Olay Gazetesi Bursa

DOSAB`a suç duyurusu geliyor!

Kent dinamikleri, meslek odası temsilcileri, siyasetçiler, çevreye duyarlı basın ve en önemlisi halk, Demirtaş bölgesinde kurulmaya çalışılan termik santrale karşı itirazlarını şiddetli bir şekilde yükseltmesine rağmen, DOSAB yönetimi projeden vazgeçmiyor.     Vazgeçmedikleri gibi kendi ayaklarına kurşun sıkmaya başladılar. Malum, geçen hafta Bursa Kent Konseyi`nde önce halkın içeri alınmadığı ancak tepkilerin ardından kapıların açıldığı termik santral […]

Kent dinamikleri, meslek odası temsilcileri, siyasetçiler, çevreye duyarlı basın ve en önemlisi halk, Demirtaş bölgesinde kurulmaya çalışılan termik santrale karşı itirazlarını şiddetli bir şekilde yükseltmesine rağmen, DOSAB yönetimi projeden vazgeçmiyor.

 

 

Vazgeçmedikleri gibi kendi ayaklarına kurşun sıkmaya başladılar.

Malum, geçen hafta Bursa Kent Konseyi`nde önce halkın içeri alınmadığı ancak tepkilerin ardından kapıların açıldığı termik santral konulu bir toplantı  düzenlenmişti.

Toplantıda termik santrali, DOSAB`ın danışmanlığını da yapan Hacettepe Üniversitesi`nden Prof. Dr. Gülen Güllü isimli bir hoca savunmuştu.

Güllü, tablolar eşliğinde yaptığı sunumda, “DOSAB`daki işletmelerin emisyonları,  değerlerin üzerinde. Zaten bu bölgedeki işletmeler, çevreye zarar veriyor. Termik santral kurulursa, bu işletmelerin çevreye verdiği zarar en aza indirilir“anlamına gelecek, bir konuşma yapmıştı.

İşte bu konuşma ve Güllü`nün sunduğu bilgiler, TMMOB İKK ve bağlı odalar tarafından mercek altına alındı.

Çünkü Güllü, bir itirafta bulunmuş ve DOSAB`da üretim yapan işletmelerin havayı kirlettiğini ilan etmişti.

Konuyla ilgili görüşlerini aldığım TMMOB İKK Genel Sekreteri Remzi Çınar, “Başta suç duyurusu olmak üzere, her türlü yasal yola başvurmayı düşünüyoruz. Kent Konseyi`nde sunulan tabloyu inceleyeceğiz. İlk olarak aklımıza bu işletmeler hakkında suç duyurusunda bulunmak geliyor. Ancak başka girşimlerde de bulunabiliriz” dedi.

Gelişme böyle.

DOSAB yönetimi, Dimyat`a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olacak bu gidişle!

 

 

DOSAB`da üretim yapan işletmelerin çevreye verdiği zararları gösteren tablo

  

Termikçilere soğuk duş

 

Bursa Kent Konseyi`nin, geçen hafta düzenlediği termik santral konulu toplantıda dikkat çekici bir detay vardı.

Termik santrali, koca Bursa`da Hacettepe Üniversitesi`nden bir hoca savunuyordu.

Aynı tolantıda, DOSAB`ın maaşlı elemanı Serhat ŞengülUludağ Üniversitesi`ni suçlamış, DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman ise hızını alamayıp bu kentin üniversitesine yuh çekmişti.

Peki, termikçilerin Uludağ Üniversitesi`yle ne derdi var?

Yanıtı çok açık…

Proje, ÇED aşamasında olduğu için DOSAB yönetimi, Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü`ne gidiyor ve danışmanlık teklif ediyor.

Ancak bölüm yetkilileri, DOSAB`a kapıyı gösteriyor.

Çünkü Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Bursa`nın havasını kirletecek, tarım topraklarını yok edecek, insan sağlığını tehdit edecek bir proye danışmanlık yapmanın, termik santrali aklamak anlamına geleceğini biliyorlar.

Hal böyle olunca, DOSAB yönetimi, Bursa`da termik santrali savunacak tek bir akademisyen  bulamadığı içinHacettepe Üniversitesi`nden Gülen Güllü isimli ithal bir hocaya, `termik santral zararsızdır` dedirtmek zorunda kalıyor.

Yeri gelmişken, termik santralle ilgili  bir bilgi notunu da paylaşalım.

Nilüfer Kent Konseyi, yarın akşam Üç Fidan Parkı`nda, termik santral konulu bir toplantı yapacak.

 

Gözümüz aydın…

 

101 günlük kabus sona erdi ve rehinelerimiz, terör örgütü militanlarının elinden kurtarılarak yurda döndü.

Ancak, bazı yorumlar akıl sınırlarımızı zorluyor.

Yok efendim rehineler ABD istihbaratının sayesinde kurtuldu, vay efendim pazarlık yapılmış, yok fidye verilmiş, operasyonla değil de serbest bırakılarak kurtulmuş yurttaşlarımız.

Bunların hiçbiri, insan hayatından önemli değil.

Bu yorumlar da insanlığın bittiği noktayı gösteriyor.

O rehinelerin arasında, en yakınınız olsaydı, bunları söylebilir miydiniz?

Bunlar kötü örneklerdi…

Şimdi iyi bir örneği paylaşalım…

CHP Genel Başkanı Kemal KılıçdaroğluBaşbakan Ahmet Davutoğlu`nu arayarak teşekkür ediyor ve şu açıklamayı yapıyor:

IŞİD terör örgütü elinde 101 gün rehin kaldıktan sonra kurtarılan kardeşlerimize, vatandaşlarımıza ‘özgürlüğe, vatanınıza hoş geldiniz’ diyorum. Rehinelerimizin kayıpsız ve sağlıklı kurtarılmış olmalarından büyük bir mutluluk duydum. Vatanımızın özgür topraklarına, ailelerine, yakınlarına ve özgürlüklerine kavuşan vatandaşlarımıza geçmiş olsun, aileleriyle milletimize de gözünüz aydın diyor, kurtarma operasyonunun düşünülmesi, planlanması, uygulanması ve tam istediğimiz gibi sonuçlandırılmasında payı, katkısı, emeği olan herkese teşekkür ediyor, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.”

İşte sorumlu muhalefet liderliği budur…