Faruk Çelik, uzun yıllar milletvekiliği, grup başkan vekilliği ve sonrasında da bakanlık yapmış deneyimli bir siyasetçi.
Son olarak Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği görevine atanan Çelik, siyaseti bırakmış değil.
Geçen gün yakın çevresinden biriyle sohbet ederken Çelik’in günlerini Ankara’da, Yüksek İhtisas Üniversitesi’nde geçirdiğini söyledi.
Bir başka ifadeyle Çelik’in Yüksek İhtisas Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığına seçildiğini belirtti.
Yeni göreviyle ilgili sorduğum soruyu şöyle yanıtladı:
“Vakıf üniversitelerini yürütmek kolay değil. YÖK ile ilgili sorunları olabiliyor. Vakıf üniversitelerine sahip çıkmak lazım. Yüksek İhtisas Üniversitesi de bin 300 öğrencisi olan, içinde Tıp Fakültesi’nin olduğu bir vakıf üniversitesi. Elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya, üniversitenin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz.”
Çelik, Yüksek İhtisas Üniversitesi hocalarının arkadaşı olduğunu ekledi ve aslında yabancı bir yerde olmadığını da kaydetti.
Evet Çelik, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği’nin yanı sıra bir vakıf üniversitesinin de mütevelli heyeti başkanlığını yürütüyor.
Yüksek İhtisas Üniversitesi, 2013’te kurulmuş, 3 fakülte, 3 yüksekokul ve 1 enstitüyü içinde barındıran, bin 300 kişilik bir vakıf üniversitesi.
Haluk Levent istedi otizmli çocuğa yardım elini uzattı
“Babası, işleri kötüye gidince Deniz’in otizm okulundaki ücretini ödeyememişti. 52 bin liralık 1 yıllık okul ücretini Sayın Bakanımız Faruk Çelik üstlenmişti. Fotoğraf istememişti ama çok ısrar ettim. Faruk Nafiz’in ‘Caddeden sokaklara’ şiirini okudum. Ardından tatlı ısmarladım.”
Çelik’le bu gelişmeyi de konuştuk:
“Sadece bir sanatçı değil, kendisini hayır işlerine adamış bir insan. Konser gelirlerini de hayır işlerine harcıyor. Kendisinin villada oturayım, lüks bir hayat yaşayayım diye bir derdi yok. Ahbap, diye bir dernek kurmuşlar. Nerede yoksul, yardıma muhtaç bir kişi varsa, yardım ediyorlar. Ben de kendisiyle bir otel lobisinde karşılaştım ve bana otizmli bir çocuğun okul ücretini, babasının karşılayamadığını söyledi. Tereddüt etmeden çocuğun masraflarını üstlendim. Daha sonra yine Ankara’da bir mekanda karşılaştık. Ben bu olayın gizli kalmasını istemiştim ama kendisi örnek teşkil etmesi için ısrar etti. Sanatçısından, siyasetçisine herkes aynı bakış açısında olursa dünyada her şey kendiliğinden rayına girecektir. Ama maalesef doymak bilmeyen bir dünyada yaşıyoruz.”
Haluk Levent’i uzun yıllardır takip eder, konserlerine de fırsat buldukça giderim.
Son Bursa konserinde, şiddetli yağışa rağmen, Açık Hava’ya gelen binlerce izleyicisini geri çevirmemiş, bir servet değerindeki müzik aletlerini riske sokma pahasına o yağmurda çıkıp şarkılarını söylemiş ve bir kez daha hayranlarının gönlünde taht kurmuştu.
Faruk Çelik ise otizmli bir çocuğun yüzünü güldürerek, örnek bir davranış sergiledi.
Tebrikler Haluk Levent, tebrikler Faruk Çelik.
İzzettin Küçük Gelecek Partisi’ne geçişini anlattı
Küçük’le Gelecek Partisi’ne geçisini konuştuk.
Gelecek Partisi’ne nasıl geçtiğiyle ilgili yorumu şöyle Küçük’ün:
“Sayın Davutoğlu bilge bir siyasetçi, mümtaz bir şahsiyettir. Kendisiyle dünya görüşümüz, siyasi çizgimiz, Türkiye tasavvurumuz aynı. Bu yüzden tereddüt etmedim.”
Küçük, AK Parti döneminde vali olmuştu.
AK Parti’nin içinden çıkan bir partiye üye olması AK Partililer tarafından nasıl karşılandı?
Öncelikle Küçük, 20’si kaymakamlık, 10’u da valilik olmak üzere 30 yıl bürokrat olarak görev yaptığını ve AK Parti iktidarı öncesinde de kaymakamlık yaptığını hatırlattı.
Ayrıca AK Partili dostlarından herhangi bir tepkiyle karşılaşmamış.
“Siyaset hayatın sadece bir cephesi. Önemli olan arkadaşlık, kardeşlik, dostluk ve dayanışmadır. Ve bu değerler ebedidir. Partiler değişir ama gönüller açıldıktan sonra kapanmaz. Siyaset insanların refahını ve mutluluğunu arttırmak için yapılır. Bu da sevgi diliyle olur. Bundan sonra da benden güzellik dışında başka bir şey duymayacaksınız” diyen Küçük’e Bursa Valiliği görevinden alınmasını da sordum.
Yorumu şöyle oldu:
“Bu çok normal. Nasıl vali olarak atanırken, ‘neden bizi vali yaptılar’ diye sormuyorsak, görevden alındığımız zaman da, ‘neden görevden alındık’ şeklinde bir sorgulama yapmaya da hakkımız yok.”
Küçük, ılımlı mesajlar verdi.
Yani valiyken nasılsa, siyasete girdikten sonra da aynı çizgide yürümeye devam ediyor.
Bozbey’den delege adaylığı yorumu
Bozbey dün bir ileti yollayarak, delegeliğe talip olmayışına açıklık getirdi:
“Ben CHP kongre süreci açıklanmasından itibaren her yerde, bu süreç içinde mahalle delegeliğine, il delegeliğine, kurultay delegeliğine ve yönetimlere asla aday olmayacağımı defalarca dile getirdim. Bununla birlikte ‘ben birçok kez delege oldum ama gençlerin delege olmasını ve yönetimlerde yer almasını önemsiyorum’ dedim. Hatta kendi mahallem dahil olmak üzere hiçbir mahalleye delege seçimlerinde, öncesinde ve sonrasında gitmedim. Ancak görüyorum ki, hala benimle ilgili, ‘şu sebepten dolayı aday olmuyor’ gibi ifadeler kullanılıyor. Doğru olmayan bu ifadeler bana yapılmış bir haksızlıktır.”