Geçmişte İsrail ile gırtlak gırtlağa geldiğimiz doğrudur.
Bir süredir, İsrail kadar olmasa da Rusya ile de düşman saflarında olduğumuz yalan değil.
Birkaç yıl öncesine kadar İsrail’e, birkaç ay öncesine kadar da Rusya’ya demediğimizi bırakmadığımız da hakikat.
Hükümete yakın gazetelerin manşetlerini yıllardır İsrail, bir süredir de Rusya karşıtı manşetlerin süslediği de gün gibi gerçek.
Ancak, uluslararası ilişkilerde ömrübillah düşmanlıklar yoktur.
Tıpkı yıllarca süren dostlukların bir gün yerleyeksan olabileceği gibi.
Eğer İsrail ile Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi iki toplumun da yararınaysa…
Şayet, Rusya ile Türkiye‘nin barışması, iki ülkenin de çıkarınaysa…
Örneğin turizm canlanacak, ihracatçı nefes alacak, üretici ayağa kalkacaksa…
Erdoğan’ın özür dilemesi veya üzgün olduğunu bildirmesinin ne önemi var?
Muhalifler, Bahçeli’nin oyununa geldi
Bir hukuk garabetidir gidiyor.
Ve sağlıklı işlemeyen süreç galiba tıkandı.
Tabii farklı bir karar gelmezse mahkemelerden.
Başından bu yana Devlet Bahçeli ve ekibinin amacı, zaman kazanmaktı.
Zaman kazanıp, il ve ilçe kongrelerini yapmak…
Ardından delegeleri yenilemek…
Yenilenmiş delegelerle de koltuğu sağlamlaştırmak…
Nitekim mevcut delege yapısıyla, partiyi teslim edebilirler.
Muhalif adayların, kendi aralarında bölünmeleri ve stratejik hata yapmaları da, genel merkezin elini güçlendirmiş durumda.
Son tahlilde, Bahçeli ve arkadaşları, psikolojik üstünlüğü ele geçirdiler.
Ve muhalifler çıkmaza girdiler.
Bu arada, MHP‘nin Bursa delegasyonuyla ilgili yazımdan sonra iki isim aradı.
O yazıda, Sinan Oğan‘ı destekleyecek 19 delegeyi yazmıştım.
Sadece 2 üst kurul delegesinden itiraz geldi.
Biri Gürsu eski İlçe Başkanı Suat Ermiş…
Ermiş, Sinan Oğan lehine imza vermesine rağmen, kurultayda kime oy vereceğine henüz karar vermediğini ancak değişimden yana olduğunu belirtti.
Zekeriya Zaralı ise, Meral Akşener’i destekleyeceğini söyledi.
Tabii kurultay olursa.
Ulcay’a soğuk duş
Geçenlerde Gemlik‘teydim…
Malum bu şirin ilçede, Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi eğitim veriyor.
Nefis bir manzaraya sahip olan fakültede, insanın hukuk öğrencisi olası geliyor.
Fakültenin Gemlik’e değer kattığını söylemeye bilmem gerek var mı?
Tıpkı yüksek okulların dağ ilçelerine kattığı değer gibi.
Ancak Uludağ Üniversitesi Rektörü Yusuf Ulcay, bir süreden bu yana, fakülteyi Bursa merkeze taşımak istiyordu.
Meğer işin perde arkasında, Ulcay’ın seçim öncesi hocalara verdiği söz varmış.
Ancak yanlış hesap Bağdat’tan dönmüş.
Siyasi irade ve yerel dinamikler Ulcay‘ın onca çabasına geçti vermemiş.
Lüks mekanları bırak, yoksullara bak
Ulcay karizmayı çizdirdi ancak kazanan Gemlik oldu.
Ramazandan önce ve bu kutsal ay boyunca, hocalar defalarca, iftar yemeklerinin aslına uygun olarak verilmesi gerektiğini, amacın hali vakti yerinde olanların karnını doyurmak değil, yoksulları düşünmek olduğunu, fitre ve zekatın oruç ibadetiyle taçlandırılımasının tesadüf olmadığını söyler durur.
Aslında bunları bilmek için, hocalardan vaaz dinlemeye de gerek yok.
Ortalama zekaya sahip her insan, “Komşun açken, tok olan bizden değil” anlayışını benimsemiş güzel İslam‘ın en sosyal ibadetlerinden orucun, mütevazi sofralardan geçtiğini bilir.
İftar davetlerinin birçoğuna katılmamaya özen gösteriyorum.
Lüks mekanlarda verilen iftarların ramazanın ruhuna uygun olmadığını düşünenlerdenim nitekim.
Kabaca bir hesapla, lüks mekanlarda verilen sadece bir gecelik iftarla, binlerce yoksulun sofrası şenlenir.
Peki buralarda kimlere iftar veriliyor?
O kurumun hali vakti yerinde üyelerine ve yüksek sosyeteye (!)…
Nerede yoksul, nerede dar gelirli?