Olay Gazetesi Bursa

Gemlik Belediye Başkanı Yılmaz’ın, Eyüp Gül isyanı…

Daha önce, meslek büyüğümüz, OLAY Gazetesi yazarı İsmail Öztat, Çevre İl Müdürü Eyüp Gül’ün, Gemlik’teki kimi kömür işletmelerinin, vahşi depolama yoluyla, çevreye verdiği zararlar karşısında sessiz kaldığını yazmıştı. Üstelik, tüm ihbarlara rağmen… Önceki gün televizyon programımda konuğum olan Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz da, Çevre İl Müdürlüğü‘ne isyan etti adeta. “Karsak Deresi’nde 15 yıl önce balıklar […]

Daha önce, meslek büyüğümüz, OLAY Gazetesi yazarı İsmail Öztat, Çevre İl Müdürü Eyüp Gül’ün, Gemlik’teki kimi kömür işletmelerinin, vahşi depolama yoluyla, çevreye verdiği zararlar karşısında sessiz kaldığını yazmıştı.

Üstelik, tüm ihbarlara rağmen…

Önceki gün televizyon programımda konuğum olan Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz da, Çevre İl Müdürlüğü‘ne isyan etti adeta.

Karsak Deresi’nde 15 yıl önce balıklar yaşıyordu. Şimdi tek bir canlı bile yaşamıyor. Derenin kirli akmasının sebebi, kimsayal atıklarını dereye akıtan fabrikalardır. Çevre İl Müdürlüğü’ne defalarca ihbar yaptık. Geceleyin, bazı fabrikaların dereyi nasıl kirlettiğini fotoğrafladık ve Çevre İl Müdürlüğü’ne yolladık. Ancak Müdürlük, dereyi kirletici unsurlara rastlamadıklarını söylüyor. Peki, bu dere, nasıl böyle kirli akıyor?” diye soran Yılmaz, Çevre İl Müdürlüğü‘nün çevreyi kirleten kömür işletmeleri konusunda da benzer bir yaklaşım içinde olduğunu söylüyor.

Ve şunu da ekliyor Yılmaz:

Ben AK Parti’nin belediye başkanıyım. Bizim iktidarımızda, bürokratlar da AK Partili belediye başkanları gibi farklı olmalı”.

Yani Yılmaz, AKP iktidarında suya sabuna dokunmayan bürokrat olmaması gerektiğini söylüyor.

Yılmaz‘ın isyanı dikkat çekici.

Defalarca ihbar yapmalarına rağmen, Çevre İl Müdürü Eyüp Gül’ün kılını kıpırdatmadığını söylüyor Yılmaz.

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin de, bu konuda benzer bir yaklaşım içinde olduğunu biliyorum.

Peki Gül, neden bunca hadiseye rağmen sessiz?

Kulislere, Eyüp Gül‘ün, AKP‘den milletvekili adaylığı kovaladığı konuşuluyor.

Yani, suya sabuna dokunmadan görev süresini tamamlamak ve daha sonra ver elini Ankara niyetindeymiş.

Bu doğru olabilir mi?

Kulisler böyle söylüyor.

 

Arınç’ın Torun vurgusu

 

AKP İl Başkanlığı‘nda belediye başkanları, milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri, kadın ve gençlik kolları üyeleriyle, hatırı sayılır oranda gazeteci.

Yani, klasik bir Bülent Arınç basın toplantısı görüntüsü.

Ancak, içerek olarak, farklı bir toplantı oldu.

Nitekim Arınç bu kez vurgularını, yerele, dahası bugün yapılacak il kongresine yaptı.

Bir bakıma, kulis kıvamındaki haber ve yorumları aydınlatmaya çalıştı, hoşuna gitmediği veya yanlış bulduğu yorumları yanıtladı.

Tabii Arınç’ın ana vurgusu, Cemalettin Torun’a yönelikti.

Torun‘u övmesi, 2 seçimi başarıyla geçirdiğini hatırlatması kayda değerdi.

Ancak, Genel Merkez‘in kararından sonra adaylıktan çekilen Tahsin Kara için söyledikleri de kayda değerdi.

Kara’nın partiye emek vermiş bir isim olduğunu söylemesi, “Ciddi bir adaydı ancak tercihimizi Torun’dan yana koyduk” anlamını taşıyordu.

Arınç’ın verdiği mesajlar, Torun’un, il başkanlığını perçinledi.

Dahası Arınç, Torun‘un arkasında olduğunu net bir şekilde ilan etti.

 

Çalışan Gazeteciler Günü

 

10 Ocak 2014 Çalışan Gazeteciler Günü‘nde bir fıkra paylaşmıştım hatırlarsanız.

Bugün 10 Ocak 2015…

Değişen birşey yok…

O halde bu fıkrayı tekrar paylaşmalıyım:

Napolyon dirilmiş ve Beyaz Saray’da Başkan Obama ile yemek yerken “Eğer benim elimde sizin sahip olduğunuz silahlar olsaydı, ben Waterloo savaşını kesinlikle kaybetmezdim” demiş.
Napolyon daha sonra Moskova’da Kremlin’de Putin’le yemek yerken de ona Sizin sahip olduğunuz gizli servis bende olsaydı ben Waterloo savaşını asla kaybetmezdimdemiş.
Napolyon daha sonra Türkiye’ye gelmiş ve Başbakan Erdoğan’la yemek yerken de ona “Sizin elinizdeki mükemmel basın gibi basın benim elimde olsaydı Waterloo savaşını kaybettiğimi hiç kimse duymazdı” demiş.