bombalı tuzaklarla asker ve polisler şehit ediliyor, sağlık emekçileri katlediliyor. Terör, kent merkezlerine bile nüfuz ettiği için, sokağa çıkma yasağı artık rutin bir uygulamaya dönüştü. Daha dün, Tunceli’nin en işlek caddesinde, güpegündüz karakola saldırdı teröristler. Mahallelerde koca koca hendekler açılıyor, boylu boyunca barikatlarla güvenlik güçlerine meydan […]

Gün geçmiyor ki, Güneydoğu’nun bir bölgesinden patlama sesi gelmesin…

Karakollar basılıyor, bombalı tuzaklarla asker ve polisler şehit ediliyor, sağlık emekçileri katlediliyor.

Terör, kent merkezlerine bile nüfuz ettiği için, sokağa çıkma yasağı artık rutin bir uygulamaya dönüştü.

Daha dün, Tunceli’nin en işlek caddesinde, güpegündüz karakola saldırdı teröristler.

Mahallelerde koca koca hendekler açılıyor, boylu boyunca barikatlarla güvenlik güçlerine meydan okunuyor.

Hasılı, Türkiye‘nin Doğusu cayır cayır yanıyor.

Askerin, polisin, sivillerin, sağlık çalışanlarının can güvenliği kalmamış durumda.

Peki, yaklaşık 15 milyon vatandaşın yaşadığı Doğu ve Güneydoğu‘da bunlar olurken, Batı’da neler yaşanıyor?

Misal Bursa…

Bursada, havai fişek rezaleti, havai fişek görgüsüzlüğü, havai fişek skandalı devam ediyor!

Gecenin bir yarısı, şiddetli bir gök gürültüsünü andıran patlama sesiyle irkiliyorsunuz.

Öyle bir gürültü ki bu, kilometrelerce öteden patlatılan havai fişek sesini evinizin salonuzda hissediyorsunuz.

Eskiden sadece, görgüsüz belediyelerin etkinliklerinde bu rezalete tanık oluyorduk.

Ancak bugün fiyatı düştüğü için, oğlunun sünnet cemiyetinde veya sevgilisinin, karısının, kızının doğum günlerinde bile havai fişek patlatan çok sayıda şehir magandası türedi.

Yas evinin yanı başında, sazlı, sözlü düğün yapılır gibi, Doğu‘da silah sesleri yükselirken, Batı‘da havai fişek sesleri yükseliyor.

Mardin‘de 4 polisimizi şehit verdiğimiz önceki günün akşamında bile, Bursa‘da seçkin bir mekanın düğün salonundan dakikalarca süren havai fişek sesleri yükseldi.

Hadi, ölümleri, katliamları umursamayan, şehit cenazelerine duyarsız kalan, şehit yakınlarının yasına zerre saygısı olmayan adamlar, içimizin kor gibi yandığı bugünlerde havai fişek patlatmaktan vazgeçmiyor.

Peki yetkililer neden izin veriyor?

Havai fişek gösterisi izne bağlı, izni veren makam da de o ilçenin kaymakamlıkları.

Belli ki, kaymakamlar bu duruma göz yumuyor.

O zaman bu kabul edilemez duruma dur demek, tek bir kişiye düşüyor, o da bu kentin mülki amiri Bursa Valisi Münir Karaloğlu’ndan başkası değil.

Sayın Valim, bir genelgeyle bu rezalete siz dur deyin…

Dur deyin ki, bu kentin bir ayıbı temizlensin…

 

İnsanlık dramından Avrupa sorumlu

 

Dün de değinmiştim, Avrupa ülkelerinin Suriye sorununamülteci sorununa ne kadar duyarsız olduklarını.

Bugünse, kıyıya vurmuş minik bedeni dünyayı ağlatan Aylan bebeğin ailesinin, birkaç ay önce Kanada’ya girmek istediği ve bu demokratik (!) ülkeden ret yanıtı aldıkları ortaya çıktı.

Yani, Aylan‘ın ölümünün bir sorumlusu da Kanadalı yetkililer diyebiliriz.

Aylan ve ailesi dün toprağa verildi.

O ölümlerden bize kalan 2 ders:

Bundan böyle, Suriyelileri hor görmek yok…

Bundan böyle, Avrupa’dan alacağımız tek bir barış ve demokrasi dersi de yok!

 

CHP’de adaylık sayısı…

 

Dünkü yazısında Ahmet Ağabey (Emin Yılmaz), CHP’de arka sıradaki bazı milletvekili adaylarının başvuru yapmayabileceğine değinmiş.

Gerçekten de özellikle, 9’uncu sıradan sonraki isimlerin adaylık eğilimi olmadığını ben de duydum.

Son başvuru tarihine kadar ne yaparlar bilinmez.

Ancak, tablo öyle olursa, CHP açısından vahim bir durum doğar.

AK Parti’de seçilebilecek yerlerde olan birkaç isim adaylıktan çekilirken, CHP‘de seçilmesi mucizelere kalmış adayların neredeyse tamamı ‘ben yokum’ derse, AKP‘liler maça 1-0 önde başlar, psikolojik üstünlük sağlarlar.